ÂLEM KIRILIR KÂKÜL-İ FETTÂNIN UCUNDAN- VEYSİ
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Âlem kırılır kâkül-i fettânın ucundan
Âdemler ölür hançer-i berrânın ucundan
Dâğlar yakayım kelle-i bî-devlete cânâ
Başındaki destâr-ı perîşânın ucundan
Âhır başun alur giderün kûy-ı fenaya
Ey ş’ah senin nize-i hicrânın ucundan
Serrişte-i zülfün hevesi geçse gönülden
Bağrım delinür süzen-i müjgânın ucundan
Şi’rin gören îsâr-ı cevâhir ider ey dil
Dürler dökilür kilk-i düreşşânın ucundan
Veysî gice meclisde yine yandı yakıldı
Pervâne-veş ol şem’-i şebistânın ucundan
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Fitneler dağıtan kâkülün yüzünden bütün âlem kırılır keskin hançerinden nice insanlar ölür.
Şu nasipsiz başımla, senin başındaki tülbentin aşkına, gönlümü yaralar içinde bıraksam yeridir.
Sonunda başımı alır, yokluk âlemine giderim, ey sultanım. Senin ayrılığının hançeri yüzünden.
Zülfünün teline kavuşma arzusu geçse içimden, kirpiğinin iğnesi hemen bağrımı deler.
Ey gönül, senin şiirini gören mücevher saçılıyor zanneder. İnciler saçan kalemin ucundan öylesine mücevher dökülür.
O, yatak odasını aydınlatan mumun aksi yüzünden, Veysî, yine meclisteki pervane gibi yandı yakıldı.
İLGİLİ İÇERİK