Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ANKA NEDİR?

Anka (cAnkâ) a.i.

Kafdağında yaşadığı varsayılan, tüyleri renkli, yüzü insana benzer, asla yere konmayıp daimâ yük­seklerde uçan ve kendisinde her kuştan bir alâmet bulunduran, adı var kendi yok bir kuştur. Boynu uzun olduğu için "ankâ" adıyla; avlarını kapıp uzaklara doğru uçtuğu için de "muğrib” sıfatıyla anılır. Efsâneye göre ankâ dişi bir kuş­muş. Allah bu kuş için bir erkek yaratmış ve çoğalmışlar. Sonra Necid ve Hicaz ta­raflarına yayılmışlar. Ankâ o yöredeki hayvanları birer birer alıp götürürmüş. Sonra sıra çocuklara gelmiş. O zaman Ashab-ı Ress onu, peygamberleri Hanzale b. Safvan’a şikâyet etmişler. O da dua etmiş ve ankâ kuşu nesli ile birlikte yıldırım çarpması sonucu ölmüş. Yine başka bir rivayete göre ankâ, cennet ku­şuna benzer yeşil bir kuşmuş. Bu yüzden ona "zümrüdüankâ*" denilirmiş. İranlıla­rın anka'ya üzerinden otuz kuştan birer renk ve alâmet bulundurduğu için sîmurg* veya sîreng dedikleri ankâ keli­mesinin de eski Oğuzcada anmak (an-) kökünden "bir şey hatırlatan resim" anla­mına geldiği düşünülürse, zümrüdü ankânın "simurga benzeyen, simurgu andı­ran" anlamında simurg-ı ankâ tamlama­sından bozularak dilimize yerleştiği düşü­nülebilir. Ankâ, halk arasında devlet kuşu olarak bilinen hümâ ve musiki kuşu olan Kaknûs* ile çok karıştırılmıştır.
Hatta bu yüzden el sanatları ürünle­rinde ve halılarda, çok eski dönemlerden beri ankâ, devlet kuşu olarak stilize edil­miştir.

Divân şiirinde ankâ kuşuyla ilgili efsâne ve rivayetlere sıkça rastlanır. Be­yitlerde "sîmurg veya sîreng" adı altında da zikredilen ankânın en büyük özelliği olarak Kafdağında yaşaması, renk, asla yere konmayışı, avlanmayışı ve ele geçirilmeyişi göze çarpar. Bu özellikleriyle çe­şitli teşbîh ve mecâzlara konu olur. Bazen bir cennet kuşu olarak yeşil rengiyle ele alınır.

Ankânın en yaygın kullanımı, sanatkârlığı temsil etmesinden kaynaklanır. Bu­nun yanında sevgiliden beklenen yardım için de ele alınır. Bu iki kullanım dolayı­sıyla "ankâ-meşreb", "ankâ-tabiat", sîmurg-ı çerh", "ankâ-yı himmet" gibi birleşik kelimeler kurar. Dünyayı çevrele­diğine inanılan Kafdağı ile birlikte tenâsüplere konu olur. Şehname*ye göre Zaloğlu Rüstem'i ankâ beslemiş olduğun­dan bazen Rüstem* ile birlikte de anılır. Bazen de sevgili, adının bilinip kendisi­nin asla görünmemesi nedeniyle ankâya teşbîh olunur. Âşık, sevgilisinden ankâ olarak söz ederken, ondan bir yakınlık ve yardım ummaktadır. Aynı sıfatı kendisine yakıştırmışsa kanâat ve alçak gönüllülü­ğünü övünerek söylemektedir. Avlanamayışı ve ele geçmeyişi nedeniyle de, ulaşılması zor durumlar için söz konusu edilir.

Anka, halk hikâye ve masallarında da önemli bir yer tutar. Bu tür söyleyişlerde yine kafdağı ile birlikte gördüğümüz ankâ, masal ve hikâye kahramanlarına yardım eden, onları istedikleri uzak di­yarlara götüren bir yardım kuşudur.
Cîfe-i dünya değil kerkeş gibi matlûbumuz

Bir bölük ankâlarız Kâf-ı kânaât bekleriz
                          Fuzulî

Çok nâtuvân eyledi Yahya tüvânger lutf-'ı şâh
Ankâ-yı Kâf-ı himmeti besler hezâran Zâl-i zer
                        Yahyâ

İsmi var cismi velî nâ-peydâ Kîmyâ ile cihanda ankâ
                  Nâbî

Kilk-i çâlâk-terim evc-i sühanda şehbâz
Fikr-i simûrg-perim Kâf-ı hikemde ankâ
                       Nazîm

Sayd-i şöhret olma ankâ-veş olursan bî-vücûd
                       İzzet Molla


İ.PALA, ANS.DİVAN ŞİİR SÖZLÜĞÜ

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi