Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

AŞK NEDİR?

 

Rûh’u Allâh’a vardıran büyük kudret, yine Allah aşkı’dır. Bu aşk yeryüzündeki güzel insanları sevmek şeklindeki mecâzi aşk değildir. Bu aşk mutlak varlığı, yâni Allâh’ı sevmek manasındaki hakîki aşk’tır. Yeryüzündeki güzelleri sevmek eğer Allah aşkı için bir başlangıç, bir öğrenme ve yola girme manasındaysa bunun faydası vardır. Değilse, bu türlü geçici ve maddî sevgiler için çarpan gönüle acımak lâzım gelir.

Aşk, ister iki insan arasında duyulan ve yeryüzünde çok görülen mecâzi aşk olsun, ister Allah’la kul arasındaki gerçek sevgi derecesini bulsun, aslında sebep aynıdır: Bir insan, bir başka insanda ışıldayan İlâhî güzelliğe, ister bilerek ister bilmeyerek vurulsun aslında vurulduğu güzellik Allah güzelliğidir; onur varlıklarda ve insanlardaki akislerdir.
Mecaz, hakikate götüren köprü olduğuna gör mecâzî denilen insan aşkı da kul’u birgün Allah aşkına götürebilir. Yeter ki bu aşk bir vücud ihtirası, bir nefis hastalığı, kısaca yanılmış ve sapıtmış bir istek olmasın.”

Esâsen insanların birbirlerine karşı duydukları önüne geçilmez çekiliş, birbirlerindeki İlâhî unsuru sezmelerinden ve hep birlikte aynı ilahi bütün’e yönelmiş cazibeye kapılmalarındandır. O kadar ki insanlarda göz ve gönül olup, onlara birbirlerini sevdiren büyük kuvvet yine insandaki cevherdir, insana üflenen Tanrı rûhu’dur. Nitekim:

Kendi hüsnün hûblar şeklinde peydâ eyledin
Çeşm-i âşıktan dönüp sonrâ temâşâ eyledin

diyen şâirin söylemek istediği mana budur: “Tanrım! Sen yeryüzü güzellerini kendi güzelliğinden yarattın; onlarda ışıldayan, senin güzelliğindir. Sonra onları seven âşıklarda göz ve gönül olarak yine kendi güzelliğini gördün ve sevdin.”

 

NİHAT SAMİ BANARLI

SON EKLENENLER

Üye Girişi