MASAL-2
Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başlarından geçen olayları anlatan eserlere masal denir. Masallarda genelde olayların geçtiği yer ve zaman belli değildir. Masal bir ana olay çevresinde daha küçük çaplı olaylar ve çatışmalar ile gelişir. Anlatımda iç uyaklara (seci) yer verilir. Abartılı olaylarla süslenir.
Masallar kişilerin özellikle çocukların hayal dünyalarını geliştirir, güçlendirir. Kişilerinden bir kısmı; devler, periler, cinler, ejderhalar vb. doğaüstü yaratıklardır.
Masallar üç bölümden oluşur. Genelde bir varmış bir yokmuş diye başlayan bölüme döşeme adı verilir. Asıl olayın anlatıldığı bölüm de kendi arasında giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üçe ayrılır. Masalda her şeyin güzel bir sonucu bağlandığı bölüm dilek bölümüdür. Bu bölüm genellikle "Gökten üç elma düştü." diye bir tekerleme ile biter.
Masallarda genelde iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin savaşımı işlenir ve sonuçta iyiler kazanır, kötüler cezalandırılır.
Masallar genelde duyulan geçmiş zamanla anlatılır. Başında, ortasında ve sonunda söylenen kalıplaşmış sözlere tekerleme adı verilir.
Masallarda gençliğe toplumun düşünüş tarzı, zevki kuşaktan kuşağa aktarılır. Bölgeden bölgeye yayılır. Her bölgede farklı bir kimlik kazanır.
Edebiyatımızda; Binbir Gece Masalları, Keloğlan Masalları, Kül Kedisi gibi pek çok masal örneklerine rastlanır. Türk masalları, Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney vb. başka yazarlarca derlenmiştir.
Genellikle halk tarafından oluşturulan, ağızdan ağza ve kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların, olağanüstü yaratıkların veya tanrıların başından geçen ve tamamen hayal ürünü olan gerçek ve gerek dışı olayların iç içe anlatıldığı hikâye. Ayrıca öğüt ve ahlâk dersi veren alegorik masallar da vardır. Mecaz olarak boş ve yalan sözlere de masal denir. Masala Azerbaycan Türkçesinde "akiyat", Kazakçada "şabuv, şabıs", Kırgızcada "at çabu", Özbekçede "ertak", Türkmen Türkçesinde "erteki", Uygurcada "Çöçak" adı verilmektedir.
Masal, anlatıma dayalı türlerin başında gelmektedir. Bir masalı çekici kılan en önemli özellik, onu sanatının ehli bir masalcının anlatmasıdır. Roman ve hikâye gibi realist türleri oluşturan konu, kişiler, çevre, zaman ve üslûp içinde masalda öne çıkan en önemli öge, üslûbu oluşturan anlatımdır. Masaldaki ikinci önemli öge, daha çok gerçek dışı olayların oluşturduğu konudur. Aynı durum kişiler ve çevre için de geçerlidir. Kişiler padişah, vezir, tüccar, haramı, eşkıya, avcı, çoban, keloğlan, dev, köse, periler, cinler, cüceler, büyücüler, ifrit, ejderha ve canavardır. Çevre ise yeri bilinmeyen bir ülke, bir memleket, peri padişahının yaşadığı yer, Kaf-dağı gibi belirsizdir. Masalın zamanı mutlaka geçmiş, yani "evvel zaman içinde "dir.
Türk masallarının gerek sözlü anlatımında gerekse yazıya geçirilmiş olanlarında bir anlatım çerçevesi vardır. Bu anlatım çerçevesi bir giriş tekerlemesi ile başlar. Birbirinden farklı olsa da, bu tekerlemeler genel olarak "Bir varmış bir yokmuş, Allah 'ın kulu çokmuş. Develer tellâl iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, anam bana ninniler söyler iken..." veya "Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellâl iken, pireler berber iken..." gibi olmayacak şeylerle okuyucunun dikkatini çekmeye, onu masalı dinlemeye hazırlanmaya yöneliktir. Bu tekerleme ile olaylar genişletilir, asıl olaylara geçmeden önce kısa bir girişle masal kahramanı tanıtılır. Bundan sonra art arda gelişen olaylar içinde masal kahramanı/kahramanları inanılmayacak maceralara girişler. Masalın ortalarına gelindiğinde, anlatıcı masal kahramanı ile ilgili olarak " Az gitmiş, uz gitmiş; dere tepe düz gitmiş. Bir de dönüp arkasına bakmış ki bir arpa boyu yol gitmiş." Gibi ikinci bir tekerleme ile dinleyicilerin dikkatini yeniden masala çevirmeye çalışır. Bir süre daha devam eden olaylarla mutlu sona ulaşır. Kötüler ya "kırk satır"la ya "katır" la cezalandırılır, iyiler amaçlarına ulaşır. Hemen ardından "Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevete". Ya da "Gökten üç elma düştü; biri anlayana, biri dinleyene, biri de başkalarının yüzüne kara sürmeyenlerin başına". Gibi bitiş tekerlemesiyle masal son bulur. Türk halk masallarının hemen hepsinde olaylar mutlu sona biter.
Masal, kısa cümlelerden oluşan canlı bir konuşma dili ile anlatılır.
Cümlelerin yüklemleri ya duyulan geçmiş zamanla (...mış miş, ...muş, ...müş) veya geniş zamanla (...ır, ...ir, ...ur, ...ür) çekimlenir. Bir masalda bu iki fiil kipi de kullanılabilir. Masalcı zaman zaman masalın akışını bozmadan kendi duygu ve düşüncelerini anlatabilir veya dinleyicilere soru sormak suretiyle onları konuşturabilir.
(Nurettin Albayrak, Ansiklopodik Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü,LM Yay., İst. 2004
İLGİLİ İÇERİK
- << Önceki
- Sonraki