Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

HELÂKÎ

Demiş ki:

"Hâzin-i huld-i berin şâh selâmün aleyk

Sâkî-i mâ-i maîn şah selâmün aleyk

Mehdin içün Mustafâ sânına didi lâ-fetâ

Kâşif-i kul innemâ şâh selâmün aleyk

Gün gibi dolunsa çeşmimden o şems-i hâveri

Burc-ı dîdemden doğar ol demde ekşim ahteri.

*

Şiir ve sevgili... Şiir ve aşk...

Hele ki, yetmişini çoktan geçmiş, ileri yaştaki şairlerin, kendi konumlarını düşünmeden sanal ortamda, tanımadıkları bayanlara ilân-ı aşk etmelerine ne dersiniz?

Anlatayım.

Bir internet sitesine, bir bayan ismi ile, uydur­ma bir isimle bir arkadaşımla beraber üye olduk. Google'den genç-gülen-şuh bir bayan-genç kız fotoğrafı kopyaladık. 26 yaşında Akdeniz Üniversitesi'nde okuyan bir bayan tasarlaık...

Başladık, deli saçması sözleri şiir diye o sahte bayan ismi ile yayınlamaya.

Aman Allah'ım! Öyle çok yorum alıyorduk ki.

Öyle çok övücü sözler.

Hattâ site üzerinden ve aldığımız uyduruk mail adresimize o koca koca adamların öylesine mesajları, övgüleri ve aşk sözleri geliyordu ki... Bir anda bizim, sahte isimli bayan şairimiz çok meşhur olup çıkmıştı. Gelen mesajlar arasında, kendisine çok saygı duyduğumuz, yaşlı şairler de vardı.

Baktık, iş kötüye gidecek. Arkadaşımla bir araya gelerek, buna bir çare bulmamız lâzım dedik.

Sonunda bizim uydurduğumuz bayan şairi bir trafik kazasında öldürdük de kurtulduk bu durumdan.

Bir hafta sürdü baş sağlığı mesajları... Unutuldu gitti, bizim sahte kahramanımız.

*

Şimdiki zaman bakın... Bir de kendine "helâkî" diye mahlas alan şaire bakın. Aşk böyledir işte. Zaman-mekân dinlemez.

*

Vatandaş Şuayip'in Almanya'da tam 600 km gezdirdiği ozanımız geldi aklıma. Tren istasy­onlarının dili olsa da konuşsa.

Koca göbekli şair Yozgatî de, her zaman suskundur, lâkin, içki meclisinde, hele hele bayan varsa, tutamazsınız. Çenesi bir açılır ki, sormayın gitsin. Düşer çenesi meydana, düşer de toplayamazsınız. O suskun Yozgatî gitmiş de, yerine bülbül, yerine karga, yerine papağan gelivermiş sanki. Onu bilen bilir. Aklının çekmecesinden, yüreğinin kelam hazinesinden güngörmemiş nice sözler ve nice şiirler çıkarır; ağlar okur, güler okur, yüzü şekilden şekle girer okur, ayağa kalkar göbeğini sallaya sallaya, elini kaldırıp indirerek gene okur. Sus deseniz alkışlayın da öyle susayım der. Alkışlarsanız yanarsınız. Neden mi? Madem alkışladınız, demek ki beğeniyor­sunuz, hele şunu da "okuyayım, hele şunu din­leyin bakalım demeye başladıysa, sonu gelmez valla...

Helâkî güzeller elinden helak olmuş. Biz de Yozgatî yüzünden helak olmak üzereyiz. Ne diyelim. Sabır!

Adı üstünde helak olan...

Acaba neden dersiniz?

Aşk yüzünden olmasın?

Evet, evet aşk yüzünden helak olmuş, hattâ aşk yüzünden öldürülen şairimizdir

*

Bir mey sofrasında, güzeller meclisinde, bir güzelin hançeriyle öldürülmüştür.

*

Öldürülene kadar, güzellerin kendisini helak ettiğini söyleyip duran ve dost soh­betlerinde, içki âlemlerinde güzellerden başka söz etmeyen, onlara yazdığı şiir­leriyle tanınan Helâkî, "zaten helak olmuşum. Bir güzel alacak canımı, bir güzel... Düşüversem ayak uçlarına... Vursa elindeki hançeri sineme, öldürse beni. Güzel elinden ölüm de güzeldir..." diyordu. Diyordu ama, arzuladığı güzel elinden güzel ölüme de kavuştu.

*

Şair hakkında Lâtifi tezkiresi bilgiler vermiş.

*

Rumelili... Dobrucalı hem de...

Lâtifî O'nun için demiş ki:

"Ölür-dirilir mutlaka bir güzel bulur.

Dilbersiz olamaz. Bel ki etsiz, ekmeksiz olabilir ama Helâkî güzelsiz olamaz"

*

XV. yüzyıl sonu, XVI.Yüzyılın başında yaşamış şairlerimizden. Nasır-ı Hüsrev'in şiirlerini taklid ettiği söylenir. Bedrettin Simâvî ve Otman Baba'yı kendisine mürşid olarak kabul etmiş bir şair.

SON EKLENENLER

Üye Girişi