SERÂSER DÂĞ CİSMİM SÎNEM ÂTEŞ ÂH VAR DİLDE - ŞEYH GALİB
GAZEL
Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün
Serâser dâğ cismim sînem âteş âh var dilde
Bilmeziz neydügi bir illet-i cângâh var dilde
Cünûn iklîminin yektâsı aklın kâr-fermâsı
Ana sultân-ı aşk ıtlak olur bir şâh var dilde
Gezip dünyâları gam leşkeri teng etmesin câyın
Fezâ-yı vüs’ derler bir nişîmengâh var dilde
Nice gümgeşte olmaz sâlikân-ı deşt-i vahşet kim
Serâ-yı âlem-i gayba çıkar şehrâr var dilde
Ne var rûz u şebim yek-reng olursa berk-i âhımdan
Furûgundan güneş bir zerre olmaz mâh var dilde
Dimâğım lezzet almış şerbet-i şehd-i kanâ’atten
Nevâl-i lutf u câm-ı ayşdan ikrâh var dilde
Vukûfum yok bu rütbe hâhişin hayranıyım Gâlib
Gönülden de nihân bir matlab-ı dil-hâh var dilde
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Vücudum baştanbaşa yaralarla kaplı. Göğsüm ateş dolu, gönlümde feryatlar var. Gönülde canı kemiren, ne olduğunu bilmediğimiz bir illet var.
Gönülde delilik ülkesinin biriciği, aklın âmiri olan, adını aşk sultanı denilen bir şah var.
Gam askeri dünyaları gezip yerini daraltmasın. Gönülde engin boşluk denen bir toplantı yeri var.
Issızlık çölünün yolcuları yollarını nasıl kaybetmesinler? Gönülde gizli âlem sarayına çıkan geniş bir yol var.
Gönlümde parlaklığı karşısında güneşin bir zerre bile olamayacağı ay yüzlü bir güzel var. Ahımın şimşeğinden gecem ve gündüzüm aynı renkte olsa şaşılır mı?
Damağım bir kere kanaat balının şerbetinin tadını almış, gönülde artık hayat kadehinden ve iyilik bağışından ikrah gelmiş.
Gâlip! Hiç haberim olmadan bu derece arzunun hayranıyım: Gönülden de gizli bir gönül arzusu var.
İLGİLİ İÇERİK