Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

TARİKAT NEDİR?

Allah’tan kopup gelen ruhlarını yine Allah’a ulaştırma duygusundaki Sofi’ler için tarikat, başlangıçta sâdece Allah’a giden yol’du.

Kelime, lügatte yol demekti. Her sofî, bu yolda kendi manevi kudret ve istidadı ölçüsünde mesafe alıyor; bir manevi hâl’den daha üstün bir manevi hâl’e geçmek süreliyle ilerliyordu. Sûfîlik, az zamanda, başkalarına yol gösterecek kudrette, vecidli ve tecrübeli şahsiyetler yetiştirdi.

Şeyh, mürşit veya pir denilen böyle tasavvuf büyüklerinin çevresinde toplanmalar başladı.
Hicretin ikinci asrı ortalarından İtibaren Şam’da, daha sonraki asrın ikinci yarısında da Irak ve Horasan’da böyle topluluklar görüldü.

Bir bilgiye göre, ilk zaviye M. 779 da ölen Küfeli Ebû Hâşim tarafından Şam’da kuruldu. Sûfi ünvânı da ilk defâ Ebû Hâşim’e verildi.

Sonra, Mısırlı Zünnûn (?-860) gibi, Horasanlı Bayezid Bistâmi (?-874) gibi, Iraklı Cüneyd Bağdadi gibi, Horasanlı Hallâc Mansur (857-922) gibi büyük sûfiler yetişti.
Onların şahsiyetleri çevresinde Bâyesidiyye, Cüneydiyye, Mansûriyye gibi isimler alan “toplanmalar” görüldü.

Fakat bir takım usûl’lere, erkânlara, âyin’lere bağlı, ilk “teşkilâtlı” tarikatler, bir başka söyleyişle; âyin ve erkân’larına dâir doğru bilgimiz olan ve hâlâ yaşayan ilk büyük tarikatler XII. asırda Bağdad çevresinde kuruldu. Bunlardan biri Şeyh Abdülkadir Geylânî (1078-1166) tarafından kurulduğu söylenen Kadirilik’dir.

Bir diğeri, Şeyh Ahmede’r-Rifâî tarafından kurulan Rifâî tarikat! (1180) dir.
Tarikatler, bundan sonra hızla çoğalmış, şûbelenip yayılmış; bu câzip müesseselerin bilhassa Horasan, Türkistan, Anadolu ve Balkanlar coğrafyasında büyük hayatları olmuştur.
Kaadirîlik, Rifaîlik, Mevlevîlik, Bektaşilik, Nakşbendîlik ve benzeri tarîkatlerin kuruluşundan ve teşkilâtlanmasından sonraki devirler için ”sofîlik yoluna giren kimselerin vücûda getirdikleri belirli âyin ve erkân’a bağlı, içtimâi teşekkül” demektir. Esasen medreselerden ayrı, dinî ve fikrî teşkilât hâlinde gelişen tarîkatların kendi aralarında bir takım fikir, âdet, kıyâfet, âyîn, âdâb ve mukaabele ayrılıkları bulunmasıdır ki onların da tarikat adlı yollara ve şubelere ayrılmalarına sebep olmuştur.

Tarîkatlerin kurucu ve yol gösterici fikir ve îman büyüklerine şeyh, mürşid ve pir denildiği gibi, bu mürşid’lerin gösterdiği yol’dan giden tarikat mensuplarına da mürîd, derviş gibi isimler verilmiştir. Tarikat mensuplarının toplanıp, zikir ve âyin yaptıkları, Allah’a varma yollarını duyup öğrendikleri binâların da kendilerine mahsus mîmârîleri ve Tekke, Zâviye, Dergâh, Hânkah gibi adları vardır.

N.S.BANARLI, R.T.ED.TARİHİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi