Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ALEGORİ

Bir sanat eserindeki ögelerin gerçek hayattan bir şeyleri temsil etmesi durumuna alegori denir.

       İstiâre-i temsiliyye, Bir düşünceyi, duyguyu inandırıcı ve etkili kılmak için, daha çok soyut kavramları somutlaştırarak yani bir bakıma simgeleri kullanarak anlatma yöntemi. Değişik bir ifadeyle, bir düşünce veya kavramın bir varlık ya da nesneyle somutlaştırılarak anlatılması.

       Yusuf Has Hacib’in (XI. yy) Kutadgu Bilig’i (1069), Şeyhî’nin (1373-1431) Harname’si, Şeyh Gâlib’in (1757-1799) Hüsn ü Aşk’ı (1782) anlatımında alegoriyi esas alan eserlere örnek gösterilebilir. 

      Simgecilikle alegorik anlatımı birbirinden ayıran temel nokta, sembolün evrensel, alegorinin ise sınırlı kabul edilmesidir. Söz gelimi, terazi bütün uluslarda adaletin, tilki kurnazlığın sembolüdür. Ama herhangi bir eserdeki bir sembol, sadece o eserin çerçevesi içinde, geçici bir zaman için bir anlamı temsil edebilir; Yahya Kemal’in “Sesiz Gemi” şiirindeki geminin tabutu temsil etmesi örneğinde olduğu gibi.

Kaynak: Turhan KARAKAŞ, Edebiyat Terimleri Sözlüğü

TDK Sözlük

 

***

 

  • Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme, yerine. Bir başka deyişle bir şeyi, başka bir şey kullanarak anlatma yoludur. 
  • Fabllar, alegorinin en güzel örnekleridir; çünkü fabllar kurguya dayanır; ancak kurgulanan gerçek birebir aktarılmaz, yapılan kurgu da farklı anlamlar içerir. Temsili anlatımdır.
  • Örneğin, bir güvercinimiz olsun. Bu güvercinin bir ressam tarafından, kendi BÂKİş açısıyla resmedilmesi sonucu ortaya çıkan görüntü, artık bir imgedir.
  • Bu imgenin bizim tarafımızdan nasıl göründüğü ise, bizim görme biçimimize, algılamamıza bağlıdır. Eğer resme baktığımızda, "barış" algılıyorsak,    o güvercin artık bir semboldür,
  • Bu sembolü kullanarak barışın veya savaşın anlatılması ise alegoridir. Güvercin dile gelip barıştan ya da savaştan hiçbir şey anlamadığını, kendi halinde bir kuş olduğunu ve tek derdinin temiz bir havada uçabilmek olduğunu beyan edebilir. Kurgularız olur ve bu da yine alegoridir.
  • Alegorinin çeşitli şekillerine her edebiyat türünde rastlanır. Bazen ahlâki ve manevi varlıkları kişileştirmede kullanılır: Kutadgu Bilig'de adalet, saadet, akıl ve kanaat gibi kavramlar şahıslarla sembolleştirilmiş; Yunus Emre Risalet-ün-Nushiye (Nasihate Dair Kitapçık) adlı mesnevisinde akıl \e ihtilasları insanlar gibi canlandırıp konuşturmuştur.
  • Alegorinin bir eserin bütünüyle mecazlar sistemine dayandığı da olur: Şeyh Galib'in Hüsn ü Aşk (Güzellik ve Aşk) mesnevisinde bütün canlı ve cansız varlıkların sembolleştirilmesi gibi.

 

FİTNECİ ASLAN

Aç aslan bir çayırdaki üç ineği gözüne kestirmiş, kestirmiş ya, üçünden birden korkmuş.

"Ben birini parçalarken öbür ikisi bir olur, hakkımdan gelirler sonra." diye düşünmüş. "En iyisi," demiş, "Bunları ben birbirlerinden ayırayım, teker teker paralayım. Daha kolay olur benim için."

Öyle yapmış, aralarına girip fitneyi sokmuş, her birini öbüründen ayırmış. Sonra teker teker tenhada kıstırıp paralamış, yemiş.

(Birlik güçlülük verir. Bir olundu mu düşmanlar çekinir, sokulmaz. Akıllı kişi dediğin, dostlarının, akıl yoldaşlarının yanından ayrılmaz, kopmaz hiç. Güvenli olur.)

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi