TELMİH
Sanatkârı heyecanlandıran olayın bir yönü, başka bir olayın yahut kişinin veya bir fıkranın hatırlanmasına sebep olur. Sanatkâr da hatırladığı olayı ön plana çıkarır. Okuyucuya da kendi hatırladığı olayı bildirmek ister. Böylece sanat ortaya çıkar. Kitaplarda “Söz arasında meşhur bir olaya işaret etmek” şeklinde tanımlanır.
Hiç kimsenin bilmediği olaya işaret etmek sanatı başarısız kılar.
“Hürr ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor”
YKB
Ramazanlarda ve bayramlarda donanmanın yeni ayın başlangıcını tespit etmek üzere ayın doğup doğmadığını gözetlemek için görevlendirerek denize açılması geleneğine işaret vardır.
“Seyretti havâ üzre denir taht-ı Süleyman
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde”
ZİYA PAŞA
“Süleyman’ın tahtı hava üzerinde uçuyordu derler, dünyanın geçiciliğine bak ki o muazzam saltanatın bile yerinde şimdi yeller esiyor.”
Yar sana
Çağlar sular yarsana
Çünkü Ferhat’ım dersin
Bulunmaz mı yar sana
Bu manide Ferhat’tan bahsediliyor. Ferhat’ın sevgilisi uğruna dağlan yararak su getirmeye çalıştığı herkesçe bilinen bir olaydır.
Lale Devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş.
Aşk şarabından kim bilir en son, hangi şanslı içmiş.
SEZEN AKSU
İnsanız, en şerefli mahlûkuz
Deyip de pek fazla övünmemiz haksız
Atamız elma çaldı cennetten
Biz o hırsızların çocuklarıyız.
ORHAN SEYFİ ORHON
Şair, ”Atamız elma çaldı cennetten” dizesiyle okuyucuya Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasına neden olan olayı anımsatmakta ve telmih sanatına başvurmaktadır.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i
Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
MEHMET ÂKİF ERSOY
Şair, Çanakkale şehitleri için yazdığı bu dizelerde, düşmanla savaşan Mehmetçikleri Bedir Savaşı'ndaki Hz. Peygamberimizin askerlerine benzetiyor ve bu olayı anlatırken geçmişteki bir olaydan yararlanıyor.
Ey dost senin yoluna
Canım vereyim Mevlâ
Aşkını komayayım
Oda gireyim Mevlâ
YUNUS EMRE
Son dizedeki "ateş" anlamına gelen "od" sözcüğü, Hz. İbrahim'in ateşe atılmasına ve ateşin gül bahçesine dönmesine telmih vardır.
“Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elimdeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
Derdi öküş Eyyüb ile
Gözü yaşlı Yakub ile
Ol Muhammed mahbub ile
Çağırayım Mevlam seni”
Yunus Emre
Birinci dizede "Hz. İsa’nın göğe çıktığı inancı" na, ikinci dizede "Hz. Musa'nın Tûr-ı Sinâ dağında Allah ile konuşması " olayına ve üçüncü dizede de yine "Hz. Musa'nın yere atınca yılan olan asasıyla gösterdiği mucizelere telmih vardır.
Şuh Şirin'ler yüzünden dağ delen Ferhat'lar
Aslıhan'lardan yanan Aşık Kerem'ler görmüşüz,
Sultan Süleyman'a kalmayan dünya
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün.
Ekmek Leylâ oldu dostlarım
Mecnûn oldum peşi sıra giderim,
Vahdettin şarabından Bir cur'a nûş edeyin
Enel-Hak çağıruban Dâra gir ey in Mevlâ"
Sabâ Mesih-dem olub bahârdan bu gece
Hıtâ'ya benzedi gülşen nigârdan bu gece
Ey nâme sen ol mâh-likâdan mı gelirsin
Ey Hüdhad-i ümmid Saba’dan mı gelirsin
Nabî
Şair beytinde Süleyman-Belkıs kıssasını hatırlatıyor.
- Önceki
- Sonraki >>