SEVÂD-I MÜMKİNÂT ÂSÂR-I SUN’I BÎ-SÜHAN SÖYLER - NABİ
GAZEL
Sevâd-ı mümkinât âsâr-ı sun’ı bî-sühan söyler
Kitâb-ı k’ainât esrâr-ı Hakkı bî-dehen söyler
Senün gûşunda isti’dâd yok idrâkine yoksa
Leb-i cevde kemâl-ı sun’ı her berk-i çemen söyler
Şuhûd-ı nüsha-i sun’a nev-â-nev bulmayan kudret
İdüp tazyî’-i evkâtın hikâyât-ı kühen söyler
Kibâra sû-i kasdın oldugın yâd-âver-i âteş
Kılâ’ üzre lisân-ı top ile burc u beden söyler
O şûh âyinede aks ile eyler güft u gû Nâbî
Bilen söyler nikât-ı râz-ı hüsni bilmeyen söyler
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Yaratılmışlar. Yaratanın eserlerini söze hâcet kalmadan söyler; kaînat kitabı Hakk’ın sırlarını ağıza hâcet kalmadan söyler.
Senin idrak edebilmen için kulağında istidat olmalı yoksa yaradılışın ne mükemmel bir şey olduğunu bahçedeki yapraklar bile söyler.
Yaradanın eserlerini dile getirmekten âciz olanlar, geçmiş devirlerin eskimiş hikâyelerini söyler durur.
Bazı ileri gelenlerin kötü niyetli olduğunu, kalelerin burcuna ve bedenine atılan toplar gibi ateşi hatırlatan dil ile söyler.
O güzel, aynada kendi görüntüsü ile konuşur durur. Güzelliğin sırlarının ince noktalarını, ey Nâbî bilen söyler, bilmeyen söyler.
İLGİLİ İÇERİK