KÂKÜLÜNDE HALKALAR ÇEŞM-İ SİYEHTİR HER BİRİ - ŞEYH GALİB
GAZEL
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Kâkülünde halkalar çeşm-i siyehtir her biri
Ârızında hâller nûr-ı nigehtir her biri
Şu’ledir zerrîn-taht-ı saltanat pervâneye
Beste-i zencîr-i aşkın pâdişehtir her biri
Ol şererler kim dil-i sûzândan etmişti zuhûr
Şimdi gerdûn-ı belâda mihr ü mehtir her biri
Tengnâ-yı hâne-i sûz u güdâza girmege
Târ-ı tanbûr-ı sürûdun şâh-rehtir her biri
Şîşe-i elfâzımız sahbâ-yı tahkîk istemez
Bir perîzâd-ı hayâle cilve-gehdir her biri
Yâd-ı çeşm-i yâr Gâlib eylemiş mestânı mest
Gûyiyâ bir Kahramân-ı Cem-sipehtir her biri
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Kâkülündeki halkaların her biri kara gözlerdir. Yanağındaki benlerin her biri bakışın nûrudur
Saltanatın altın tahtı pervaneye ateştir. Aşk zincirine bağlanmış olanların her biri padişahtır.
Yanan gönülden ortaya çıkan o kıvılcımların her biri şimdi belâ göğünde ay ve güneştir.
Yanıp yok olmanın daracık evine girmeye şarkılar söyleyen tamburun her bir teli geniş bir caddedir.
Sözümüzün şişesi inceleme şarabına gerek duymaz: her biri bir hayal perisinin göründüğü yerdir.
Gâlip! Sevgilinin gözünü anmak sarhoşları kendinden geçirmiş. Her biri sanki Cem gibi askeri olan bir kahramandır.
İLGİLİ İÇERİK