LEFF Ü NEŞİR
Şiirde veya nesirde birden fazla kavram söylendikten sonra bunlarla ilgili özellikleri belirtmeye veya bu kavramlarla karşılaştırmak üzere yeni kavramlar söylenmeğe denir
Önce söylenen kavramların sırasını takip ederek onlarla ilgili yeni kavramlar söylenirse düzenli (mürettep) leff ü neşir meydana gelir Sıra bozulursa düzensiz (müşevveş) leff ü neşir meydana gelir
a) Düzenli leff ü neşir
“Her cevr her cefâ yaraşır hüsn ü ânına
Bîdâd kıl keremse de şâyân olan sana”
“Cer ve cefa” ile “hüsn ü an” a karşılık ikinci mısrada “Bîdâd” ve “kerem” kavramları söyleniyor. Böylece ilk mısradaki kevramlar daha bir kuvvet kazanıyor.
“Dil var mı kahr-ı dehr ile vîrân edilmedik
Beytü’l hazan mi kaldı perîşân edilmedik”
“Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur”
(Faruk N. Çamlıbel)
İlk mısradaki "söz söyleme'' ve "bakma'' ile ikinci mısradaki "sesini duyan'' ve "göz'' kelimeleri arasında leff ü neşr vardır. Bu leff ü neşr birbiriyle ilgili unsurlar aynı düzen içinde sıralandığı için mürettep bir leff ü neşrdir.
“Mürdeye canlar virür bîmâra sıhhat leblerün
Hikmet i Lokman u i'câz-ı Mesîhâ bundadur”
(Bakî)
Şair beytin ilk mısraında sevgilisinin dudaklarının iki özelliğinden söz etmektedir: "Ölülere can verme'' ve "hastaları iyileştirme''. Bunların ilki Hz. İsa'ya ait bir mucize, İkincisi de Lokman Hekim'in bir özelliğidir. Unsurlar aynı sırada karşılıklı olarak verilmediği için bu beyitteki leff ü neşr, mürettep olmayan (gayr-i müretteb, müşevveş) bir leff ü neşrdir.
“Masallarda, türkülerde, cönklerde
Seni buldum, seni duydum, seni okudum”
Bu dizelerde de ilk dizede söylenen sözlere ikinci dizede karşılıklar verilmiştir.
“İçimde kor donar, buzlar çözülür
Yağan ateş midir, kar mıdır bilmem.”
Birinci dizede verilen “kor – buzlar” sözcükleri ile ilgili “ateş – kar” sözcükleri verilerek leffü neşr yapılmıştır.
“Biz denizde kaptan, ovada çiftçi, şehirde esnaf olan
Biz gemi yürüten, tarla süren, alışveriş yapan”
Burada üç sözcükle yapılmış bir leff ü neşr vardır. Birinci dizedeki “kaptan – çiftçi – esnaf” sözcükleri ile ilgili sözler ikinci dizede verilmiş ve leff ü neşr yapılmıştır.
“Bâran değil, şafak değil, ebr-i seher değil
Gözyaşıdır, ciğer kanıdır, dâd-ı ah’tır.”
Yenişehirli Avni
Bu dizelerde bârana (yağmur) karşılık olarak gözyaşı, şafağa (güneşe batarken ki kızıllık) karşılık olarak ciğer kanı, ebr-i seher’e (sabah bulutu) karşılık olarak dud-ı ah (ah’ın dumanı) verilmiştir.
“Döküntülerin yattığı
Bir müze gibi kiler
Elbiseler, paketler, tahtalar artığı
Düğmeler, ipler, paslı çiviler”
Behçet Necatigil
“Bazen eser, ufuklara uzanırım
Yorgun, harap, cahil
Kocam, evim, anam
Utanırım”
Behçet Necatigil
“Bakıp ol şâh ile nâz ü niyâze meşk ederiz
Gülün tebessümüne bülbülün teranesine”
Nedim
Naz=gül; niyaz=bülbül
Sen bana en sadık arkadaştın
Gönlümde ateştir, gözümde yaştın
Ne diye tutuşup, ne diye taştın
Beni kıskandırıp, kurmalı mıydın?
b) Düzensiz leffü neşir
“Yanar bir çöldür iklim-i muhabbet nem kabul etmez
O gülzârın ki âteştir gülü şebnem kabul etmez”
“Zil, şal ve gül Bu bahçede raksın bütün hızı
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı”
“Deli eder insanı bu deniz, bu gökyüzü
Göz kırpar yıldızlar, türküler söyler balıklar”
(Cahit Öztürk)