CEFÂ VÜ CEVRİ KO ALMA DİL-İ SÛZÂNI SİNEMDEN - NECATİ BEY
GAZEL
Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün
Cefâ vü cevri ko alma dil-i sûzânı sinemden
Od alup kanda yakarsın peri yüzlüm cehennemden
Gönül kasrına geldükçe hayâlün bir dem eğlenmez
Sanasın kim od almağa gelür bu külbe-i gamdan
Gözün merdümlük eyleyüp her ok kim sineme urdı
Kaşun yayı gamı anı çıkardı bir bir arkamdan
Yüzüni ey melek-sûret görürse diye hûriler
Bu sûretlü beşer gelmiş değüldür nesl-i âdemden
Hayâli serv-i kaddünün dile gelmedi haylıdan
Ayağına su dökmelü olupdur çeşm-i pür-nemden
Müsâfirdür sabâ şimdi ayak tozı ile geldi
Getürdi gönlüme bûy-ı vefâ ol zülf-i pür-hamdan
Cüdâ olmadı sinenden Necâti nefs-i emmâre
Bu rûşen oldı kim kâfir ebed çıkmaz cehennemden
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Zulüm ve eziyet etmeyi bırak, yanan gönlümü bağrımdan alma; cehennemden ateş alıp nasıl yakarsın ey peri yüzlüm?
Hayâlin gönül konağına geldikçe bir dem eğlenmez; sanki bu gam kulübesine ateş almaya gelir.
Gözünün insanlık edip bağrıma vurduğu her oku kaşının yayının gamı bir bir arkamdan çıkardı.
Ey içi melek gibi olan, yüzünü huriler görürse “Adem Peygamberin soyundan böyle bir insan gelmiş değildir ” derler.
Çoktandır servi boyunun hayâli gönle gelmedi; herhalde nemli gözümden ayağına su dökmek gerekiyor.
Saba yeli ayağının tozuyla şimdi gelmiş bir misafirdir ki, gönlüme o büklüm büklüm saçtan vefâkârlık kokusu getirdi.
Seni kötü şeylere zorlayan nefsin bağrından ayrılmadı ey Necâti kâfirin cehennemden ebedi olarak çıkmayacağı bir kere daha belli oldu.
İLGİLİ İÇERİK