Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

MEVLANA'DAN RÜBAİLER MEVLANA ile ilgili görsel sonucu

Gördüğümden beridir ki seni kan ağlıyorum;

Öyle ki: kalmdadı bir yerde hayâlin bensiz;

Zehir olsun el uzattımsa eğer bir kadehe

Sevgilim kahrolayım ben yaşadımsa sensiz.

 

Bir bakışla çalıyor gönlünü her bir görenin,

Veremezler ona elbette tabipler de ilaç;

Görseler çünkü onun gül yüzünü bir kerre,

O tabipler de olur başka tabîbe muhtaç!

 

Yolumuz uğradı Cânân ile gül bahçesine;

Goncalardan birine gitti gözüm istemeden;

Yüzüme baktı da Cânân dedi ki: Aşkolsun,

Güle bakmak yakışır mı, yanağım hâzır iken?

 

Bir sadâ geldi güzel sevgilimin kabrinden

O dudaklar yoluna ben döküyorken al kan;

Dedi: Uğrumda değil, kendin için gözyaşı dök,

Çünkü sensin daha çok merhamete lâyık olan!.

 

İlk zamanlarda güzel sevgilimin aşkıyla

Komşular ağlayışımdan uyumazdı bir ân;

Şimdi feryadım azaldı, fakat aşkım arttı;

Alev aldıkça ateş, eksilir elbette duman..

 

Ruhumun göklere doğru uçarak gittiği gün,

Kara toprakta harab olduğu anda şu beden;

Kabrime kalk diye parmak ile yazsan güzelim

Yeniden canlanarak fırlar idim ben de hemen.

 

Beni Bayram ile Mey Sofrası eğlendiremez,

Ayrıyım sevgilimin gül yanağından ne yazık;

Şimdiden sonra dikenler bürüsün bağları hep

Gökten isterse çakıl taşları yağsın artık !..

 

Öyle koştum ki güzel sevgilimin uğrunda,

Bıktım artık ve bu gün bekliyorum son yerimi;

Şimdi geç, sevgilime yarın kavuşsam bile

Artık, nerde bulurum ben o geçen günlerimi !..

 

Dedim: Artık kaçarım, derdini çekmektense.

Dedi: Hicran ile hasret seni etmez mi telef ?

Kalmadı bende tahammül bu cefâlarla, dedim;

Dedi: Bir gün benim uğrumda ölürsen ne şeref !..

Türkçesi: İbrahim Edip

 

RUBAÎLER

Seviyorum seni.. Bana bunun için nasihat neye yarar?

Zehir içmişim ben.. Bana şeker ne eder?

Benim için: “Onun ayağına zincir vurunuz!” diyorlar;

Divane olan gönlümdür, ayağıma zincir vurmak niye?

 

Seninle beraberken senin sevginden uyuyamıyorum.

Sen yokken de ağlamaktan uyuyamıyorum.

Allah Allah! Benim her iki gecem de uykusuz geçiyor,

Fakat sen bu iki uyanıklık arasındaki farkı bir anla!

 

Kendim güzel olmasam da güzelliğe tapanlardanım.

Şarap değilsem bile şarapla mest olanlardanım.

Münacat ehlinden olmazsam olmayım.

Bu arada senin meyhanende sarhoş olanlardanım.

 

Bu gece bana benzeyen bir arkadaşla beraberdim

Çimenlerin üstünde meclis kurmuştuk.

Orada kadeh, şarap, meze, ışık, mutrip.. hepsi vardı.

Keşke yalnız sen olsaydın da bütün bunlar olmıyayd›.

 

Biz şarapsız ve kadehsiz olmaktan memnunuz.

Bizim için kötü de, iyi de söyleseler biz memnunuz.

Bize: “Sizin sonunuz yok!” diyorlar.

Biz sonsuz olmaktan memnunuz.

 

 

Bağa geliniz ve yeşil giyinen tabiatı seyrediniz,

Her köşede bir çiçekçi dükkanı açan tabiatı seyrediniz

Güller bülbüllere diyorlar ki:

Susunuz ve susarak seyrediniz !

 

Dudaklarını anarak yüzüğümün lâlini öpüyorum.

Onları bulamadım ne yapayım, şimdi bunları öpüyorum.

Senin bulunduğun göğe ellerim yetişmiyor

Ve ben secdeye kapanıp yeri öpüyorum.

 

Sen gittin ve sen gidince ben kan ağladım,

Senin büyük acınla uzun uzun ağladım.

Sen yalnız gitmedin, gözlerim de senin arkandan gitti.

Mademki artık gözlerim yok, nasıl ağlayabilirim?

Türkçesi: Asaf Halet ÇELEBİ

 

RÜBAİLER

Gel, aşk, kötü insanlara erdem ver;

Her kim ki güzel yüz ister, sen göster.

Dünyadaki eksen ve güzellik bağı, ver

Şeftali ve elma; bağ küçülmez, ne gezer?

 

Meyhanenin orda bir güzel gördüm ben,

Erdim de onun aşkına bin gönlümden,

Ayrık saçı miskten bile hoş koktu bana:

Ben her iki dünyayı bıraktım tümden.

 

Ondan öte hiç mimse mi var dünyada?

Çirkin de, güzel de yok, açık, gizli ya da…

Her ok atılır ondaki sağlam yaydan;

Her hoş söz onun dudaklarındandır ya!

 

Aşk, dostların en canlısıdır, en güzeli.

“Aşk, aşk dileyenlerden esirgenmemeli.”

Der dost şirin şirin, hemen çağrı yapar:

“Hem böyle severse bir güzel, en güzeli.”

 

Görkemli güzelliğinle gökler bile şen.

Elbet tapar insan sana – sen eşsizken…

Artık, ne çıkar, sen istesen istemesen!

Ben kalmaya andiçtim ömrümce kölen.

 

Bambaşka bir iş bu, ayrı bir gerçeği var;

Bir başka güzel sevdik, eşsiz bir yâr.

Yetmez bize, yetmez bize aşk, andolsun:

Bekler bizi güz geçince bir başka bahar.

Mevlânâ

(1197 – 1231)

(Türkçesi: Talât Sait Halman)

 

İLGİLİ İÇERİK

RUBÂÎ ve ÖRNEKLERİ

RÜBAİ NEDİR ve ÖRNEKLERİ

RÜBAÎLER-MEVLANA

RÜBAİLER - MEVLANA

RUBAİ - ESLÂF KAPILDIKÇA GÜZELDEN GÜZELE

RUBAİ

RUBAİ

RUBAİ NEDİR?

SON EKLENENLER

Üye Girişi