Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

AKILLI EŞEK- SEMA DEVİR

Kişiler
Çiftçi - ÖKÜZ - EŞEK - Köpek - İki İŞÇİ

1. Perde

(Arka planda dağlar, tepeler ve ağaçların olduğu bir resim yer alır. Çiftçi bir köşede oturmuş, yere mendilini sermiş yemek yer. Bir yanında su testisi durur. Köpeği yanında yatar. Arkasında kürek ve tırmık vardır. Az ötede eşek ve öküz yan yana otlar. Ara sıra kafalarını kaldırıp birbirlerine bakarlar. Çiftçi gülerek onları dinler.)

(Çiftçi başına siperli bir şapka takmıştır. Süvari pantolon ve yelek giymiştir. Ayağında deri çizmeler vardır. Öküz, eşek ve köpek basit bir maske ile belirtilir.)

ÖKÜZ (şikâyet ederek)— Sen bütün gün durmadan çalışmanın ne demek olduğunu biliyor musun?
Tam o canım otları ağzıma alırım, hevesim kursağımda kalır.

EŞEK (merakla)— Niyeee?

ÖKÜZ (biraz kızarak)— Niye mi? Niye olacak? Tarla sürülecek derler, alır götürürler. Yük taşınacak derler, alır götürürler. Durmadan emir verirler. Sıkıysa yapma. Yoruluyor mu demezler, aç mı demezler. Biliyor musun? Şimdiye kadar şöyle doya doya bir yemek yediğimi hatırlamıyorum. Hep senden arta kalanları yiyorum.

(Köpek yerinden kalkar. Etrafa bakınır. Koşmaya başlar.)

KÖPEK— Hav... Hav... Hav...

ÖKÜZ— Ya sen n'apıyorsun dostum? Bütün gün ahırda uyuyorsundur Allah bilir. Sahibimize nasıl yaranmamız gerektiğini de iyi bilirsin. Eee.. İş yapmadan yemek yiyebildiğine göre. Çok rahatsın çoook!...

EŞEK (gülerek)— Vah Vah... Zavallı kardeşim benim! Sana acıdım doğrusu. Şimdi kulaklarını aç ve söyleyeceklerimi iyi dinle.

ÖKÜZ— De bakalım ne söyleyeceksin?

EŞEK— Bak şimdi! Seni götürmek için geldikleri zaman sakın yerinden kalkma. Her gönderilen yere gitmek zorunda değilsin ya...

ÖKÜZ (merakla)— Pekii... Ya kızarlarsa n'apcam?

EŞEK— Canım biraz sabredeceksin. Hiçbir şey kolay değildir ki. Gözlerini kapat, hiçbir şey yeme. Su bile içme.

ÖKÜZ— Eee?

EŞEK— Eeesi, böyle davranırsan iş yapmaktan kurtulursun. Bir güzel dinlenir, keyfine bakarsın.
Çiftçi (kendi kendine gülerek)— Sizi gidi yaramazlar sizi. Neler de düşünüyorlar... (Perde kapanır.)


2. Perde

(Sahneye loş bir ışık verilir. Ahır dekoru oluşturulur. San renkli kâğıtlar kırpılarak kurumuş otlar yapılabilir. Kürek ve süpürge durur bir köşede. ÖKÜZ ve EŞEK yularla bağlanmış, otların üzerinde yatarlar. Gözleri kapalıdır. Dışarıdan bir horoz sesi gelir. Bu sırada İşçiler ahıra girer.)

1. Sahne
(İşçiler yıpranmış giysiler giyerler. Ayaklarında lastik ayakkabılar vardır. Başlarında siperli şapkalar vardır.) 1.

İŞÇİ— Kalk bakalım koca ÖKÜZ! Bu kadar uyumak yeter. Şimdi çalışma zamanı. (Şöyle hayvana bir iki şaplak vurur.)

1. İŞÇİ— Hadi kalksana, ne laf anlamaz hayvansın sen!

2. İŞÇİ (kızarak)— Hıı... Demek kalkmıyorsun ha... Ben sana yapacağımı bilirim.

(Ayağıyla Öküze bir tekme atar. Öküz inlemeye başlar.)

1. İŞÇİ— Vurma, vurma! Hasta galiba baksana. İnim inim inliyor.

2. İŞÇİ— E öyleyse ağaya söyleyelim de bir çaresine baksın.

1. İŞÇİ— Sen bir koşu git haber ver. (2. İŞÇİ koşar adım ahırdan çıkar. 1. İŞÇİ süpürgeyi eline alır. Homurdana homurdana ahırı temizlemeye başlar.)

1. İŞÇİ— Şunlara bak, ne rahat yatıyorlar.

EŞEK (Yavaşça)— Baksana derdi olan tek sen değilsin.

ÖKÜZ— Yaa... O da bizi dertsiz sanır. Baksana ne diyor? Rahat rahat yatıyor muşuz? Gel sen onu bana sor. Sanki tarlayı bu sürüyor.

EŞEK— Doğru söylüyorsun valla. İşleri güçleri bize sopa çekmek. Hınçlarını bizden alıyorlar.

ÖKÜZ— N'aparsın dostum, yapacak bir şey yok.

(Tam o sırada 2. İşçi koşar adım ahıra girer.)

2. İŞÇİ (yorulmuş)— Uff... Canım çıktı valla!

1. İŞÇİ— Ne yapacakmışız şimdi? Sordun mu?

2. İŞÇİ— ÖKÜZ hastaysa, eşeği çıkartın işe, dedi.

EŞEK (ağlamsı)— Neee!

(Anırmaya başlar.)— Aii Aii...
1. İŞÇİ (gülerek)— Baksana duydu sanki. Nasıl da acızlanıyor?

(İşçiler gülüşürler. 7. İşçi eşeğin yularını çözer. Çekmeye başlar.)

1. İŞÇİ— Gel bakalım koca kulak, bugün benden çekeceğin var.

2. İŞÇİ— Hadisene hımbıl hayvan!

EŞEK (Acı acı artırır.)— Aii.. Aii... (Eşek istemeye istemeye yürür.)

(Sahne kararır.)

2. Perde

(Sahne yavaş yavaş aydınlanır. Öküz ahırda keyifli keyifli yatmaktadır.)

ÖKÜZ— Ne kadar güzel oluyormuş yatmak. Yiyorum, içiyorum, yatıyorum. Bundan iyi beylik mi olur?

(Gür bir sesle)— Mööö...

(Bu sırada 7. İşçi eşeği getirir. Yularından bağlar. Eşek bitkin bir haldedir. İşçi ahırdan
çıkar. Eşek kendini yere atar.)

EŞEK—Ahh.. Uff.. bacaklarım!... Her yanım kırılıyor.

ÖKÜZ— Ne oldu dostum? Ne bu halin? Şıpır şıpır ter damlıyor her yerinden.

(Eşek şöyle bir başını kaldırır, kızgın kızgın bakar. Yine başını yere koyar.)

ÖKÜZ— Ne o, çalışmak zor geldi galiba. Çok mu yoruldun?

(Eşek bu kez başını hızla kaldırır.)

EŞEK— A benim canım kardeşim, yoruldum yorulmasına tabi. (ağlamsı) Ama beni asıl üzen başka bir şey var.

ÖKÜZ— Neymiş o? De bakalım. Derdini söylemeyen derman bulamazmış.

EŞEK— Sana bir sürü nasihat verdim. Esirlikten kurtuldun böylece.

ÖKÜZ (hayretle)— Eee.. Bunun üzülecek nesi var.

EŞEK (kurnazca)— öyle diyorsun da... Bugün sahibimizin İşçilerle konuşmasına şöyle bir kulak kabarttım;

ÖKÜZ (merakla)— Ne diyordu?

EŞEK— "ÖKÜZ eğer iyileşmezse, onu götürüp satın." diyordu.

ÖKÜZ '(Telaşlı, şaşkın)-..... Ne dedin, ne dedin?

EŞEK— Valla dostum, senin işin kötü. Yakında satılacağın için çook üzülüyorum. Anladın mı şimdi niye perişan bir halde olduğumu!

ÖKÜZ (Telaşlı, kendi kendine konuşur.)— Nasıl olur? Beni nasıl satarlar? Yok yook... Buna imkân yok!...

(Yerinden kalkar, hızlı adımlarla dolaşmaya başlar.)

ÖKÜZ— Ya sahiden satmaya kalkarlarsa. N'aparım ben o zaman?

EŞEK— Sana yardım edemeyeceğim için beni affet kardeş! N'apiim senin yerine satılmaya gidemem ya!

(ÖKÜZ telaşla eşeğin yanma gelir.)

ÖKÜZ (yalvararak)— Dostum n'olur beni kurtar?

EŞEK (kurnazca)— Ne yapsak bilmem ki...

(EŞEK birden aklına bir şey gelmiş gibi yapar, ayağa kalkar.)

EŞEK— Dur bakalım, aklıma parlak bir fikir geldi.

ÖKÜZ (merakla)— Neymiş o? Hadi söyle! .

EŞEK— Şimdi yem getirecekler ya! .

ÖKÜZ— Eee...

EŞEK— Onun hepsini ye. Güzelce suyunu da iç. Sesini şöyle bir yükselt. Neşeli neşeli bağır. Hareketli görünmeye çalış. Böylece senin iyileştiğini görüp satmaktan vazgeçer sahibimiz. Sen de yine eskisi gibi işine dönersin, oldu mu?

ÖKÜZ (heyecanlı)— Tamam... Tamam. Hepsini yaparım. (O arada kapı açılır. İçeri 1. İşçi girer. Elinde yem dolu bir kap ve bir kova su vardır. Bunları öküzün önüne koyar.)

1. İŞÇİ— Bunu da yemezsen gerisini sen düşün. (gülerek) Kasapta bulursun kendini alimallah!

(1. İŞÇİ dışarı çıkar. Sahne kararır, sonra yine açılır. Dışarıdan köpek havlaması ve horoz sesi gelir. Eşek uyur. Öküz ayağa kalkar, silkinir, gür bir sesle möölemeye başlar. Eşeği de uyandırır.)

EŞEK (sinirli)— Canım bağır dediysek bu kadar da demedik ya! Sabahın bu saatinde EŞEK uyandırılır mı hiç.

(Kapı açılır, içeri işçiler girer.)

2. İŞÇİ— Ooo... Bizim koca öküz ayaklanmış baksana.

1. İŞÇİ— Dün dediklerimi anladı galiba. Anlaşılan kasaba gitmeye hiç niyeti yok.
(İkisi de gülüşürler.)

2. İŞÇİ— Gel bakalım... Yatmak iyiydi değil mi? Oh, ekmek elden su gölden...

1. İŞÇİ— Çalışmayana ekmek var mı?

ÖKÜZ— Mööö... Eskisinden çok daha fazla çalışacağım şimdi.
(Ahırdan çıkarlar. Eşek seyircilere döner.)

EŞEK (öğüt verircesine)— Siz siz olun, sakın kimsenin işine burnunuzu sokmayın.

(Perde kapanır.)

Uyarlayan: Sema Devir

SON EKLENENLER

Üye Girişi