Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Geleneksel Türk tiyatrosu içinde yer alan gölge oyunu ve bu oyunun önemli tiplerin­den biri. Eskiden Karagöz yerine "hayal-i zül (gölge hayali)", "zıll-ı hayal (hayal gölge­si)" hayal-i sitâre (perde hayali)" olarak da adlandırılmıştır. Oyunun esası, deve derisin den veya mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerinin, arkadaş ışık vermek suretiyle gölgesini beyaz bir perde üzerine düşürmeye dayanır.

Asya kökenli olduğuna dair yaygın bir kanaat bulunan bu oyunun Anadolu'ya nasıl geldiğini ve burada kesin olarak ne zaman oynanmaya başlandığı bilinmemektedir. An­cak mevcut yazılı kaynaklara göre Karagöz'ün Osmanlı ülkesine girişi XVI. yüzyılda olmuştur. Bu oyunun Osmanlı ülkesine Mısır'dan Memlûk sanatçıları tarafından getirildi­ği hakkında çeşitli yazılı kaynaklarda bilgiler vardır. Bu kaynakların en önemlisi Memlûk dönemi tarihçisi olan İbn İyâs'ın Bedâ'i u'zühûr adlı Mısır tarihidir (Geniş bilgi için bk. Metin And, "Karagöz", Dİ A. C. XXIV, s. 401). Türk gölge oyununun tarihi hakkında Georg Jacob, Selim Nüzhet ve Sabri Esat Siyavuşgil önemli incelemeler yapmışlardır.

Türk gölge oyununu ustaları XVI. yüzyılda Mısır'dan gelen sanatçılardan öğrendikle­ri bu oyunun tasvirlerini zaman içinde zenginleştirmiş, dericilikteki ustalıklarıyla oyunda yer alan şekilleri saydamlaştırmış, ayrıca bunların eklem yerlerine hareket olanağı sağ­lamışlardır. Böylece Karagöz adı ilk defa XVII. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Karagöz oyununun menşei ile ilgili farklı rivayetler vardır. Bunların en yaygın olan­larından birine göre Orhan Gazi devrinde (1326-1362) Bursa'da bir cami inşaatında ça­lışan Karagöz ve Hacivat, karşılıklı konuşmalarıyla diğer işçileri güldürüp inşaatın ilerlemesine mâni olduklarından padişah her ikisini de öldürtür; ama sonradan da pişman olur. Bunun üzerine Bursa da yaşayan Şeyh Küşterî adlı biri Karagöz'le Hacivat'ın deriden tasvirlerini yapar ve bunların gölgesini perdeye yansıtır; böylece padişahı avutur. Oyun giderek yaygınlık kazanır. Şeyh Küşterî bundan dolayı Karagözcülerin piri kabul edilir. Karagöz perdesine "Küşterî Meydanı" adı verilmesi bundan kaynaklanmaktadır.

Evliya Çelebi'nin kaydettiği Enderun kaynaklı bir rivayete göre ise Karagöz, İstanbul Tekfuru Konstantin'in seyisi ve habercisidir. Aslen Kırkkilise (Kırklareli)de yaşayan bir çingene olup adı Sofozlu Bali Çelebi'dir. Hacivat ise Selçuklu Sultanı'nın habercisidir ve adı Efelioğlu Yorkça Halil Hacı ivaz'dır. Bu iki haberci yılda bir kez buluşur ve konuşmalarıyla dinleyenleri güldürürler. Hacı Ivaz'ın bir sefer esnasında eşkıyalar tarafından öl­dürülmesi üzerine onları seven hayal-i zül sanatkârları kendilerinin tasvirlerini yaparak perdeye yansıtırlar ve böylece oyun doğmuş olur.

Karagöz oyunları XVI. yüzyıldan itibaren Türk mizah anlayışı, halk, tekke ve divan şi­ir, halk ve sanat müziği, köçek, çengi gibi sanatlar ve halk oyunlarıyla zenginleşerek Türk kültürünün hemen bütün öğelerini kapsamıştır. Osmanlı toplumu içinde yer alan farklı ırk ve dinden kavimlerin kültürleri ve bu oyunlarda sergilenmiş, böylece Anadolu dışındaki Cezayir, Tunus, Mısır, Romanya, Yugoslavya, Suriye, Lübnan ve daha sonra Yunanistan gibi ülkelere de Karagöz oyunu yayılmıştır.

Karagöz aslında birçok yeteneğe sahip olan bir sanatçının tek başına gösterimdir. El mahareti olan; kadın, çocuk, farklı erkek sesleri çıkarabilen; Arap, Rum, ermeni, Türk, Laz, Arnavut göçmen gibi ağızları taklit edebilen; oyunun ritm ve temposunu belirleyebilen, oyundaki kişilerin hareketleri düzenleyebilen ve gölgelerini perde üzerine ustaca düşürebilen; Osmanlı gölge oyununun en önemli görüntüleri olan şekilleri deve dersinden veya mukavvadan kesip boyayan kişidir. Bu özellikleriyle o bir aktör, bir rejisör, bir kore­ograf ve bir ressamdır.

Karagöz repertuarında yer alan her oyun kesintisiz bir biçimde oynanır ve bağımsız dört bölümden oluşur. Mukaddime, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere. Perdeye önce "göstermelik" adı verilen çiçek, ağaç, gemi gibi süsler konur, sonra da "nâreke" denilen kamıştan yapılmış bir düdüğün sesi olan "nâreke zırıltısı" ile bu göstermelik kaldırılır. Oyunun asıl kahramanlarından olan Hacivat müzik eşliğinde bir semaî (bk.) okuyarak perdeye çıkar. Semaî bitince "Hay..., Hak" diyerek söze başlar ve bu sefer bir perde gazeli (bk). okur. Sonra Allah'a ve padişaha dua eder. Karagöz'ü tahrik edip perdeye ge­tirecek sözler söyler, gazeller okur. Bu gürültüye kızan, oyunun diğer kahramanı Karagöz perdenin sağ alt köşesinde Hacivat'ın üstüne atlar ve ikisi arasındaki kavga başlar. Hacivat kaçmak zorunda kalır; ama sinirlerin yatışmasıyla tekrar perdeye döner ve muha­vere bölümü başlar. Karagöz ile Hacivat arasındaki muhaverenin komikliği sayısız nükte ve cinasa dayanır. Bu nükte ve cinaslar ise genellikle Karagöz'ün dostu Hacivat'ın ıstılahtı, anlaşılması zor sözlerini ters anlaması ve bunlara gülünç anlamlar vermesi sonucu oluşur. Hacivat her zaman ortaya attığı bilgiler ve söz ettiği yüksek terbiye kuralları ile Karagöz'ü sersemletmek veya bildiği bazı tuhaf oyunlarla ona eziyet etmek isterse de, Karagöz sonunda cevvalliği, pervasızlığı, yer yer küstahlığı sonucu ona hocası gibi davranan Hacivat'a üstün gelir. Bundan dolayı Karagöz'ü bilhassa küçük seyirciler çok severler. Karagöz bazı oyunların girişinde bazen bir tekerleme de söyler.

Muhavere bölümü Karagöz ile Hacivat arasında geçen ve asıl oyunla ilgili olmayan bir konuşmadır. Bazı oyunlarda muhaverenin başında veya sonunda farklı tiplerin yer aldığı "ara muhaveresi" adı verilen konuşmalar yer alır. Muhavere bölümü Hacivat'ın perdeden ayrılmasıyla son bulur ve ardından Karagöz de perdeden çekilir.

Karagöz oyununun asıl bölümü fasıldır. Fasıl bölümünde oyunun konusuna göre perdeye gelen tipler, daha çok azınlık Türkçesiyle ve mahallî ağızla Karagöz'le konuşarak seyirciyi güldürürler. Bazen bu konuşmalara Hacivat da katılır. Oyun bu şekilde devam eder ve nihayet düğümlenir. Sonunda külhanbeyi, sarhoş, efe gibi bir tipin gelmesiyle düğüm çözülür.

Bitiş bölümünde perdede yalnız Karagöz'le Hacivat bulunur. Daha çok fasıl bölümünde geçen olaylardan dolayı Hacivat, Karagöz'e geçmiş olsun dileğinde bulunur, Karagöz ise buna beddua ile karşılık verir. Hacivat'ın da aynı şekilde karşılık vermesi üzerine Karagöz Hacivat'a saldırır. Hacivat'ta "Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman." Diyerek perdeyi terk eder. Karagöz ise: "Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola. Yarın akşam... Oyunun yakan elime geçerse bak ben sana neler yapacağım." Gibi sözlerle oyunu bitirir.

Türk gölge oyununda musikinin farklı bir yeri ve önemi vardır. Her tipin perdeye gelişinde, bazı oyunların arasında oynanan köçeklerde ve oyunun sonunda mutlaka musikiden faydalanılır. Ethem Ruhi Öngör en tanınmış otuz Karagöz oyununu esas alarak Ka­ragöz musikisini incelemiş ve hayal şarkılarının 215'ini, notalarıyla olmak üzere, yayımlamış ve böylece Karagöz oyununun zengin bir musikisi repertuarı olduğunu ortaya koymuştur.

Karagöz oyununun temel iki tipi Karagöz ile Hacivat'tır. Her oyunda mutlaka bu iki tip yer alır. Karagöz tahsilsiz, zeki, nüktedan; ağzına geleni söylemekten çekinmeyen bir tiptir ve orta oyunundaki Kavuklu'nun karşılığıdır. Hacivat ise biraz öğrenim görmüş, gösteriş meraklısı, kendini beğenmiş, yarı aydın bir tiptir. Bunun da orta oyunundaki karşılığı Pişekâr'dır. Karagöz'de yer alan diğer tipler ise perdeye sadece Karagöz ve Hacivat'la konuşmak için gelir ve konuşmaları bitince perdeden ayrılırlar. Bu tipler oyunlarda hep aynı karakterleri temsil eder, hiç değişmezler. Karagöz oyunundaki tipler ana hat­larıyla şöyle tasnif edilebilir:

a)Asıl tipler: Karagöz, Hacivat.

b)   Şive taklitleri yapan tipler: Kastamonulu, Kayserili, Bolulu, Eğinli, Arap, Acep, Ar­navut, Laz, Kürt, Rumelili Muhacir, Ak Arap, Ermeni, Yahudi, Rum, Frenk,

c)   Hasta tipler: Beberuhi, Tiryaki, Kekeme, Altıkulaç, Sarhoş, Esrarkeş, Deli, orta oyununda da yer alan Aptal Denyo.

d)Diğer tipler: Çelebi, Köçek, Zenne

Bunlar dışında bazı oyunlarda oyunun özelliği gereği cadı, canavar, cin, büyücü gibi olağanüstü özelliklere sahip tipler yanında; Tahir, Zühre, Ferhat, Şirin, Âşık Hasan ve oğlu Muslu; Hacivat’ın kardeşleri Demeli ve Dediği gibi, oğlu Sivrikoz gibi özel tiplere de yer verilebilir. Tipler perdede yalnız konuşmalarıyla değil; kıyafetleri, hareketleri ve bazen de Hacivat'ın onları tanıtmasıyla canlandırılır.

Karagöz oyununun tekniği, bir perdenin üzerinde deriden veya kalın mukavvadan ya­pılmış tasvirlerin gölgesini aksettirme esasına dayanır. Bu perde önceleri 2x2,5 0,8x1,1 ile 1x1,2 metre arasında değişen ölçülerde yapılmıştır. Kenarları çiçekli bezden yapılan asıl erde ise "mermerşahi" denilen patiskadandır. Karagözcüler buna "ayna" derler. Perdenin arkasında "peş tahtası" veya "destgâh" adı verilen bir raf bulunur. Bu rafa "şem'a" denilen ışık konur. Elektrik olmadığı dönemlerde ışık genellikle bir kaba konmuş zeytinyağına daldırılmış enli pamuk bir fitilden veya mumdan elde edilirdi. Mamul hâle getirilmiş olan manda, daha veya en çok tercih edilen deve derisinden ya da kalın mukavvadan "nevrekân" adı verilen özel bir bıçakla kesilen tasvirler, kökboyasıyla boyanır. Başlık, kol, bacak gibi hareketli kısımlar kiriş veya kursaklarla tutturulur, oynatıcının değneklerinin geçeceği delikler açılır ve böylece tasvir tamamlanır. Tasvirler 30-40 cm boyunda olur. Gürgen ağacından olması tercih edilen değnekler ise 60 cm uzunluğundadır.

Türk gölge oyunu, "hayali" veya "hayalbaz" olarak adlandırılan tek kişi tarafından oynatılır. Ancak onun da perdeyi hazırlayan, tasvirleri sırasıyla kendisine veren "çırak", oyunda şarkı ve türküleri okuyan "yardak", def çalan "day rezen (dairezen)" gibi yar­dımcıları vardır. Bunlardan "çırak" aynı zamanda geleceğin hayalîsidir. Bütün tasvirle­re ve araç-gerece "hayal sandığı" denir. Bu sandığı hazırlamak ve korumakla görevli kişiye ise "sandıkkâr" denilmektedir. Sandıkkâr, oyun sırasında çırağa da yardımcı olur.

 

İLGİLİ İÇERİK

KARAGÖZ OYUNUNDA PERDE GAZELİ TAHLİLİ (AÇIKLAMASI)

KARAGÖZ VE HACIVAT

KARAGÖZ OYUN ÖRNEĞİ

EVLİYA ÇELEBİ-KARAGÖZ VE HACIVAT METİN İNCELEMESİ

KARAGÖZDEKİ TİPLERİN ÖZELLİKLERİ

KARAGÖZ OYUNUNUN BÖLÜMLERİ

KARAGÖZ VE HACİVAT HAKKINDA BİLGİ

KARAGÖZ İLE HACIVAT METİN ÖRNEKLERİ

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi