Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

FORUM

Eski Romalılar zamanında, Roma'da ve diğer şehirlerde kamu işlerini konuşmak için halkın toplandığı alana “form’ denirdi. Bu alanda kimi toplumsal sorunlar tartışılarak bir karara varılırdı. Günümüzde bazı sorunların görüşülerek karara bağlandığı genel toplantılara “forum” denir. Forumlar, geniş bir dinleyici topluluğu önünde bir konunun ayrıntılı bir biçimde görüşüldüğü toplantılardır.

Forum, belli bir konuda ortak yönleri olan bir grubun, görüş birliğine vararak, ortak sorunlarını çözmeleri için düzenlenir. Toplumsal bir sorun geniş bir dinleyici kitlesi önünde ayrıntılı biçimde ele alınıp görüşülür. Forum, panel gibi bir toplu tartışma türüdür. Forum, panelin devamı ya da geliştirilmiş bir türü sayılabilir.

Forum, diğer tartışma türlerinde olduğu gibi bir başkan tarafından yönetilir. Forumu yöneten kişide şu özelliklerin bulunması gerekir:

Tartışılacak konu hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

  • Tartışacak kişileri ve dinleyici topluluğunu tanımalıdır.
  • Kavrama, algılama, özetleme, sonuç çıkarma, düşünceler arasında bağ kurabilme gibi niteliklere sahip olmalıdır.
  • Hoşgörülü olmalı; yer yer havayı yumuşatacak, konuşmacıları düşündürmeye yöneltecek espriler yapabilmelidir.

Forumda, her üyenin konuşmada ve görüşlerini bildirmede eşit hakkı vardır. Forumda amaç, tartışma konusu olan sorunun çözümünde tutulacak ortak yolun belirlenmesidir.

Forum, toplu tartışmaların önemli bir türüdür. Dileyiciler tartışmaya katılır, soru sorabilir, konuyla ilgili görüş bildirebilir. Forumda, konunun uzmanlarına öncelikle söz verilir. Uzman kişiler görüşlerini açıkladıktan sonra forum başkanı, kendi belirleyeceği bir yönteme göre, dinleyicilerden isteyenlere, görüşlerini açıklamak veya konuşma yapan uzmanlara soru sormaları için fırsat verir. Forumda söz alan dinleyiciler, konu dışı, özel sorulardan kaçınmalı, soru ve açıklamalarının kırıcı olmamasına özen göstermelidir.

Forumlar, genellikle pek hazırlık gerektirmeyen toplantılardır. Konuşmacılar, kendi görüşlerini kısa ve açık bir biçimde belirtir. Katılımcı sayısı çok olduğu için forumu yöneten kişi, yerinde müdahalelerle ve yönlendirmelerle forumu yönetmelidir. Bu da büyük bir beceri ister.


 

AÇIK OTURUM

Güncel, siyasal, sosyal, bilimsel konuların veya sorunların seçilmiş bir konuşmacı grubu tarafından herkesin izleyebileceği bir biçimde açık olarak tartışıldığı toplantılara “açık oturum” denir. Açık oturumda, toplumu yakından ilgilendiren önemli sorunlar belirli yönleriyle, uzman kişilerce geniş bir dinleyici topluluğu önünde ortaya konur. Açık oturumda amaç, sonuca varmak değil, merak edilen bir konuda dinleyicileri, farklı görüşlerle bilgilendirmektir. Yapı ve yöntem bakımından açık oturum paneli andırır.

Açık oturumu bir başkan yönetir. Başkan önce konuyu ortaya koyar, sonra konuşmacıları dinleyicilere tanıtır. Daha sonra konuşmacılara sırayla ve eşit süreyle söz verir. Konuşma sırasında gerek gördüğünde konuşmacıların sözünü keserek konunun önemli noktaları için onlardan açıklamalar yapmasını isteyebilir. Başkan, zamanın iyi kullanılmasına dikkat eder. Konuşmacıların temel fikirlerden uzaklaşmalarını önler. Açık oturumun başarılı olması, sağlıklı bir tartışma havası içinde yürümesi, büyük ölçüde oturumu yöneten kişiye bağlıdır. Zamanı iyi kullanma, konuşmacılara eşit süre verme, sorularla konuşmacıların konuya bakış açılarını sınırlandırma veya genişletme, açık oturumun başarılı olmasında önemli noktalardır. Başkan, açık oturumun sonunda forum uygulayabilir. Açık oturum bittiğinde başkan konuyu toparlar, konuşmaları özetler ve söylenenler arasında bağlantı kurar.

Açık oturumda konuşmacı sayısı sınırlıdır. Seçilen konu, genellikle 3 - 5 kişiden oluşan konuşmacı grubu tarafından tartışılır. Bunlar tartışılacak konu alanında tanınmış kişiler olmalıdır. Konuşmacılar birbirlerini saygıyla ve dikkatle dinler, gerekirse not alırlar. Konuşmacılar konuya hazırlıklı olmalıdır. Düşüncelerini kanıtlamak için yeri geldiğince birtakım belgeleri ve dokümanları yanlarında bulundurabilirler. Ancak bu belgeler önceden hazırlanmış bir konuşma metni olmamalıdır.

Açık oturumlar büyükçe bir salonda, geniş bir dinleyici topluluğu önünde yapıldığı gibi, radyo ve televizyonda da yapılabilir.


 

BİLGİ ŞÖLENİ (SEMPOZYUM)

Belli bir konuda çeşitli konuşmacıların katılımıyla düzenlenen bilimsel toplantılara “bilgi şöleni” ya da “sempozyum” denir. Sempozyumda bir konu, alanlarında uzman olan kişilerce çeşitli yönleriyle ortaya konur. Sempozyumlar, çoğunlukla kimi kurum ve kuruluşlarca düzenlenen bilimsel toplantılardır.

Sempozyum için önce bir düzenleme kurulu oluşturulur. Sonra sempozyumun konusu belirlenir. Düzenleme kurulu, oturumu yönetecek başkanı ve konuşmacıları saptar. Konuşmacıların hangi konuyu ele alacaklarını belirler Sempozyum bir ya da birkaç oturum hâlinde de düzenlenebilir; bir günde bitebileceği gibi birkaç gün de sürebilir. Oturum sayısı birden çok olduğunda her oturum için başkan belirlenir.

Sempozyumda yapılan konuşma metinlerine “bildiri” denir. Sempozyumda başkan, bildiri sunacak kişilere sırayla söz verir. Sunulan bildiriler kitaplaştırabilir. Sempozyumlarda yapılan konuşmalar, yazılı konuşmalardır. Ama bu, hazırlanan konuşmanın doğrudan kâğıttan okunmasını gerektirmez. Konuşmacılar, iyi bir hazırlıkla görüşlerini sözlü olarak da ifade edebilir.

Sempozyumlarda, konuşmaların birbirini tamamlar içerikte olmasına dikkat edilir. Çünkü sempozyumda asıl amaç, tartışmak değil, ele alınan konunun derinliğine ve bilimsel bir üslupla ortaya konmasıdır.

Son konuşmadan sonra toplu tartışma yapılır. Başkan, tartışmaları ve bildirileri özetler, bir senteze ulaşarak sempozyumu sona erdirir.


 

MÜNAZARA

Karşıt görüşlü iki grubun önceden belirlenen bir konu hakkında, düşüncelerini bir jüri ve dinleyici kitlesi önünde savunmasına “münazara” adı verilir. Münazara, bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan bir tartışma türüdür. Münazara aslında bir sözlü fikir yarışmasıdır, 

Münazarada en az üçer kişiden oluşan gruplardan oluşur. Her % grubun bir başkanı vardır. Gruplar önceden iş bölümü yapar,  Her grubun başkanı, izleyicilere arkadaşlarını tanıtır, konuyu m açıklar. Gruptaki konuşmacılardan sonra son konuşmayı başkan yapar. Başkan hem arkadaşlarının söylediklerini özetler hem de karşı grubun iddialarını cevaplandırır, savlarını çürütür.

Münazarada karşıt grubun iddialarını çürütmek, laf kalabalığıyla değil, mantıklı sözlerle bilimsel verilerle olmalıdır. Münazarada temel amaç, doğruyu bulmak değil, kendi tezini iyi savunmaktır. İnandırıcı olmaya çalışmak, jüriyi etkilemektir. Bunun için de karşı tarafın görüşleri dikkatlice dinlenmeli, açıkları ve zayıf noktaları belirlenmeli, ona göre cevaplar verilmelidir.

Münazara sonunda en az üç kişiden oluşan jüri, grupların sergilediği performansı belli kriterlere göre değerlendirir, kazanan tarafı bir tutanakla ilan eder. Jüri, değerlendirmesini konuşmacıların konuya hazırlıklarına, konuyu sunuş tarzlarına; kanıtların inandırıcılığına, çeşitliliğine ve geçerliliğine, doğru seçilip seçilmediğine, dinleyicileri etkileyip etkilemediğine; telaffuza, vurguya, ses tonuna; jest ve mimiklere, nazik davranıp davranmadıklarına, karşı tezlere verdikleri cevapların doyuruculuğuna göre yapar.

Jüri, sonucu açıkladıktan sonra gruplar birbirlerini nezaketle kutlamalı, birbirlerine karşı saygılı ve hoşgörülü davranmalıdır.

Münazara, kişiye araştırma yapma, çarpıcı deliller toplama, sunum hazırlama, düşünme gücünü geliştirme, dinleyici karşısında konuşma, heyecanına yenilmeme, bir konuyu savunma, eleştirme gücünü geliştirme, öz güven kazanma gibi konularda önemli kazanımlar sağlar

 

İLGİLİ İÇERİK

MÜNAZARA NEDİR?

MÜNAZARA ÖRNEĞİ

MÜNAZARA VE ÖRNEĞİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi