HER DEM Kİ MECLİSE O BÜT-İ BÎ-BEDEL GELİR - ESRAR DEDE
GAZEL
Mef'ûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün
Her dem ki meclise o büt-i bî-bedel gelir
Ol dem şarâb-ı telh bize pek güzel gelir
Bî-kaydlık da kayddır ehl-i tekellüfe
Terk-i emel o bahsde ayn-ı emel gelir
Bir derd-nâk söz var ise söyle zâhidâ
Efsâne açma revnak-ı bezme kesel gelir
Cism-i nizâr cândan usandırdı hod beni
Ya Rab o gün olur mı peyk-i ecel gelir
Cism-i harâb kâbil-i süknâ-yı gam değil
Bilmem ne dem bu köhne binaya halel gelir
Hüsn elde iken eyle cefâ bî-nevâlara
Kâfir seninle söyleşecek bir mahall gelir
Takrîre muktedir değilim derd-i sinemi
Hûn-ı derûnum ağzıma nokta bedel gelir
Besdir melâmetim bana sâkî şarâb ver
Kayd etme neyse başıma hükm-i ezel gelir
Esrâr bezm-i meyde düşüp mest-i bî-şuûr
Geh âh u nâle geh lebime bir gazel gelir
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Her ne zaman meclise o eşsiz gelirse o an acı şarap bize pek güzel gelir.
Gösteriş sahiplerine kayıtsız olmak da ayrı bir sıkıntıdır. Bu konuda istek ve arzuları terk etmek dileğin kendisi gibi gelir.
Ey zâhit eğer dokunaklı bir sözün varsa söyle, efsane açıp meclisimizin güzelliğinin tadını tuzunu kaçırma.
Zayıf vücudum beni de candan usandırdı. Tanrım acaba ecel habercisinin geldiği günü görecek miyim?
Harap vücudum gamın oturmasına elverişli değil. Bu köhne binaya bilmem ki ne zaman yıkılıp gidecek?
Güzellik elde iken bu zavallılara zulmetmeye devam et. Ey kâfir, seninle konuşulacak, görüşülecek bir yer olacak elbet.
Derdimi anlatmaya gücüm yetmez. İçimdeki kan noktaya benzeyen ağzıma gelir kalır.
Ey içki sunucu, rezilliğin bana yeter. Sen şarap ver, gerisini de düşünme. Ezelde ne takdir edilmişe başıma o gelir.
Esrâr içki meclisinde kendini bilmez sarhoş olarak düşüp kalmış. Dudağında bazen ağlayıp inleme, bazen da bir gazel dökülür.
İLGİLİ İÇERİK