Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ASKER KIZLAR EĞİTİMDE - SKEÇ

Asker kızlar tam teçhizatlı olarak koşar adım giderler. Başlarında erkek bir çavuş vardır.

ÇAVUŞ: Ay akşamdan ışıktır.

KIZLAR: Ay akşamdan ışıktır.

ÇAVUŞ: Yaylalar yaylalar

KIZLAR: Yaylalar yaylalar

ÇAVUŞ: Yüküm şimşir kaşıktır, dilo dilo yaylalar.

KIZLAR: Yüküm şimşir kaşıktır, dilo dilo yaylalar.

ÇAVUŞ: Komşu oğlunu zapt eyle.

KIZLAR: Komşu oğlunu zapt eyle.

ÇAVUŞ: Bizim kızlar âşıktır, dilo dilo yaylalar.

KIZLAR: Bizim kızlar âşıktır, dilo dilo yaylalar.

ÇAVUŞ: Takım dur!

Asker kızlar dururlar ve çavuş ne derse onu yaparlar.

ÇAVUŞ: Dirsek teması hizaya geç. Yat... Kalk... Yat... Sürün... Kalk... Başparmağını uzat... Saçını çek... Dilini çıkar... Kulağını çek.

VİLDAN : (Kendi kendine) Niye yapıyoruz bunları.

ÇAVUŞ: Kim konuştu... KİM KONUŞTU... KİM KONUŞTU.
Çavuş tek tek asker kızların suratlarına bakar, titremekte olan Vildanı'ın yanında durur.

ÇAVUŞ: Sen... Çömez.

VİLDAN : (Bir adım öne çıkar.) Birinci bölük, üçüncü takım, ikinci manga, Salih'ten olma, Halime'den doğma, er Vildan Cıngıl, Sinop, Emret Komutanım.

ÇAVUŞ: Niye konuştun?

VİLDAN: Ben konuşmadım komutanım.

ÇAVUŞ: Ben yalan mı söylüyorum?

VİLDAN: Hayır komutanım.

ÇAVUŞ: Niye titriyorsun?

VİLDAN: Titremiyorum komutanım.

ÇAVUŞ: Ulan ben yalan mı söylüyorum.

VİLDAN: Evet komutanım. Yani... Hayır komutanım.

ÇAVUŞ: Asker konuşmaz, asker titremez, asker üşümez, asker kupon biriktirmez. Hepiniz istirahatlisiniz. Sen kal çömez.
Asker kızlar çıkar, Vildan ile Çavuş kalırlar.

ÇAVUŞ: Gel benimle!
Sahnenin bir köşesine giderler. Orada bir kazan vardır. Kazanın başında dururlar.

ÇAVUŞ: Sen bu kazanın başında nöbetçisin.

VİLDAN: Başüstüne komutanım.

ÇAVUŞ: Bu kazan cezalıdır.

VİLDAN: Başüstüne. Bu kazan mı cezalı komutanım.

ÇAVUŞ: Evet! Geçen sene bu kazanda pişen yemekten iki erimiz zehirlendi. Bu yüzden bu kazan cezalıdır. Bir yere kaçarsa yakarım askerliğini.

VİLDAN: Başüstüne komutanım. (Komutan gidecekken) Komutanım, doğurursa vurayım mı?

ÇAVUŞ: Ne?

VİLDAN: Böyle doğuracak gibi bir hali varda... Doğurursa vurayım mı diyorum.

ÇAVUŞ: Ulan kazan doğurur mu?

VİLDAN: Kazanın kaçacağına inanıyorsunuz da, doğuracağına niye inanmıyorsunuz.