AŞK BİR ŞEM-İ İLAHİDİR BENİM PERVANESİ - ŞEYH GALİB
GAZEL 34
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Aşk bir şem’-i ilâhîdir benim pervânesi
Şevk bir zencîrdir gönlüm anın dîvânesi
Mahrem-i râz olalı gamzenle oldı hâtırım
Âşinânun âşinâ bîgânenin bîgânesi
Zühd-i huşkı bezm-i nûşânûşdan fark eylemez
Böyledir erbâb-ı hâlin meşreb-i rindânesi
Âlem-i âbın sevâd-ı hâki hep pür-feyz olur
Çeşme-i hurşîd-i hikmetdir hum-ı meyhânesi
Ol nigâh-ı çeşm-i zehr-âlûddan mey-nûş-ı nâz
Ben humâr-ı nergis-i şehlâsının mestânesi
El-hazer gâfil bulunma hançer-i hâbîdeden
Guft-gûy-ı katldir dâ’im anın efsânesi
Mahrem-i halvet-serây-ı zevki ol Gâlib de gör
Başkadır rez duhterinin meşreb-i ferzânesi
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Aşk kutsal bir mumdur; Pervanesi benim. Arzu bir zincirdir; gönlüm ona bağlanan delidir.
Gönlüm yan bakışının sırlarına ortak olalı, bildikle bildik, yabancıyla yabancı oldu.
Kuru ibadeti, içildikçe içilen içki toplantısından ayırt etmezler Sofilerin rintçe yaradılışları böyledir. (Erbâb-ı hâl, erbâb-ı bâtın, dış görünüşe aldanmayıp kâinatın aslını, gerçeğini araştırıp bilenlerdir. Bunlara Erbâb-ı tasavvuf, sofi de denir. Erbâb-ı kâl veya Erbâb-ı zâhir karşıtıdır.)
Su dünyasının toprağının karalığından hep bereket fışkırır. Bu dünyanın meyhanesinin küpü hikmet güneşinin kaynağıdır.
O, zehir bulaşmış gözün bakışından naz şarabını içmede. Ben şehlâ nergis gözlerinin mahmurluğunun sarhoşuyum.
Sakın, uyuyan hançerden habersiz olma; Onun sürekli söylediği efsane öldürme dedikodusudur
Gâlip! Onun yalnızlık sarayına gir de gör; üzüm kızının erkekçe yaradılışı bir başkadır.
İLGİLİ İÇERİK