BİZ RİND-İ HARÂBÂTÎ VÜ MESTÂN-I ELESTİZ - NEFİ
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Biz rind-i harâbâtî vü mestân-ı Elestiz
Mahşerde dahı câm-ı mey-i aşk ile mestiz
Yok bâde içün minnetimiz pîr-i mugâna
Sâkî-ı mey-i vahdet ile dest-be-destiz
Düşmezse nola gül gibi sâğar elimizden
Ne tâib-i beyhûde vü ne tevbe-şikestiz
Dinse ne aceb tab’ımıza bahr-ı ma’ânî
Sabhâ gibi pür-hâlet ü cür’a gibi pestiz
Olsak nola Nef’î gibi rüsvâ-yı dü âlem
Hem âşık u hem şâ’ir ü hem bâde-perestiz
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Biz, meyhaneden çıkmayan gönül ehli insanlarız ve ‘’Elest Bezmi’’nin sarhoşlarıyız. Mahşerde bile aşk şarabının kadehi ile sarhoşuz.
Bir kadeh şarap için meyhaneciye minnetimiz yoktur. Biz Vahdet şarabının sâkîsi ile eleleyiz.
Elimizden gül gibi kadeh düşmezse bunda şaşacak ne var? Biz ne boş yere tövbe eder, ne tövbemizden döneriz
Şairliğimize mânâlar denizi denilse yeridir. Şarap gibi coşkun ve dalgalı, yerlere saçılan kadehin son yudumu gibi alçakgönüllüyüz.
Nef’î gibi iki âlem halkına rezil rüsvâ olsak ne çıkar. Çünkü biz hem âşık, hem şair, hem de şarap düşkünü insanız.
İLGİLİ İÇERİK
NEFİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
NEFÎ (Ö. 1635) - KASİDE VE GAZEL