Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

GELİN KÜLTÜRÜ ETRAFINDA OLUŞAN ATASÖZLERİ VE DEYİMLER

Sivas-Merkez çerçevesinde zamana yayılan süreler içinde tesbit edilmiş, gözlemlenmiş, derlenmiş ve birbirine eklemlenmiş olan bilgiler, dilde ve uygulamada sürdürülen ritüeller ve kalıp kullanımların bir kısmı,  yurdumuzun diğer yörelerinde de bilinmekte veya biraz farklı olarak söylenmekle birlikte folklor ve halkbilim bazlı çeşitli kaynaklarda da yer almışlardır.
Bu bağlamda; evlilikte gelinin yeri, önemi ve aile fertleriyle olan ilişkilerindeki konumu, atasözleri ve deyimlerin çokluğu, ‘gelin’in aslî unsur olduğu noktasında yoğunlaşmaktadır.
Bu sözlerde eski inanç ve inanış biçimlerini gördüğümüz kadar gelenek ve göreneklerin yansımalarını da bulabiliyoruz. Zaman ve hayatın  akışı içinde bazı kabullerin giderek değiştiğini, uygulamaların azaldığını  ve hatta terk edildiğini de söyleyebiliriz.

Adın ne? Gelin. Bundan büyük kusur mu olur?

Alfabetik olarak sıralandırılmıştır

Ağacı da süslesen gelin olur.
Akşama kadar ör gelin, sabaha kadar sök gelin.
Allah evlenenle, ev yaptırana yardım eder.
Allah kimseyi altın beşikle babası evine koymasın.
Allah bir kızı yazdı ise; kendi ay gibi evi saray gibi görünür.
Ali evlendi, Güllü gelin oldu.
Aldanan kız tarafıdır.
Almışlar yüzü güzeli, istemişler huyu güzeli.
Al zengin kızını döndersin babası evine, Al fakir kızını göndersin babası evine.
Al zengin kızını işlesin dolana dolana, Al fakir kızını işlesin dalana dalana)
Ana besler hurma ile el oğlu karşılar yarma ile
Ananın yazısı kızınındır.
Analar çeker zahmeti, kaynanalar döker günahı.
At beslenirken, kız istenirken.
Anası yatmış uyumuş, kız büyümüş.( çeyiz hazırlamayana derler)
Anamın kapısı, altın yapısı. Ellerin kapısı, kahir kapısı.
Anasına bak kızını, kenarına bak bezini al.
Aşı pişiren yağ olur; Gelinin yüzü ağ olur.
Baltayı sapı, kızı soyu sattırır.
Beşik, eşik, keşik.
Bir evde tek gelin, keklik gibi sek gelin.
Bir kız on beşinde ya erde, ya yerde.
Bir evin bir kızını alma, bir evin bir oğluna varma.
Bir evde iki kız: biri çuvaldız biri biz.
Bir evde tek kız, keklik gibi sek kız. Bir evde beş kız, oraya buraya koş kız. (Gelin içinde söylenir.)
Bizim gelin bizden kaçar, tutar elebaşın açar.
Cumanın gelini (Çok taze gelin).
Çamaşır yıkayan gelini babası evine göndermeli.
Çerkes’in kızı, Türk’ün gelini olsam.
Çocuk kundakta, gelin duvakta.
Davul bile dengi dengine diye vurur.
Delikli boncuk yerde kalmaz.
Düğünde gelinle güvey sevinir, bir de yanında iki deli.
Dünkü cumanın gelini.
Duvakla girilen yerden kefenle çıkılır.
Ecel ile nikah günü şaşmaz.
Er urbası giyip, er ekmeği yemek.
Er evlenen döl alır, erken kalkan yol alır.
Erine göre bağla başını, kazanına göre eğle aşını.
Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
Gelin binmiş deveye, gör ki nasip nereye?
Gelin iskemi (iskemle) getirmiş, üzerine kendi oturmuş.
Gelin yaptı, karga kaptı.
Gelin, haline göre salın.
Gelin, dış kapının mandalı.
Gelin bostan kapısıdır; sökülür, takılır.
Gelin un çuvalıdır, vurdukça tozar.
Gelin ocağa geçti, ocak bucağa geçti.
Gelin görmedik ev olur, ölüm görmedik ev olmaz.
Gelin gelin değil, gittiği yer gelin olmalı.
Gelin yumurta yemez.
Gelin geldiği gibi, ölü öldüğü gibi kalmaz.
Gelin geldiği, pabucu alındığı gibi kalsa
Gelin ile ölünün atı yüğrük olur.
Gelin, kaynana toprağındandır.
Gelin oyunu sever, düğün bahane.
Gelinin ayağı, çobanın dayağı.
Gelin kısmı iki kat olmalı: Biri giderse biri kalır.
Gelin hizmeti ile, kişi (koca) karısı ile sevilir.
Gelin getirdik oturak (oturalım) altımıza battı pıtırak.
Gelinin başı kırılsa börk altında, kolu kırılsa kürk altında.
Gelin eşikte, oğlan beşikte.
Gelin atladı eşiği, hazırladı beşiği.
Gelin gitti yerine, kalan kızlar yerine (heveslene)
Gelin gökçek (çiçek), her dediği gerçek – kaynana yılan, her dediği yalan.
Gelinliği pekmez sandım, yüreğimi yakmaz sandım.
Geline etme kızından bulursun, üveye etme özünden bulursun.
Geline etme, kızında bulursun; üveye etme, özünde bulursun.
Gelin oldu
(Zor bulunan, pahalı olan)
Gelin gezdirmez.
(Gaz lambası)
Gelin aldatan.
(Akşam güneşi)
Gelinlik, kahır külahı giyinmektir.
Gelinlik bir gün olsa, güller kondururum.
Gence varan yumruk yer, kocaya varan kuyruk yer.
Gidenin yerini alırlar, ölenin erini alırlar
Her şeyden pay olur kocadan pay olmaz..
Kaldık oğul eline, yalvar deli geline.
Kanbersiz düğün olmaz.
Kaynana dinsiz, gelin dilsiz olur.
Kaynananın iyisi, kırk arşından kuyusu.
Kendi başını bağlamayan, düğün evinde gelin başı bağlarmış.
Kendi kendine gelin güvey olmak.
Kız evi, naz evi.
Kız el aşıdır.
Kızın var mı? Sızın var.
Kızlık sultanlık, gelinlik vezirlik (rezillik diye de söylenir).
Kız alırsan kardeşli, gelin alırsan saçlı, tarla alırsan taşlı.
Kızım sana bir bahane biçeyim ki evde kalasın.
Kız kapısı, naz kapısı.
Kız bir köprüdür: üzerinden herkes geçer, biri kalır.
Kız alırsan kardeşli, Gelin alırsan saçlı, Tarla alırsan taşlı.
Kız sizin, söz sizin. (gelini alana kadar)
Kız beşikte, çeyiz sandıkta.
Kız yükü, tuz yükü ağır olur.
Kız kısmı iyi mal, has mal, saklanacak mal değil.
Kızın gelin gitmesi kan olacak iş ama, anası da elden geldi. (Kız  babası söyler.)
Kıza kırk defa gidilir, bir defa alınır.
Kız nişanlı, gelin iki canlı, oturun yavrum oturun.
Kız nişanlı, gelin iki canlı, kaynana bu hallı.
Kız gittiği, söz bittiği yerde.
Kızı anasının höllüğü ile vermeli.
Kız gittiği, oğlan bittiği yerde ekmek yer.
Kızı kız iken görme, gelinken gör; gelinken görme, beşik dibinde gör.
Kızım, elde kız, bende gelin olaydın.
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit.
Kızlar evlenmeyi bir şey sanmış, vardığı günden usanmış.
Kızım bir baha biçeyim ki evde kalasın.
Küçük kızın sonu gelin, büyük yaşın sonu ölüm.
Ne kız olup sallandım, ne gelin olup allandım.
Ne kızı verir, ne düğürü (dünürü) küstürür.
Neyleyim boyu güzel? İsterim huyu güzel.
Nasıl kız öyle de gelin.
Ne kadar arık et olsa ekmek üstünde gerek
Ne kız olup sallandım, ne gelin olup allandım.
Ne kızı verir, ne düğürü küstürür.
Nikâhta kurt ise koyun olur.
Nikâhta keramet vardır.
Oğlunla oba, kızınla komşu ol.
Sarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Suçu gelin etmişler, kimse güvey girmemiş.
Unu eleyene kızı dileyene (dilediğine?) vermeli
Uzun saçlının ahı yerde kalmaz.
Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun.
Yastık değişir, yazı değişmez.
Yayığı yaydım yağ bana kaldı, kaynanam öldü ev bana kaldı.
Yenice elek seni nerden asayım? (Taze gelinlere söylenir.)
Yerliye var yerliye, adın dönsün erliye.
Yorulana kadar dünür gezelim ki ölene kadar bizimle otursun.
Yorulana kadar ara, ölene kadar geçin.
Yüzü güzelden doyulur, huyu güzelden doyulmaz
(Hikâyede de verilen mesaj aynıdır.)

Prof. Dr. Nesrin KARACA