Kullanıcı Oyu: 1 / 5

Yıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

BİYOGRAFİ - OTOBİYOGRAFİ HAKKINDA BİLGİ

Şairleri anlatan eserlere tezkiretü'ş-şuara (şairler tezkiresi veya tezkire-i şuara), veli denilen Allah dostlarını ve menkıbelerini anlatan eserlere ise tezkiretü'l evliya (veliler tezkiresi) adı verilir. Bunlar kadar yaygın olmamakla beraber daha başka mesleklere ait biyografilere de bu isim verilirdi. Tezkkire-i ilmiye (alimler tezkiresi), tezkiretü'l-hattatin (hattatlar tezkiresi) gibi. Araplar, bu tür kitaplara tabakat adını verdiler. Tezkire, bunun Türkler ve İranlılar tarafından kullanılan adıdır. Sonraları bunlara tercüme-i hal de denmeye başlanmıştır.

Tezkire kelimesinin asıl kullanılış yeri şair biyografileridir. Şair tezkireleri veya kısaca tezkireleri gerek kendi asırları gerek günümüz için sade bir biyografi olmaktan öte bir mana ifade ederler. Bu eserler o devrin şairlerini, edebiyatçılarını toplu ve müstakil olarak içine alan yegâne eserlerdir. Tezkirelerin gayesi devrin şair ve edebiyatçılarını tanımaktır.

Tezkire yazarları, eserlerine aldıkları şairlerin hayatlarında bu hayatın çeşitli teferruatına, fiziki ve ruhi görünümlerine-hatta içinde yetiştiği sosyal ve edebi çevreye kadar inmeye çalışırlar. Aynı zamanda şairin sanat yönüne, şairlik gücüne ve hususiyetine, çevresiyle olan çeşitli sanat münasebetlerine, eserlerinin değerine, bunlardan seçilmiş örneklere en az hayatı kadar yer verir, değerlendirmede bulu­nur. Bu yönleriyle tezkireler, edebiyat,-tarih-ve tezkireciliğimizin en kıymetli kaynaklarıdır.

Tezkireler, başlangıçtan tezkirenin yazıldığı tarihe kadar yaşayan şairleri bütünüyle verirler. Bu eserler için başlangıç 13. asra kadar inebilir. Tezkirelerin bazıları şairleri elifba sırasına göre, bazıları; da belli zaman aralıklarına göre grup grup ele alır.

Türk edebiyatında otuz kadar şair tezkiresinin varlığı bilinmektedir, ilk Türk tezkirecisi 15, yüzyılın büyük Çağatay şairi Ali Şir Nevai'nin, Mecalisü'n-Nefais adlı eseridir. Osmanlı sahasında ilk tezkireyi Edirneli Sehi Bey yazmıştı. İsmi Heşt Behişt'tir.

Başlıca tezkireler, yazarları ve yazılış tarihleri:

On altıncı asır:

Heşt Behişt (Sehi Bey-1538)

Latifi Tezkiresi (Latifi-1546)

Meşair-üş-Şuara (Aşık Çelebi-1563)

Kınalızade Tezkiresi (Kınalızade Hasan Çelebi-1585)

On yedinci asır:

Riyazü'ş-Şuara (Riyazi-1592)

Zübdetü'l-Eş'ar (asım-1675)

Teşrifatü'ş-Şuara (Güfti-1677)

On sekizinci asır:

Safai Tezkiresi (Safai-1721)

Nuhbetü'l-asar (Beliğ-1721)

Adab-ı Zurefa (Ramiz-1783)

Mir'at-ı Şiir (Akif-1789)

Kaynak: Rehber Ansiklopedik

 

 ***

BİYOGRAFİ (YAŞAM ÖYKÜSÜ)

Ünlü kişilerin yaşamlarını, yaptıklarını, yaşadıkları döneme katkılarını anlatan yazı veya kitaplara biyografi denir. Biyografi, yaptıkları ve yaşayışlarıyla okurların ilgisini çekebilecek nitelikte olan kişilerin değişik kaynaklardan yararlanarak yaşamlarını inceleyip anlatan düzyazı biçimidir. Yazar, söz konusu kişinin yaşamını gerçeğe en uygun bir biçimde aydınlatmak, açıklamak, okurların ilgisine sunmak için de çok yönlü ve çok boyutlu bir çalışma yapar. Yaşam öyküsü yazılacak kişiler genellikle, yaşadıkları dönemin siyasal, toplumsal etkinliklerine karışmış ya da fikir ve eserleri, çalışma ve buluşlarıyla dönemlerini etkilemiş kimselerdir.
Yaşam öyküsü yazmak için, birtakım ön çalışmalar yapmak gerekir. Önce yaşam öyküsü yazılacak kişiyle ilgili kaynaklar, belgeler tespit edilir. Bu açıdan bakıldığında yaşamöyküleri belgesel boyutludur. Kişinin mektuplarından, günlüklerinden, anılarından o kişiyi tanıyanlardan, eş ve dostlarından yararlanılır.
Yaşam öyküsü, ünlü kişilerin salt özgeçmişiyle ilgili bilgileri kuru kuruya sıralama değildir. Bir karakter oluşturma, o kişinin yaşam serüvenini olduğu gibi yansıtma işidir. Buna sergileyici yaşam öyküsü denir.

Biyografinin genel özellikleri
• Yazar, ele aldığı kişinin yaşamını yönlendiren ve biçimlendiren olayları birbirine bağıntılı bir biçimde hiç değiştirmeden verir.
• Olaylarda olsun, tarihlerde olsun gerçeğe sıkı sıkıya bağlı kalır.
• Amaç, söz konusu kişiyi tüm yönleriyle tanıtmaktır.
• Anlatılan kişinin özellikle hayatı, eserleri, kişiliği, görüşleri konu edilir.
• Belgelere ve örneklere dayandırılarak hazırlanan biyografiler sanat ve meslek alanındaki tarihçiler için önemli kaynaklardır.
• Belgesel nitelikte olup gelecek kuşaklara önemli bilgilerin, tecrübelerin, örneklerin, görüşlerin aktarıldığı kaynaklardır.
• Üçüncü kişili anlatım yapılır.
• Dil, göndergesel işlevde kullanılır.


Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914 tarihinde İstanbul'da doğdu. Galatasaray 'da başladığı öğrenimini, babasının atandığı Ankara da Gazi ilkokulu ve Ankara Erkek Lisesinde sürdürdü Lise sıralarında Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le arkadaş oldu. Liseyi bitirince İstanbul'a dönerek Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi (1932) Ancak yükseköğrenimini yarım bıraktı (1935). 1936’da Ankara 'ya döndü ve askere gidinceye dek PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosunda memurluk yaptı. Yedek subaylığını tamamlayınca iki yıl kadar, yine Ankara da, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı.


1947'de, Hasan Âli Yücel’in yerine Reşat Şemsettin Sirer'in bakan olarak atanması üzerine, Millî Eğitim Bakanlığında "antidemokratik bir hava" esmeye başladığını söyleyerek görevinden istifa etti. 1 Ocak 1949-15 Haziran 1950 tarihleri arasında yirmi sekiz sayı süren, on beş günde bir yayımlanan, iki sayfalık "Yaprak" dergisini çıkardı. Yaprak dergisi serüvenini sürdüremeyeceğini anlayınca Ankara'dan ayrılıp İstanbul’a gitti. Gene o yılın kasım ayı içinde, bir haftalığına geldiği Ankara da, 10 Kasım 1950 gecesinde, yolda, onarım için kazılmış bir çukura düşerek ayağından yaralandı. İstanbul'a döndükten sonra, bir arkadaşının evindeyken durumu birdenbire kötüleştiği için kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi’nde, 14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü. Rumelihisarı Mezarlığı’na gömüldü.


Garip ya da Birinci Yeni denilen akımın öncüsü, kuramcısıdır. Yirmi sekiz sayı süren Yaprak serüveni öncesinde. Ankara Erkek Lisesinde okul kooperatifin parasıyla Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile birlikte “Sesimiz" dergisini çıkarmışlardır. Biçemini belli eden ilk şiirlerini, yine, arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile birlikte "Varlık" dergisinde yayımladı ve müthiş bir ilgi gördü. Şiir ve yazıları, Varlık dergisinden başka insan, Ses, Gençlik, Küllük, inkılapçı Gençlik, Ülkü, Demet, işte, Aile gibi dergilerde yayımlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’na katılmayan ve katılmış kadar etkilenen Türkiye de, Türk şiirini bir takım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, yıpranmış benzetmelerden kurtardı, kısa ve basit ama vurucu bir söylem -eda- geliştirdi. Şiirin bilinen ve kabul gören sınır taşlarını yerinden oynattı. Yalın bir halk dili kullandı, yergi ve gülmeceden yararlanarak, sıradan yaşantıların şiirinin de yazılabileceğini gösterdi."

Bu metin biyografi türüne özgü nitelikler taşımaktadır. Orhan Veli’nin nerede doğduğu, hangi okullara gittiği, nerelerde yaşadığı, ne tür işler yaptığı, hangi yenilikleri yaptığı gibi özellikler anlatılmaktadır.


Biyografinin Tarihi gelişimi

• Tarihte ölen kişinin yaşamını ve yapıtlarını öven mezar yazıtları ve cenaze törenlerindeki konuşmalar yaşam öykülerinin ilk örnekleri sayılabilir.
• Biyografi türünün Batı’daki ilk örneği eski Yunan da Plutarkhos’un Paralel-Yaşamlar adlı eseridir. Ancak Batı'da bu türün yaygınlaşması 16. yüzyıldan sonradır. 20. yüzyılda ise Batı’da bir aileyi veya çevreyi ele alan geniş kapsamlı biyografik eserler yazılmaya başlanmıştır.
• Divan edebiyatında şairleri anlatan bu türe tezkire denmiştir. “Tercüme-i hâl” de bu türdedir. Çağatay yazarlarından Ali Şir Nevayi bu türün ilk örneğini vermiştir.
• Tanzimat’tan sonra biyografinin edebiyatımızda Batılı anlamda ilk örnekleri verilmiştir. Recaizade Mahmut Ekrem’in Kudemadan Birkaç Şair, Muallim Naci’nin Osmanlı Şairleri adlı eserleri bunlardandır.


Biyografi Türleri:

Monografi: Sanatçıların hayatını ve eserlerini kronolojik bir sıra içerisinde, bilimsel bir tutumla anlatan çalışmalardır.
Nekroloji: Ölen kişinin ardından yazılan değerlendirme yazılarıdır.
Portre: Kişilerin tasvirinin yapıldığı, niteliklerinin anlatıldığı biyografilerdir.
Tezkire: Şairlerin hayatını, eserlerini anlatan çalışmalardır. Edebiyatımızdaki ilk tezkire Ali Şir Nevayi’nin Mecalüsu’n-Nefais adlı eseridir.
Biyografik roman: Bir kişimin hayatının roman şeklinde anlatıldığı biyografilerdir. Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı gibi.

KEMAL SUNAL (1944 - 2000)

1944 yılında İstanbul'da doğdu. Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Sanat hayatı, "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. Bir yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosunda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya adımını attı ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.

Türk sinemasında başta “İnek Şaban” tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı.

Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peş peşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. Filmlerde çoğu zaman saf, şanslı ama iyi yürekli karakterlerin rollerine girdi. 1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1977'de Antalya Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.

12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı. Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.

Sinema filmlerinden bazıları 

  • Propaganda (1999)
  • Varyemez (1991)
  • Koltuk Belası (1990) 
  • Boynu Bükük Küheylan (1990)
  • Abuk Sabuk Bir Film (1990) 
  • Zehir Hafiye (1989)
  • Talih Kuşu (1989) 
  • Gülen Adam (1989)
  • Sevimli Hırsız (1988)
  • Uyanık Gazeteci (1988)
  • Polizei (1988)...

 

İLGİLİ İÇERİK

BİYOGRAFİ

BİYOGRAFİ ÖRNEĞİ

TÜRKİYE'DE BİYOGRAFİNİN GELİŞMEMESİ,

BİYOGRAFİ - İSA YUSUF ALPTEKİN (1901-1995)

SON EKLENENLER

Üye Girişi