Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SULTAN AHMED

Kumri vü bülbül okur Hak zikrini her dem velî

Ahmed ibn Veys okur bu sözi takrir eylemez."

Ey Şiir !!!

Anlayamadım seni, tanıyamadım. Tutamadım ellerinden. Yandın ve yaktın beni de. İçime girdiğin anda darma duman ettin içimdeki şehrimi. Dur durak bilmiyorsun. Makam ve mekân tanımıyorsun. Bütün zamanların hem içinde, hem dışındasın. Hattâ zaman senin oyuncağın olsa gerek.

Sultan, şah, kral, komutan... Çiftçi, işçi, amele... Yoksul, zengin, banker, fakir.. Uzun boylu, cüce, şişman... Hiç kimseyi ayırd etmeden yerleşiyorsun canının çekirdeğine ve bana benzetiyorsun hepsini de.

Çoğunda çileyle besliyorsun şairini. Gözyaşıyla yoğuruyorsun, ölümle sınıyorsun sana tutkun­ları.

Şehirler, içinde yaşayan insanların yüzünü giyerler kendilerine. Coğrafya ve eşya, insan enerjisi ve yansımalarıyla renk alır üstüne. İnsansız ve renksiz şehirler, medeniyetleri yerle yeksan olmuş harabeler-ören yerleri gibi ıssız ve sessiz olup, yarasaların kanat şakırtısıyla korkulan yerlerdir. İnsanı cıvıl cıvıl, insanı gülen, hoş gören ve yaşayan-yaşatan şehirler var ki, dinamik, üretken ve sanatkâr ruhlu... Ben bu ikinci sanatkâr ruhlu şehirlere tutkunum.

Şiirin raksı, sözün musikiyle gül bahçelerinde, dolunaylı gecelerde yüreklere aksetmesi yok mu, işte yakamozun ışıltıladığı su zarı olur çıkar tenim ve kalemim kendi girdabından bin ilham dizer gönül defterime...

Şehirler ve şairler iç içedir hep. Şiir çoğunda şehrin adını şaire vermiş, şaire yeni-yepyeni bir isim takmıştır.

Kumru ve bülbül gibi Hak zikrini yapan velilerin yaşadığı iklimi yansıtan Sultan Ahmed, Bağdat şehrinin tarihte kalmış Sultanı, şair sultanıdır.

14. Yüzyılda üç şair öldürülmüş.

Bunlardan ikisi Kadı Burhanettin ve Nesimî' dir. Üçüncüsü ise edebiyat tarihçilerinin ve araştırmacıların Ahmed Bin Üveys dedikleri

Sultan Ahmed'dir. Şiirlerinde İbn Veys, Ahmed, Ahmed b. Veys, Ahmed ibn Şeyh üveys gibi mahlaslarda mahlaslanan şairimiz, 1410 yılında Karakoyunlu Türkmenlerinin başkanı olan Kara Yusuf'un ordusuna karşı mağlup olur ve öldürülür.

Açın tarihin tozlu raflarını, yıkayın hakikatin ışıklarıyla cümle dehlizlerini ve güne güneşe çıkarın tarihi... Göreceksiniz ki, Anadolu dışında, Yemen, Bağdat, Şam; Trablusgarb, Cezayir, Tunus,Üsküp,Gümülcine dahil nice Dünya toprağında ayyıldızlı çiçekleri görürsünüz ve size bucu burcu gülümserler hep...

Bağdat, bizim diyar...

Bağdat, şiirin ve şairin mekânı...

Hep bizim olduğunca güzel durmuş Bağdat, güzel bakmış... Ama şimdi öyle mi? Şimdi kan ağlıyor değil mi? Şimdi boynu bükük Bağdat'ın...

Öldürülen Şairimiz Sultan b. Üveys' de Bağdat sevdalısıdır. Bağdat'ı bağdat yapan komutanlar­dan, sultanlardan birisidir.

Sultan Üveys'in dördüncü oğludur. Sultan oğlu Sultandır yani... Bağdat ve Azerbaycan hattında hüküm süren, İlhanlılardan sonra bölgeye hakim olan Celayirli bir aileye mensuptur. Taht kavgalarıyla dolu olan tarihin sinesine, Basra Valisi iken büyük kardeşine karşı isyan bayrağı çekerek onu yenen, Tebriz'i işgal edip, kardeşi Hüseyin'i idam ettiren, öteki kardeşlerini de pasifize eden korkusuz bir komutan ve bir lid­erdir... Ancak, Timur karşısında şansı bir türlü yaver gitmemiştir. Timur orduları onun zamanında iki kez Bağdat'ı yağmalamıştır. Sultan Ahmed'de Timurdan kaçarak Yıldırım Bayezıd'a sığınmak zorunda kalmıştır.

Hattâ Timur ile Yıldırım Bayezid'in arasının açılmasına sebep Sultan Ahmed'dir diyebiliriz. Çünkü, Bayezid'in oğlu Mustafa çelebi ile Sultan Ahmed'in kızı arasında söz kesilmiş, dostluk akrabalığa kadar ilerlemiştir.

Fakat Timur, sürekli ulaklarıyla Yıldırım'a mektuplar yazarak Sultan Ahmed'in kendisine teslimi­ni istemiştir.

Osmanlı'nın desteğiyle Sultanlığını yaptığı Bağdat'ı bir kaç kez ele geçirmiş, kentte imar çalışmaları gerçekleştirmiştir. Timur'un vefatından sonra Karakoyunlu Türkmenlerinden Kara Yusuf Bağdat'ı ele geçirmiş ve bizim şair Sultan Ahmed'i öldürmüştür.

Şiirleri bestelenen ve 15. Yüzyıl sonuna kadar musiki dünyasında besteleri okunan Sultan Ahmed, Şirazlı Hafız'ın dostudur. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler kaleme almıştır.

Ahmed Bin Üveys(Sultan Ahmed)'in 1267 beyitten meydana gelmiş, Bağdat'ta kaleme alınmış bir divanı bulunmaktadır. Divanda naat, gazel, kıt'a, rubaî, beyit, fahriye ve müfredlerle beraber 300 manzum eser bulunmaktadır.

Demiş Ki:

GAZEL

Kim ola dün gün işinde fikr ü tedbir eylemez

Neylesün tedbirî bende çünki takdîr eylemez.

Hayr u şer nakkâş-ı bî çün yazdı bir levh-i cebîn

Âdem oglı cehd edüp ol nakşı tağyir eylemez.

Âyet-i "Nahnü kesemnâ" ma'nisin her kim bilür

"Yef'alu'llâh mâ yeşâ" bu sırrı tefsir eylemez.

Her kime oldı müyesser künc-i genc-i ma'rifet

Padişâh-ı vakt olupdur hizmet-i mîr eylemez.

Her kimün kim aklı vardur ol bilür hâli nedür

Bu güni tanlaya koyup anı te'hîr eylemez.

Arif olur hâliyâ işbu elemli dünyede

Şâhid ü şem'ü şarâb u nukli taksîr eylemez.

Defter-i ömri hisâb-ı âhir oldı câhilün

Bed-ameldür cüz gam-ı bîhûde tevfîr eylemez.

Dem geçürdi merdüm-i dil-hasta-i çeşmüm benüm

Cüz sirişk-i lâle-gûndan nâme tahrîr eylemez.

Kumrî vü bülbül okur Hak zikrini her dem velî

Ahmed ibn Veys okur bu sözi takrîr eyleme

SON EKLENENLER

Üye Girişi