RUHINDAN ŞEM’-İ MECLİS VAR İSE ŞERM Ü HİCÂB EYLER - ŞEYHÜLİSLAM BAHÂÎ
GAZEL
Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün
Ruhından şem’-i meclis var ise şerm ü hicâb eyler
Ki pervâne perin ruhsârına daim nikâb eyler
Hücûm-ı cân-fürûşan-ı gam-ı dil-dârı görmüştür
Anınçün tîri cân almakta çâk böyle şitâb eyler
Giderse cûş-ı seylab-ı sirişkim bir zaman böyle
Esâsından bu deyr-i saht-bünyâdı harâb eyler
Ham-ı zülfünde yârın dil o mürg-ı çâre-cûdur kim
Kemend-i dâm-ı sayyâd içre durmaz ızdırâb eyler
Bahâyî hâne-i ümmid kalmaz böyle der-beste
Nesîm-î lûtf eser elbette bir gün feth-i bâb eyler
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
(Ey sevgili) meclisin mumu her halde senin yanağının (parıltısından) utanmaktadır. Çünkü dâimi pervânenin kanadını yüzüne perde yapıyor.
Sevgiliden gelen acı ve ızdırâba ca feda edenlerin acelesini gördüğü içindir ki, (onun) ok’a benzeyen bakışları da can almakta böylesine acele etmektedirler.
Eğer gözyaşı selimdeki coşup taşma böyle bir müddet sürecek olursa bu sağlam yapılı kiliseyi temelinden yıkıp harâb eder. (Burada ki kiliseden maksat dünyadır)
Gönül, sevgilinin saç büklümleri arasındaki görünümüyle avcının kement halindeki tuzağına yakalanıp durmadan çırpınarak kurtuluş arayan bir kuşa benzer.
Bâhâyî, ümit evi’nin kapısı böyle kapalı kalmakta devam etmez: bir gün elbette iyilik ve yardım rüzgârı esecek ve kapıyı açacaktır.
İLGİLİ İÇERİK
ŞEYHÜLİSLÂM BAHÂYÎ - DAĞITTIN HAB-I NAZ-I YARİ EY FERYAD NEYLERSİN İNCELEME