ÇEŞMİN GİBİ DİLLER DE ÂLÜFTE MİDİR BİLSEK - FEHİM-İ KADİM
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Çeşmin gibi diller de âlüfte midir bilsek
Diller gibi zülfün de âşüfte midir bilsek
Hep kârı tegâfüldür ol gamze vü ol çeşmin
Mest-i mey-i nahvet mi ya hufte midir bilsek
Gülzâr-ı mahabbetde şekl-i dil-i sad-pârem
Bir gonçe-i pür-hân-ı ne-şküfte midir bilsek
Bildik ne imiş aslın aşk-ı dil-i dildârın
Ammâ ki bu esrârı nâ-güfte midir bilsek
Hem-vâra Fehîmânın manzûm olur elfâzı
Âyâ güher-i tab'ı hep süfte midir bilsek
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
O Gönüller de gözün gibi karasız mıdır bilsek, gönüller gibi zülfün de dağınık ve perişan mıdır bilsek.
O gözün işi gücü hep bilmezlikten, tanımazlıktan gelmedir. Acaba kendini beğenme şarabıyla sarhoş mu olmuştur, yoksa naz uykusuna mı yatmıştır?
Muhabbet bahçesinde benim yüz parça olmuş gönlüm yeni açılmış bir gonca gül müdür bilsek.
Sevgilinin gönlündeki aşıkın ne olduğunu anladık. Fakat acaba bu sırlar, bilsek ki, Kimseye söylenmemiş midir?
Fehîm, sözleri ipe dizilmiş inciler gibidir. Acaba gönlündeki inciler delinmiş midir ipe dizilmeye hazır mıdır, bilsek.
İLGİLİ İÇERİK