GAZETELER TARİH YAZDI-İSMAİL GENÇ
Çevremizde olup bitenleri öğrenmek, yaşadıklarımızı başkalarına anlatmak, düşüncelerimizi birileriyle paylaşmak, çeşitli konularda fikir edinmek gibi bir fıtratımız var. Yaşananları öğrenme ve aktarma isteği kimimizde dolmuş taşmış olacak ki 'haberleşme' diye bir eylem ortaya çıkardık. Kimi zaman yüksek tepelerde yakılan ateşin dumanı giderdi merakımızı, kimi zaman da çalınan tamtamlardan edindik bilgileri. Araya uzun mesafeler girince haberciler girdi devreye. Kilometrelerce yolu, sırf insanlara haber verebilmek için aştılar...
Derken yazıyla tanıştı insanlık. Yaşananlar yazılara dökülerek anlatıldı topluma. Önce tabletlere kazıldı haberler. Bir ara papirüsler kaydetti olup bitenleri. Sonra kağıtlara döküldü yaşadıklarımız. Derken gazetelerle tanışıverdik. Her gün olup biteni öğrenmek, merakımızı gidermek, fikir alıp vermek için hayatımızın bir parçası haline getirdik onları. Haber kaynağımız gazetelerin tarihi üzerinde göz gezdirmeye ne dersiniz?
Tarihte bilinen ilk gazetecilik faaliyeti M.Ö 4000 yıllarında Mezopotamya'da başlar. Babionyalılar döneminde toplumda yaşanan ilgi çekici olaylar ve kamu ile alakalı meseleler günü gününe vakanüvisler (tarihçiler) tarafından kayıt altına alınır. Toparlanan bu haberler ise fırınlarda pişirilmiş kili tabletlere kazınıp şehrin çeşitli bölgelerine asılır. Şehirde işlenen cinayetlerden yaşanan kıtlıklara, evliliklerden siyasî ve sosyal olaylara kadar birçok önemli konu bu tabletlerde haber olarak yer alır.
gazete haberleri firavunu kahrından öldürdü
Mezopotamya'da hayat bulan gazetecilik faaliyetleri M.Ö 1750'li yıllarda Mısır'da da kendisini gösterir. Burada kıl tabletlerin yerine günlük olaylar papirüsle-re kaydedilir. İlkel de olsa gazetecilik faaliyetleri o kadar gelişir ki devlet adamlarını bile etkiler. Öyle ki Firavun Amarsis, gazetelerin eleştirilerine dayanamayıp kanundan ölür. 3. Ramses de gazetelerin hücumlarına maruz kalan isimlerden. Tarihî kayıtlar onun yayınlan tekzip etme çabasını nakleder. İlk tarihçi kabul edilen Herodot, firavunlar aleyhine yayın yapan mizah gazetelerinin bulunduğunu aktarır.
Yunan site devletlerinde, yaşananlar yazıya dökülmek yerine 'agora' denilen şehir meydanlarında, görevliler tarafından halka bildirilir. Daha sonraki dönemlerde tarihî olayların yazıldığı 'Ori', günlük olayların yazıldığı 'Efimerit' isimli ilkel gazeteler ortaya çıkar. Basın kuralları bu demde ortaya çıkar. Mesela Atina yasalarına göre yapılan yayınlarda tanrılara sövülmesi yasaktır. Ahlâka, dine, site yönetimine zarar verici yayın yapanlara da ceza verilir.
Eski Roma'da ise gazetecilik faaliyetini önce rahipler yapar. Onlar, yaşanan olayları beyaz levhalar üzerine yazarak başrahibin onayına sunar. Ardından havadisleri tapınağın duvarlarına asarak halka duyururlar. Roma İmparatorluğu genişleyince bu ilkel basın yöntemi kamuoyu oluşturmak için önemli araçlardan biri haline gelir. Senato oturumlarına ait tutanaklar, Açta Senatus' adıyla yayınlanmaya başlar. Böylece bugünkü resmî gazetelerin ilk adımı atılmış olur. Elle yazılan tek sayfalık bu bültenlerde önemli sosyal ve siyasal olaylar, evlenme, boşanma, iflas, idam, cenaze töreni, yangın, afet, siyasî seçim, anlaşma, kanun, yabana devletlerle yapılan ittifaklar, denizcilik ve askerî savunma ile ilgili konular yer alır. Spor gösterileri, gladyatörlerin savaş oyunları, ikiz ve üçüz doğuranlar, gök taşının düşmesi ve çok yaşayan insanlar o dönemin ilginç haberlerinden sadece birkaçı. Bu gazetelerin yayın hayatına şüpheci ve evhamlı Roma imparatorlarından Tiberus son verir
Sebebi ise senatoda konuşulanların halk tarafından öğrenilmesinin sakıncalı oluşu. Anlayacağınız sansür, tarihin tozlu sayfalarından günümüze kadar ulaşır.
Ortaçağ'da sosyal, dinî ve ekonomik sebeplere bağlı olarak gazeteler Avrupa'da suskunluğa bürünür. İnsanlar haber alma ihtiyaçlarını ise 'haber mektupları ile gidermeye çalışırlar. Ülkeler arası ticaret yapanlar, yaşanan savaşlar hakkında bilgi almak isteyen devlet adamları, din ve sanat hareketlerini izleyen kilise görevlileri ile aydınlar bu mektupların dogmasında etkili olur. Haber verme merakı olan sınırlı kişilerin yazdığı bu mektupların fiyatı oldukça yüksektir. Bu sebeple okuyucu kitlesi asillerden oluşur. Hatta bu mektupları satın almak soylular arasında prestij meselesi haline gelir. Haber mektupları en çok Almanya ve İtalya'da rağbet görür. Sebebi ise küçük prensliklere bölünen bu ülkelerde yaşanan siyaset oyunlarını öğrenebilmektir. Bu mektuplarda hava durumundan skandal haberlere, fıkralardan savaşlara pek çok konuyu görebilmek mümkün.
dünyanın en uzun ömürlü gazetesi: king pao
Avrupa gazeteleri mektuba dönüştürmüşken, Ortaçağ'da düzenli haber yapan ve gazete niteliğinde olan yayına Çin ev sahipliği yapar. Dünyanın en uzun ömürlü gazetesi King PAO, 911 yılında Pekin'de yayın hayatına başlar ve günümüze kadar yayınını sürdürür. Özel görevliler tarafından çıkarılan bu gazete bir nevi saray bildirisi olma özelliği taşır. Gazete için büro bile açılır. 17. yüzyıla kadar elle yazılır. Baskı sayısı bin civarında olan yayın, matbaa ile tanışınca tirajını da önemli oranda artırır.
1450 yılında Johann Gutenberg tarafından icat edilen matbaa, basın-yayın tarihi için dönüm noktası olur. Gazetelerin daha çabuk ve daha çok sayıda yayınlanmasını sağlar. Böylece gazeteler, asil ve aydınlar dışında daha geniş kesimlere hitap etmeye başlar. Yayınların kamuoyu oluşturma gücü artar. Bu durum bazı yöneticilerin dikkatini çeker. 1500'lü yıllarda gazeteler ilk 'sansür' denebilecek denetimlere maruz kalır. Ancak bu denetimler gazetelere olan ilgiyi etkilemez.
Bugünkü anlamda ilk gazete 1610'da Strasbourg haftalık olarak Almanca yayınlanan 'Avisa, Relation oder Zeitung' olur. Yayın, genel olarak dış politika ve savaşlarla ilgili haberleri herhangi bir tahlil ve analize tabi tutmadan verir. Almanya'nın ardından gazeteler zamanla İngiltere, Fransa, İtalyan ve Hollanda'da yayımlanmaya başlar. 17. yüzyılda dergiler de kendisini göstermeye başlarlar. Dergi niteliğinde ilk edebî ve ilmî gazete, 1665 yılında Paris'te yayımlanır. Journal des Savants adını taşıyan söz konusu yayında, haberler daha geniş ve ayrıntılı bir şekilde sayfalarda yer bulur.
Peş peşe yayın hayatına başlayan gazeteler, kısa sürede insan hayatının bir parçası haline gelir. Okur sayısı her geçen gün artar. Basın hareketlerinde öncü konumum olan İngiltere'de 1753'te toplam gazete satışı, 7 milyon iken 1760'ta 9 milyon, 1777'de 11 milyona yükselir.
1691 yılından itibaren ulaşım ve posta imkânlarının gelişmesiyle haftada iki ya da bir kez çıkan gazeteler günlük yayımlanmaya başlar. İlk sürekli günlük gazeteler, 11 Mart 1702'de Elizabeth Mallet tarafından tek sayfa olarak yayımlanır. Adı "The Daily Courant'tır. 1735 yılın, kadar yayınını sürdüren gazetenin özelliği, dış basından aldığı haberleri hiç yorum yapmadan yayımlamasıdır.
Telgrafla başlayan kitle iletişim, telefon, telsiz, radyo televizyon, bilgisayar ve internetle devam eder. Gelişen teknolojik imkânlar hız olgusunu daha da güçlendirir. Bu durumun gazetelerin önemini azaltacağı düşünülür. Önce radyo, gazeteler için tehdit olarak görülür. Ancak beklendiğinin aksine olayları daha geniş bir şekilde öğrenmek isteyenler gazeteden vazgeçmediği gibi daha çok rağbet gösterir basılı yayına. Televizyonun ortaya çıkması da gazetelerin sonu olarak algılanır. Ancak insanların bilgi alma merakı, basılı yayını siyah ekranlara da ezdirmez. Gazeteler şimdilerde ise dijital medya organlarıyla imtihan oluyor. Gelişen teknolojiyle birlikte gazetelerin ortadan kalkacağı ya da tablet bilgisayarlara sıkıştırılacağı öngörülüyor. Ama ayrıntılı ve derinlikli bilgiye ulaştığımız gazetelerden vazgeçmemiz pek mümkün gözükmüyor.
İsmail Genç-Cihan Yenilmez,
29.11.2012