MAKALE PARAGRAFLARI
1.
Halk şairlerinin sözlü kültür içinde 'tip'leşmesi, Türk halkbilimi çalışmalarında dile getirilmiş bir konu değildir. Dursun Yıldırım'ın Bektaşi tipi üzerinde dururken tanımladığı fıkra tiplerinden ödünçlediğimiz 'tip' terimi, sözlü gelenek içinde bireysel kimliklerinden sıyrılarak, belli bir tarzın yaratıcısı olarak ünlenen halk sanatçıları için kullanılabilir. Nitekim halk anlatılarına yönelik 'prototip' yaklaşımları da 'tip'in varlığını doğrulamaktadır. Türk halk şiiri geleneği içinde, şuh bir eda ile kadın güzelliğini anlatmak Karacaoğlan tipi, sünni otorite karşısında alevi duyarlılığını dile getirmek Pir Sultan Abdal tipi ve haksızlık karşısında silaha sarılmak Köroğlu tipi ile özdeşleştirilmiştir. Dolayısıyla da sözlü gelenek ortamının yaratma, nakletme, ezberleme ve hatırlama süreçlerinde 'sahipsiz kalan' şiirler, içeriklerine göre bu tiplerden birine mal edilmektedir."
2.
Milletlerin kültürleri -sırasıyla- 'sözlü', 'yazılı' ve 'elektronik' ortamlarda oluşmaya devam eder. Bir millete ait yazılı edebiyat ürünleri 'ferdî'(bireysel) özellikler taşır ve doğrudan veya dolaylı olarak o milletin 'sözlü' kültüründen beslenir. Bu yazıda, 'folklor'un ve özellikle de Halk Edebiyatı'nın -ferdî veya anonim- temsilcileri ve bunların ürünleriyle bir 'edebiyat geleneği' ortaya koyup koyamadığı, ayrıca bu edebiyatın zaman içerisinde bir 'değişim' ve 'dönüşüm' yaşayıp yaşamadığı gibi hususlar değerlendirilmeye çalışılacaktır.
3.
Tarihi romanlar tezli eserlerdir. Ayrıca tarihi roman türü ciddi bir sanat dalıdır. Aynı zamanda bir eğitim vasıtasıdır. Türk Devletinin her anında bir sanatçıyı cez-bedecek çok çeşitli anekdotlar gizlidir. Kültürün oluşmasında ve devamlılığında sanatçıların rolü de inkar edilemeyecek kadar büyüktür. Tarihi roman iki bakımdan önem taşır. Birincisi, tarihi şahsiyetin hem sanatkâr için hem de toplum için her zaman ilgi çekici olmasıdır. Tarihi şahsiyetler, hükümdarlar, çağdaş karakterler kadar merak uyandırıcıdırlar. Sanatkâr, eserini meydana getirmek için onlarda istediği kadar malzeme bulabilir, tarihten aldığı bir şahsiyeti işleyebilir. İkincisi, tarihi şahsiyetlerin evrensel olmalarıdır. Onlar, zamanın ve mekanın ötesinden bütün insanlara seslenirler, hitap ederler. Geçmişte yaşamış ve isim bırakmış lider şahsiyetler her zaman günceldirler. Sanat, bu güncelliği yakalamanın en tesirli yollarından biridir. Bundan başka, romanların incelenmesinden çıkaracağımız sonuç, tarihi romanın Türk edebiyatında didaktiklikten başlayan, sanata doğru gelişen bir çizgi takip etmiş olmasıdır.
İLGİLİ İÇERİK
MAKALE-TÜRK DİLİ ZENGİN BİR DİL MİDİR?
- << Önceki
- Sonraki