EDEBİYATIN GERÇEKLİK İLİŞKİSİ NASILDIR?
“Edebiyatla gerçeklik ilişkisi, edebiyat bilimcilerin hep tartıştıkları bir konudur. Gerçeklikle ilişkisi açısından en uç metinlerde bile bir gerçek duygusu uyandırılmaya çalışılır. Edebiyattaki gerçeklik, kurmaca gerçekliktir, belki buna edebiyatın gerçekliği de denebilir. Edebiyat gerçekliği bambaşka bir gerçekliktir. Edebiyat ve sanat gerçeğin üstünü büsbütün örtüp onu yok etmese de onu yerinden etmeyi, onu bozmayı ve başkalaştırmayı dener. Edebiyattaki benzetmelerin amacı da gerçekten uzaklaşmak veya gerçeği başkalaştırmak olarak görülebilir. Edebiyat metni, gerçekten ne kadar kopmaya çalışırsa bir yandan gerçekle ilişkisini sürdürür. Ama bu ilgiyi doğru anlamak gerekir. Gerçekten büsbütün kopuk bir metnin anlamına hiç kimse ulaşamaz. Kimsenin anlamına ulaşamadığı bir metin tasarlamak güçtür. Her metin sonuçta bir dil ürünüdür ve dil ürünlerinin de bir anlamı vardır. Ancak insanın dünya bilgisinden kopuk anlam yoktur. Anlamın insanın dünya bilgisiyle mutlaka bağlantısı vardır.”
(Mehmet Aydın, Edebiyatın Dili Üzerine)
