BEN MEST-İ HARÂBAM DİL MESTÂNE DEĞÜL Mİ YA - NEFİ
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Ben mest-i harâbam dil mestâne değül mi ya
Gerdûn yine ol bezme peymâne değül mi ya
Çün ‘âşıka rüsvâlık elbette mukarrerdür
Mestaneligüm böyle rindâne degül mi ya
Keyfiyyet-i nazmumla mest olsa n’ola ‘âlem
Her beyti safâ-bahşı mey-hâne değül mi ya
Bin genc-i güher olsa pinhân n’ola sinemde
‘İşret-gede-i tab’um vîrâne değül mi ya
‘Uşşâkı niçün kırmaz gamzen ne turur bilmem
Keskin mi değül tîgı mestâne değül mi ya
Kadrüm n’ola bilmezse yârân-ı sühan-perver
Ehl-i dile tab’ ehli bîgane değül mi ya
Nef’î dil-i şeydâya bir pâre tesellî vir
Lâyık mı değül ‘aşka dîvâne değül mi ya
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Ben, kendini kaybetmiş bir sarhoşum, elbette gönlüm de sarhoş olacak. Şu dünya yuvarlağı bu meclisin kadehi değil midir?
Âşıkın rezil rüsvâ oluşu tabii bir şeydir; benim sarhoşluğum da böyle, rindlere yakışır şekilde değil midir?
Benim nazmımın yüceliğinden bütün âlem kendinden geçse ne olur? Onun her beyti, safa bahşeden bir meyhane değil midir?
Sinem, binlerce inci hazinesini içinde saklasa ne çıkar? Benim içkiye meyyal tabiatım bir virâne değil midir?
Gamzen niçin âşıkları kırmaz, ne duruyor böyle? Onun kılıcı keskin veya sarhoş değil mi yoksa?
Söz ustası dostlar, eğer benim kadrimi bilmiyorsa bu dünya ehlinin, gönül ehline yabancı oluşundandır.
Ey Nef’î, çılgın gönlüne bir parça teselli ver. O, aşktan divâne mi değil, yoksa sen onu teselliye lâyık mı bulmuyorsun?
İLGİLİ İÇERİK
NEFİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
NEFÎ (Ö. 1635) - KASİDE VE GAZEL