ANKA NEDİR?
Anka (cAnkâ) a.i.
Kafdağında yaşadığı varsayılan, tüyleri renkli, yüzü insana benzer, asla yere konmayıp daimâ yükseklerde uçan ve kendisinde her kuştan bir alâmet bulunduran, adı var kendi yok bir kuştur. Boynu uzun olduğu için "ankâ" adıyla; avlarını kapıp uzaklara doğru uçtuğu için de "muğrib” sıfatıyla anılır. Efsâneye göre ankâ dişi bir kuşmuş. Allah bu kuş için bir erkek yaratmış ve çoğalmışlar. Sonra Necid ve Hicaz taraflarına yayılmışlar. Ankâ o yöredeki hayvanları birer birer alıp götürürmüş. Sonra sıra çocuklara gelmiş. O zaman Ashab-ı Ress onu, peygamberleri Hanzale b. Safvan’a şikâyet etmişler. O da dua etmiş ve ankâ kuşu nesli ile birlikte yıldırım çarpması sonucu ölmüş. Yine başka bir rivayete göre ankâ, cennet kuşuna benzer yeşil bir kuşmuş. Bu yüzden ona "zümrüdüankâ*" denilirmiş. İranlıların anka'ya üzerinden otuz kuştan birer renk ve alâmet bulundurduğu için sîmurg* veya sîreng dedikleri ankâ kelimesinin de eski Oğuzcada anmak (an-) kökünden "bir şey hatırlatan resim" anlamına geldiği düşünülürse, zümrüdü ankânın "simurga benzeyen, simurgu andıran" anlamında simurg-ı ankâ tamlamasından bozularak dilimize yerleştiği düşünülebilir. Ankâ, halk arasında devlet kuşu olarak bilinen hümâ ve musiki kuşu olan Kaknûs* ile çok karıştırılmıştır.
Hatta bu yüzden el sanatları ürünlerinde ve halılarda, çok eski dönemlerden beri ankâ, devlet kuşu olarak stilize edilmiştir.
Divân şiirinde ankâ kuşuyla ilgili efsâne ve rivayetlere sıkça rastlanır. Beyitlerde "sîmurg veya sîreng" adı altında da zikredilen ankânın en büyük özelliği olarak Kafdağında yaşaması, renk, asla yere konmayışı, avlanmayışı ve ele geçirilmeyişi göze çarpar. Bu özellikleriyle çeşitli teşbîh ve mecâzlara konu olur. Bazen bir cennet kuşu olarak yeşil rengiyle ele alınır.
Ankânın en yaygın kullanımı, sanatkârlığı temsil etmesinden kaynaklanır. Bunun yanında sevgiliden beklenen yardım için de ele alınır. Bu iki kullanım dolayısıyla "ankâ-meşreb", "ankâ-tabiat", sîmurg-ı çerh", "ankâ-yı himmet" gibi birleşik kelimeler kurar. Dünyayı çevrelediğine inanılan Kafdağı ile birlikte tenâsüplere konu olur. Şehname*ye göre Zaloğlu Rüstem'i ankâ beslemiş olduğundan bazen Rüstem* ile birlikte de anılır. Bazen de sevgili, adının bilinip kendisinin asla görünmemesi nedeniyle ankâya teşbîh olunur. Âşık, sevgilisinden ankâ olarak söz ederken, ondan bir yakınlık ve yardım ummaktadır. Aynı sıfatı kendisine yakıştırmışsa kanâat ve alçak gönüllülüğünü övünerek söylemektedir. Avlanamayışı ve ele geçmeyişi nedeniyle de, ulaşılması zor durumlar için söz konusu edilir.
Anka, halk hikâye ve masallarında da önemli bir yer tutar. Bu tür söyleyişlerde yine kafdağı ile birlikte gördüğümüz ankâ, masal ve hikâye kahramanlarına yardım eden, onları istedikleri uzak diyarlara götüren bir yardım kuşudur.
Cîfe-i dünya değil kerkeş gibi matlûbumuz
Bir bölük ankâlarız Kâf-ı kânaât bekleriz
Fuzulî
Çok nâtuvân eyledi Yahya tüvânger lutf-'ı şâh
Ankâ-yı Kâf-ı himmeti besler hezâran Zâl-i zer
Yahyâ
İsmi var cismi velî nâ-peydâ Kîmyâ ile cihanda ankâ
Nâbî
Kilk-i çâlâk-terim evc-i sühanda şehbâz
Fikr-i simûrg-perim Kâf-ı hikemde ankâ
Nazîm
Sayd-i şöhret olma ankâ-veş olursan bî-vücûd
İzzet Molla
İ.PALA, ANS.DİVAN ŞİİR SÖZLÜĞÜ
- Önceki
- Sonraki >>