HİÇ MAKDEM-İ DİLBERDEN YOLLARDA ESER YOK MU? - MEZAKİ
GAZEL
Hiç makdem-i dilberden yollarda eser yok mu
Ey bâd-ı sabâ sende bir tâze haber yok mu
Yûsufla o mehrûnun farkı katı zâhirdir
Erbâb-ı mahabbetde bir ehl-i nazar yok mu?
Bu bâğ-ı mahabbet kim bir tâze gülistandır
Zîb-i ser-i ümmide bir gonçe-i ter yok mu
Bu nâle-i şeb-gîrin âsârı görülmez mi
Bu şâm-ı garîbâna bir vakt-i seher yok mu
Bu sûziş ile andan zâhir mi olur derdim
Pinhân yine sînemde sad-dâğ-ı ciğer yok mu
Ey hızr-ı huceste-pey kim gümnâm-ı reh-i aşkız
Bu vâdî-i hayretde bir râhgüzâr yok mu
Âlemde Mezâkî-veş bir sâhib-i irfânız
Erbâb-ı dile mâ’il bir ehl-i hüner yok mu
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Ey sabah rüzgârı, o güzelin, ayak tozundan yollarda bir eser yok mu? Sende sevgiliye dair bir taze haber yok mu?
Yusuf ile ay yüzlünün arasındaki fark çok bellidir. Sevmesini bilenler arasında görmesini bilen yok mu?
Bu sevgi bağı ki yeni bir gül bahçesidir. Orada bizi ümitlendirecek bir gül goncası yok mu?
Bu geceleri dolduran iniltilerimiz görülmez mi? Bu garipler akşamının bir seheri yok mu?
Bu yanan gönlümün derdini nasıl görmezlikten gelir. Ondan saklasam bile, sinem yarılmamış mı, parça parça olmamış mıdır?
Ey ayağı uğurlu Hızır, biz aşk yolunun adı sanı bilinmez yolcularıyız. Bu hayret vadisine giden bir yol yok mu?
Biz dünyada Mezakî gibi, irfan sahibiyiz. Gönül ehlinin halinden anlayacak kimseler yok mu?
İLGİLİ İÇERİK