MUAŞŞER:
Aynı vezinde onar mısralık bendlerden oluşan musammatlara Mu’aşşer adı verilir. Öteki musammatlarda olduğu gibi müzdevic ve mütekerrir şekilleri olması gerekir. Fakat müzdevic muaşşer hiç görülmemiştir. Mükerrir olanların da bend sonlarındaki kafiyeleri daha çok iki mısrâ ile yapılmıştır.
Mu’aşşer, divanlarda terci'-i bend ile karıştırılmıştır. Yahyâ Bey'in mu'aşşer olarak söylediği birkaç şiirini, ilk bendin son beytinin ayrı kafiyeli olması yüzünden terci'-i bend saymak daha yerinde olur.
Mu'aşşer, müseddesten sonraki çok mısrâlı musammatların en çok kullanılanıdır. Edebiyatımızda Hayâlı Bey, Muhibbi ve İsma’il Hakkı'nın, Rûhî-i Bağdâdî’nin, Pertev Paşa ve Eşref Mustafa Paşa'nın mütekerrir muaşşerleri bu arada sayılabilir.
Ta'şîr de, bir gazelin her beyti önüne ya da sadece matla' beyti önüne sekiz mısrâ eklenerek yapılan bir mu'aşşerdir. Bu da edebiyatımızda fazla yapılmamıştır, Yahya Bey'in Kanuni Sultan Süleyman'ın gazeline yaptığı ta'şîr bu şeklin sayılı örneklerindendir.
Örnek
aaaaaaaaAA bbbbbbbbAA
1
Bir güzel gördüm ki reşk-i sûret-i büthânedür
Kendüsinden gayrıya âteş gibi bîgânedür
Kim zebanından gelen efsûn ile efsânedür
Mü'min ü küffâr ile hem-sohbet ü hem-hânedür
Câm-ı zerrin nûş eder bir bî-vefâ mestânedür
Nûş eden bir cur’asın bin yıl yeri meyhânedür
Tuğ çekmiş bir dilâverdür ki kasdı cânedür
Nûr-ı tato’umdan çerâğın yakmamışdur yâ nedür
Râstî ben şem’-i dil-sûzum adû pervânedür
Kim tolaşsa âteşe pervâne yâ dîvânedür
5
Ey Hayâlı tâ ki gördüm ol kamer-ruhsârumı
Mihr-i âlem-tâbdan germ eyledüm bâzârumı
Vuslatı hicrana satdum aldılar ikrârumı
Deyr-i aşkun râhifoi idüm kesdiler zünnaramı
Hâsılı asnâmdan pât etdiler Ferhârumı
Aldı bir şâh-ı cihâıı gönlüm ile esrârumı
Nâr-ı aşkunla yanup yakılma etdüm kârumı
Mâh-rülar şevkine nûr eyledüm destârumı
Râstî ben şem’-i dil-sûzum adû pervânedür
Kim tolaşsa âteşe pervâne yâ dîvânedür
(5 bend) Hayalî
- << Önceki
- Sonraki