Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin (ö. 672/1273) sohbetlerinden derlenen eseri.

Mevlânâ'nın sağlığında oğlu Sultan Veled veya bir başka müridi tarafından kaydedilen sohbetlerinin vefatından son­ra derlenmesinden meydana gelen eserin adı yazma nüshalarında Esrâr-ı Celîl, Esrâlü'l - Celâliyye, Kitâbü'n-Neşâ'ih li - Celâliddîn, Risâle-i Sultân Veled gibi farklı şekillerde belirtilmiştir. Eser sonraki dönemlerde daha çok Fîhi mâ tîh adıyla tanınmıştır. "İçindekiler içindedir, ondaki ondadır, ne varsa on­dadır" gibi anlamlara gelen bu ifadenin, Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin el-Fütûhâ-fü'l-Meiddyye'sinde yer alan "Kitâbün Fîhi mâ fih" ifadesinden mülhem oldu­ğunu söyleyenler de vardır. Eseri neşre­den Bedîüzzamân Fürûzanfer, Mesnevi'de yer alan, "Yer ve gök nur ile dol­du, onların hepsi makâlâtta söylenmiş oldu" mısraındaki (V, beyit 2684) "makâlât" kelimesiyle bu esere işaret edildiği­ni ileri sürmüştür.

Yazma nüshalarında bölüm sayısı fark­lılıklar gösteren eser altısı Arapça, di­ğerleri Farsça olmak üzere yaklaşık yet­miş beş bölümden meydana gelir. Bö­lümler bir âyet veya hadisin yorumu ya­hut Mevlânâ'ya sorulan bir soru ile ba­zan da güncel bir olaya temasla baş­lamakta ve konuyla ilgili bilgiler veril­mektedir.

Fîhi mâ fîh'te âyet ve hadislerin yanı sıra tasavvuf! Menkıbeler, klasik Şark hikâyeleri, efsaneler, masallar malzeme olarak kullanılmış, Moğollar'ın zulmü di­le getirilmiş ve mağlûp olacaklarına işa­ret edilmiştir. Özellikle vahdet-kesret, zuhur, tecellî, mutlak varlık, kâinat, fe­lekler, dünya, âhiret, ahlâk, nebî, velî, insân-ı kâmil, seyrü sülük, yakîn, ilâhî aşk gibi tasavvufi konular hakkında orijinal değerlendirmeler yapılmıştır. Ancak ese­rin, Mevlevî kültüründeki yeri ve tesirle­ri bakımından Mesnevi'nin seviyesine ulaştığı söylenemez.

İlk olarak Tahran (1334 hş.) ve Hindis­tan'da (1928) basılan Fîhi mâ fih'in bu iki baskıya ve altı nüshasına dayanıla­rak ilmî neşri Bedîüzzamân Fürûzanfer tarafından yapılmıştır (Tahran 1335 hş.; 1362 hş., 5. bs.) Meliha Ülker Anbarcıoğlu bu neşri esas alarak eseri Türkçeye tercüme etmiştir (İstanbul 1958). Abdülbaki Gölpınarlı eseri Türkiye kütüp­hanelerindeki yazma nüshalarından da faydalanarak yeniden tertip etmiş ve Türkçeye çevirmiştir (İstanbul 1959). Göl­pınarlı, tercümenin önsözünde düzen­lediği metnin tıpkıbasımının yakında yapılacağını söylüyorsa da bu basım ger­çekleşmemiştir. Ahmet Avni Konuk'un Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphanesi'nde bulunan (nr. 3895) Fîhi mâ fîh ter­cümesi Selçuk Eraydın tarafından ya­yımlanmıştır (İstanbul 1995). Eseri Eva de Vitray Meyerovitche Le Livre du Dedans adıyla Fransızcaya çevirmiştir (Pa­ris 1982).

BİBLİYOGRAFYA:

Mevlânâ, Kitâb-ı Fîhi mâ fîh (nşr. Bedîüzza­mân Fürûzanfer), Tahran 1362 hş.; Safâ. Edebiyyât, III, 1206; Abdülbâki Gölpınarlı. Mevlâ­nâ Celâleddin, İstanbul 1959, s. 45; a.mlf.. Ka­talog, II, 170; Bedîüzzamân Fürûzanfer, Mevlâ­nâ Celâleddin (trc. Feridun Nafiz Uzluk), İstan­bul 1986, s. 132; Ahmed Avni Konuk, Fusûsul-hikem Tercüme ve Şerhi (haz. Mustafa Tahralı - Selçuk Eraydın), İstanbul 1988, I, 26; 11 (1990), s. 139-141; Mehmet Demirci, "Fî­hi Mâfîh'de Tevhid", . Millî Mevlânâ Kongre­si Tebliğleri, Konya 1989, s. 41-46.

Mehmet DEMİRCİ, DİA, 13.C.

SON EKLENENLER

Üye Girişi