MASAL HAKKINDA
- Olağanüstü olayların, olağanüstü kahramanlar aracılığı ile anlatıldığı, zaman ve mekân kavramları ile sınırlı olmayan sözlü anlatım türüne masal denir.
- Masallar halk arasında anlatılan, sonradan bir yazar tarafından yazıya geçirilen, düz yazı şeklinde oluşturulmuş anonim bir türdür.
- Masallarda yer ve zaman belli değildir. Masallarda çevre Kafdağı, Yedi Derya Adası, Yedi Yerin Altı ve Üstü gibi büsbütün hayalî ve gerçek dışı ülkelerdir. Zaman ve olaylar çok hızlı bir şekilde ilerler masalda.
- Masallarda olaylar ve kahramanlar tamamen hayal ürünüdür. Kahramanlar insanüstü özellikler taşır ve tek boyutludur. Yani iyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Masal sonunda iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Çünkü masallarda amaç, eğiticiliktir. Dinleyenlere bir konuda ders vermek, öğütte bulunmak için söylenir masallar.
- Ayrıca masallarda sembolize tipler vardır:
- Keloğlan - zekâ ve şans, köse - kötülük, Hızır - maneviyat, üvey anne - kötülük, üvey kız kardeş - kıskançlık, at - güç, cadı - kötülük, tilki - kurnazlık, vezir - kötülük...
- Masalların kahramanlarını insanlar; padişah, tüccar, Keloğlan, oduncu, köse hayvanlar; at, tilki, güvercin, karga, âlet ve eşya; dağ, taş, mağara, kuyu, seccade, ayna, fasulye, soyut yaratıklar; dev, cin, peri, yalın düşünceler; akıl, zekâ, iyilik, kötülük, güzellik olabilir.
- Masallar sözlü ürünlerdir, bu nedenle masalların anlatımı önemlidir. Çünkü dinleyeni masal dünyasına çekebilmek, anlatıcının ustalığına bağlıdır. Masalların dili halkın konuştuğu dildir.
- Masallarda uzun betimlemeler ve psikolojik tahlillere yer verilmez. Masallar genellikle tek bir olaydan meydana geldiği için öteki edebiyat türlerine göre daha kısadır.
- Masallar üç bölüme ayrılır. Birincisi "döşeme" denen başlangıç bölümüdür. Bu masala giriş kısmında, konuyla ilgisi olmayan sözler vardır: "Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, pire berber iken..." Bu kısımla masalı anlatan kişi, dinleyicilerin dikkatini tamamen kendine çekmeye çalışır.
- "Asıl masal" denen ikinci bölümde asıl olay ya da olaylar zinciri anlatılır. Kendi içinde giriş, gelişme, sonuç bölümleri vardır. "Dilek" denen üçüncü ve son bölümde başlangıçta olduğu gibi yine bir tekerleme vardır. Başlangıca göre buradaki tekerleme kısadır. Anlatıcı masalı güzel bir dilekle sonuca bağlar. Dilek kısmı kalıplaşmış birkaç sözden oluşur: "Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.", "Onlar ermiş muradına, darısı buradakilerin başına."
- Türk masalları tarihin bilinmeyen bir devrinden beri sözlü gelenekte yaşamaktadır. Bu masalların toplanıp yazıya geçirilmesi 19. yüzyıldan sonra olmuştur. Türkiye'de halk ağzından derlenmiş en eski masal kitabı "Billur Köşk"tür. Cumhuriyet devrinde Pertev Nail Boratav, Ziya Gökalp, Tahir Alangu ve Eflatun Cem Güney masal üzerine çalışmalar yapmışlardır.
- Masallar, halk masalları ve sanat masalları olarak ikiye ayrılabilir: Halk masalları toplumun değer yargılarını, anlayışını, kültürünü, dünya görüşünü yansıtan anonim ürünlerdir. Sanat masalları ise toplumda görülen aksaklıkları yermek, bir düşünceyi ortaya koymak gibi belli bir amaca yönelik olarak yazılan masallardır.
- Halk masallarına benzetilerek ve aynı zamanda içlerine özel bir dünya görüşü konarak, belli yazarlar tarafından meydana getirilen masallara "yapma masal" denir. İngiliz yazar Oscar Wilde, Danimarkalı Andersen ile Fransız Lafontaine bu tür masallarıyla tanınırlar.
- Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları, Türk edebiyatında ise Keloğlan Masalları çok tanınmıştır
- Masallarla destanlar birbirine yakın ürünlerdir. Bunların benzer ve farklı yönleri vardır. Masallar tamamen hayal ürünüdür. Destanlar ise toplumların tarihlerinde yaşadıkları çok önemli ve İz bırakan olaylardan beslenir. Masallar evrenseldir. Destanlar ise ulusaldır. Masallarda iyi insan, kötü insan gibi evrensel konular işlenirken, destanlarda bir toplumun tarihine ait ulusal değerler aktarılır.
- Masal ile hikâye olay kaynaklı edebî metinler olması bakımından benzerlik gösterir. Hikâye, doğaüstü unsurlara yer vermediği oranda masaldan farklıdır. Ayrıca hikâye, anlatımı bakımından da masaldan ayrılır.
Halil AKPINAR
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
İLGİLİ İÇERİK
MASAL-2
Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başlarından geçen olayları anlatan eserlere masal denir. Masallarda genelde olayların geçtiği yer ve zaman belli değildir. Masal bir ana olay çevresinde daha küçük çaplı olaylar ve çatışmalar ile gelişir. Anlatımda iç uyaklara (seci) yer verilir. Abartılı olaylarla süslenir.
Masallar kişilerin özellikle çocukların hayal dünyalarını geliştirir, güçlendirir. Kişilerinden bir kısmı; devler, periler, cinler, ejderhalar vb. doğaüstü yaratıklardır.
Masallar üç bölümden oluşur. Genelde bir varmış bir yokmuş diye başlayan bölüme döşeme adı verilir. Asıl olayın anlatıldığı bölüm de kendi arasında giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üçe ayrılır. Masalda her şeyin güzel bir sonucu bağlandığı bölüm dilek bölümüdür. Bu bölüm genellikle "Gökten üç elma düştü." diye bir tekerleme ile biter.
Masallarda genelde iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin savaşımı işlenir ve sonuçta iyiler kazanır, kötüler cezalandırılır.
Masallar genelde duyulan geçmiş zamanla anlatılır. Başında, ortasında ve sonunda söylenen kalıplaşmış sözlere tekerleme adı verilir.
Masallarda gençliğe toplumun düşünüş tarzı, zevki kuşaktan kuşağa aktarılır. Bölgeden bölgeye yayılır. Her bölgede farklı bir kimlik kazanır.
Edebiyatımızda; Binbir Gece Masalları, Keloğlan Masalları, Kül Kedisi gibi pek çok masal örneklerine rastlanır. Türk masalları, Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney vb. başka yazarlarca derlenmiştir.
Genellikle halk tarafından oluşturulan, ağızdan ağza ve kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların, olağanüstü yaratıkların veya tanrıların başından geçen ve tamamen hayal ürünü olan gerçek ve gerek dışı olayların iç içe anlatıldığı hikâye. Ayrıca öğüt ve ahlâk dersi veren alegorik masallar da vardır. Mecaz olarak boş ve yalan sözlere de masal denir. Masala Azerbaycan Türkçesinde "akiyat", Kazakçada "şabuv, şabıs", Kırgızcada "at çabu", Özbekçede "ertak", Türkmen Türkçesinde "erteki", Uygurcada "Çöçak" adı verilmektedir.
Masal, anlatıma dayalı türlerin başında gelmektedir. Bir masalı çekici kılan en önemli özellik, onu sanatının ehli bir masalcının anlatmasıdır. Roman ve hikâye gibi realist türleri oluşturan konu, kişiler, çevre, zaman ve üslûp içinde masalda öne çıkan en önemli öge, üslûbu oluşturan anlatımdır. Masaldaki ikinci önemli öge, daha çok gerçek dışı olayların oluşturduğu konudur. Aynı durum kişiler ve çevre için de geçerlidir. Kişiler padişah, vezir, tüccar, haramı, eşkıya, avcı, çoban, keloğlan, dev, köse, periler, cinler, cüceler, büyücüler, ifrit, ejderha ve canavardır. Çevre ise yeri bilinmeyen bir ülke, bir memleket, peri padişahının yaşadığı yer, Kaf-dağı gibi belirsizdir. Masalın zamanı mutlaka geçmiş, yani "evvel zaman içinde "dir.
Türk masallarının gerek sözlü anlatımında gerekse yazıya geçirilmiş olanlarında bir anlatım çerçevesi vardır. Bu anlatım çerçevesi bir giriş tekerlemesi ile başlar. Birbirinden farklı olsa da, bu tekerlemeler genel olarak "Bir varmış bir yokmuş, Allah 'ın kulu çokmuş. Develer tellâl iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, anam bana ninniler söyler iken..." veya "Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellâl iken, pireler berber iken..." gibi olmayacak şeylerle okuyucunun dikkatini çekmeye, onu masalı dinlemeye hazırlanmaya yöneliktir. Bu tekerleme ile olaylar genişletilir, asıl olaylara geçmeden önce kısa bir girişle masal kahramanı tanıtılır. Bundan sonra art arda gelişen olaylar içinde masal kahramanı/kahramanları inanılmayacak maceralara girişler. Masalın ortalarına gelindiğinde, anlatıcı masal kahramanı ile ilgili olarak " Az gitmiş, uz gitmiş; dere tepe düz gitmiş. Bir de dönüp arkasına bakmış ki bir arpa boyu yol gitmiş." Gibi ikinci bir tekerleme ile dinleyicilerin dikkatini yeniden masala çevirmeye çalışır. Bir süre daha devam eden olaylarla mutlu sona ulaşır. Kötüler ya "kırk satır"la ya "katır" la cezalandırılır, iyiler amaçlarına ulaşır. Hemen ardından "Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevete". Ya da "Gökten üç elma düştü; biri anlayana, biri dinleyene, biri de başkalarının yüzüne kara sürmeyenlerin başına". Gibi bitiş tekerlemesiyle masal son bulur. Türk halk masallarının hemen hepsinde olaylar mutlu sona biter.
Masal, kısa cümlelerden oluşan canlı bir konuşma dili ile anlatılır.
Cümlelerin yüklemleri ya duyulan geçmiş zamanla (...mış miş, ...muş, ...müş) veya geniş zamanla (...ır, ...ir, ...ur, ...ür) çekimlenir. Bir masalda bu iki fiil kipi de kullanılabilir. Masalcı zaman zaman masalın akışını bozmadan kendi duygu ve düşüncelerini anlatabilir veya dinleyicilere soru sormak suretiyle onları konuşturabilir.
(Nurettin Albayrak, Ansiklopodik Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü,LM Yay., İst. 2004
İLGİLİ İÇERİK