DERYA-YI MUHİT CUŞA GELDİ - NESİMİ
Deryâ-yı muhît cûşa geldi
Kevn ile mekân hurûşa geldi
Sırr-ı ezel oldu Âşkârâ
Ârif neçe eylesin müdârâ
Her zerreden güneş oldu zâhir
Toprağa sücud kıldı tâhir
Nakkâş bilindi nakş içinde
La’l oldu ıyân Bedaşh içinde
Acı su şerâb-ı Kevser oldu
Her zehr nebât ü şekker oldu
Tiryâk-mizâcı tuttu ağu
Lü’lü’-i müdevver oldu dârû
Külli yer ü gök Hak oldu mutlak
Söyler def ü çeng ü ney Ene’l-hak
Maşûk ile âşık oldu bir zât
Mahv oldu vücûd-ı nefy ü isbât
Her katre muhît-i a’zam oldu
Her zerre Mesîh-i Meryem oldu
Taş u kesek oldu verd ü nesrîn
Ferhâd ile Husrev oldu Şîrîn
Mescûd ile Sâcid oldu vâhid
Mescûd-ı hakîkî oldu sâcid
Îmân ile küfr bir şey oldu
Tatlı ile acı bir mey oldu
Şirket aradan götürdü vahdet
Vahdetten açıldı bâb-ı rahmet
Cân ile ten oldu bir hakîkât
Birkidi şer’î at u tarîkat
Eşyâ ikilikten oldu hâlî
Bâkî ehad oldu lâ-yezâlî
Ey tâlib eger degülsen a’mâ
Gör vade-i küllü men aleyhâ
Ref’ oldu hicâb-ı mâ-sivâ’llâh
El-kudretü ve’l-bekâ’ü lil’llâh
Gayr oldu helâk ü vech kaldı
Bahr oldu şu kim bu bahre daldı
Ger açub ise basîretün bak
Gör sende Hakı vü gitme ırak
Çün mü’mine mü’min oldu mir’ât
Mir’âtına bak vü anda gör zât
Gör sen seni kim ne cism ü cânsen
Maksûd-ı vücûd-ı Kün fe-kân sen
Her kimse ki esridi bu meyden
Hâyy-i ebed oldu zât-i hayden
Nefsini çü bildi Rabbı
Tevhîd yolunda ekdi habbı
Ey Hakdan ırak olan azâzîl
Ger dîv değilsen Âdemi bil
Âdemde tecelli kıldı Allâh
Kıl Âdeme secde olma güm-râh
Şeytân-ı la’îne uyma zinhâr
Anun sözünü işitme ey yâr
Hakdan sana Lâ lüti’hu geldi
Hem Ve’scüd va’kterib diyildi
Çalındı kıyâmetin nefîri
Ey sağır işitmedin safîri
Haşrîn günü geldi uykudan dur
İnanmaz isen gözünü aç gör
Uykudan uyan ki mahşer oldu
Gör neçe zamâne pür-şer oldu
Sûr ünün işitmedi kulağın
Dayandı bu köprüden ayağın
Çün mahrem-i kul kefâ değilsen
Bîgânesen âşinâ değilsen
Kopdu kıyâmet kuruldu mîzân
Haşr oldu inan bulundu Yezdân
Her kimse ki tanıdı bu cânı
Bir zerreye saymadı cihânı
Yerden çıka geldi Dâbbetü’l-Arz
Uş sırrını eylerem sana arz
Müşrikden ider müvahhidi fark
Ey vay ana kim işi ala zerk
Hem hâtem anın elinde fermân
Ya’nî ki benem bu gün Süleymân
Mûsâ benem uş asâ elimde
Hakdan ezelî kılıç belimde
Halkın alına basar asâyı
Ya’nî ki bilin bu istivâyı
Ya’nî ki bu istivâdadır Hak
Ol mâlik-i mülk ü hayy-i mutlak
Hum cennet ü ham u hem likâdır
Rahman ile arşi’stevâ dır
Ger sen geçesin bu istivâdan
Âzâd olasan kamu belâdan
Hakdan bu sırât-ı müstakîmi
Bil sen ki budur Hakın na’îmi
Yüzün bu cihetten oldu beyzâ
Min fazlı âlihünâ te’âlâ
Elfâz-ı Nesîmî gör ne cândır
Deryâ-yı muhît u dürr ü kândır
Âdem tükeli Hak oldu bilgil
Mescûd-ı hakîka secde kılgıl
Fazl ister isen hakîkat ey yâr
Sa’y eyle bu işe kalma zinhâr
Dal bu bahre v’al bu gevheri sen
Ta kim bileler ki cevherîsen
K’ebyât-ı Ebu’l-Fazl Nesîmî
Min matla’ı hâzihî naîmî
El hak bu Nesîmî âyetinden
Gel oku anun nihâyetinden
Bu bahre dalalıdan Nesîmî
Terk eyledi ol zer ile sîmi
İLGİLİ İÇERİK