KOŞUK
- Türkler, İslamiyet öncesi belli dönemlerde, “sığır töreni” adı verilen av törenlerinde, “şölen” adı verilen kurban törenlerinde ziyafetler ve yenilgi ile biten savaşlar sonunda, bir araya gelerek eğlenirdi. Bu eğlencelerde söylenen çoklukla aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen şiirlere “koşuk” adı verilir.
- Hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir.
- Nazım birimi dörtlüktür.
- Bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa, bbba, ccca... (aaab cccb dddb)
- 7’li hece vezniyle söylenir.
- Genellikle lirik şiirlerdir. Bu yüzden koşukların duygu yönü ağır basar.
- Kopuz eşliğinde söylenir.
- Bu şiirlerin İslâmiyet sonrası Halk Edebiyatındaki adı koşma'dır.
- Genellikle kendi başına bütünlüğü olan dört dizeli bentlerden oluşan koşuklar, manilere ve koşmalara kaynak olmuştur.
KOŞUK ÖRNEĞİ
Öpkem kelip ogradım
Arslanlayu kükredim
Alplar başın togradım
Emdi meni kim tutar
Kanı akıp yoşuldu
Kabı kamug teşildi
Ölüg birle koşuldu
Togmuş küni uş batar
Kaklar kamug kölerdi
Taglar başı ilerdi
Ajun tını yılırdı
Tütü çeçek çerkeşür
Etil suwı aka turur
Kaya tübi kaka turur
Balık telim baka turur
Kölün takı küşerür
Günümüz Türkçesi
Öfkelenip dışarı çıktım
Arslan gibi kükredim
Yiğitler başını doğradım
Şimdi beni kim tutabilir.
Kanı akıp boşandı
Derisi baştan başa deşildi
Ölülerle bir oldu
Doğan güneş işte batıyor
Kuru yerler hep gülerdi
Dağbaşları göründü
Dünyanın soluğu ılındı
Türlü çiçekler sıralandı
İtil suyu akar durur
Kaya dibini oyar durur
Bütün balıklar baka durur
Gölü bile taşırırlar
Koşuk -2
Keldi esm esneyü
Kadka tükel osnayu
Kirdib odun kasnayu
Kara büht kükreşûn
Ördi büht ıngraşu
Aktı akın möngreşü
Kaldı bodun tanglaşu
Kükrer takı mangraşur
Kar buz kamuğ erüşdi
Tağlar suvı akışdı
Kökşin bulıt örüşdi
Kayguk bolup üğrişür
Günümüz Türkçesiyle
(bahar) Rüzgârı eserek geldi.
(ama bu rüzgâr) Kar tipisine benziyordu.
Halk soğuktan titreyerek (evlere) girdi.
(gökyüzünde) Kara bulutlar gürlüyor,
Bulutlar gürleyerek yükseldi
ve seller şarıldayarak aktı.
Halk (bu anî sağanak karşısında) hayret içinde kaldı;
bulutlar gürlüyor (ve insanlar) bağrışıyorlar.
Karlar ve buzlar hep eridi;
(böylece) dağların suyu (seller hâlinde) aktı.
(gökyüzünde) Mavimtırak bulutlarb elirdi;
(bunlar deniz üstündeki) kayıklar gibi
(havada) sallanıp duruyor.