Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ÇOK SATAN FANTASTİK ROMANLARDAKİ HURAFELER

Hurafe, inanılmayacak şeyler manasına kullanılır. Bazen de dinde olmayan inançlar için kullanılan kavram olarak karşımıza çıkar. Aşağıda yapılan listede fantastik kitaplarda geçen büyü, sihir ve lanetlerin listesi var. İnsan bu listeyi gördüğünde aklına "Modern Çağın Hurafeleri" geliyor. İşte siz

Yandaki okuduğunuz metnin yazan kendini "Ben dün­yanın en mütevazı mega­lomanıyım..." diye tanıtan fantastik roman heveslisi bir yazar. Sanal portallarda "FreshBlood" (Taze Kan) ismini kendine uy­gun gören ve muhtemelen genç biri olan yazar, okuduğu belki de onlarca fantastik kitabın etkisiyle kaleme sarılmış görünüyor. Çünkü "Psiatia" ismini uygun gördüğü çalışmasına iki hafta sonra Arha rumuzlu bir okuru tarafından eleştiri geldiğinde yazmayı bırakıyor.

Yandaki metne yer vermemizin sebebi fantastik edebiyata yaban­cı olanlara bu türü tanıtmak. En azından basit de olsa bu alanda neler yazıldığını göstermek. Çün­kü ne olursa olsun illa ki okusun mantığı ile hareket eden bazı eği­timciler ve çoğu aileler gençlerin ne okuduğuyla hiç ilgilenmiyor. Ne tür bir kitap okuyor? Kitabın olay kurgusu nerden besleniyor? Ve anlatılanların gerçek hayatta bir karşılığı var mı?

Bu metinler her ne kadar acemi yazarlar tarafından kaleme alınsa da içerisinde ilk defa duyduğu­muz, hiçbir dilde olmayan, yeni üretilmiş kelimeler var. Metinde geçen Rünlerin "Kızdırdıklarında gazapları tanrıyı bile korkuturdu. Bölümü itikadı açıdan birçok şeyi izah ediyor.

"Fantastik edebiyatı tavsiye etmememizin bir sebebi bu tür eserlerin olay kurgulalarının İslamiyet'teki ahiret inancında var olan bazı meselelerle paralellik göstermesi" diyen eğitimci yazar Ahmet Akça, tehlikenin asıl geldiği yeri bize işaret ediyor. Okurlar ve fantastik edebiyatı tavsiye edenlerin birçoğunun dediği, "Ne olsa hayal gücünü geliştiriyor, geliştiriyor muhteva o kadar önemli değil." türü yaklaşımların ne kadar da yanlış olduğuna dikkat çekiyor.

Raflar İşgal altında

Peki, fantastik romanlar hayatın neresindeler? Kitapçı raflarını ve vitrinlerini fantastik konu işleyen romanların kuşattığını biliyor muydunuz? Çoğu yabancı dillerden çevrilmiş olan bu romanlar özellikle gençler arasında yaygın.

"Zihnimde faydalı şeyler kaldığını söyleyemesem de, öğretmenimizin tavsiye ettiği kitapları sıkıcı bulduğum için bunları tercih ediyorum. Hem kapakları da çok ilgi çekici." diyen minik okur Mesut Aktaş, fantastik eserlerin hayatına girişini özetliyor.

Rafların bu eserler tarafından işgal edilmesinin bir sebebi de fan­tastik edebiyatın sinema sektörüyle paralel çalışması. Genelde bu türün romanları piyasaya çıktıktan çok kısa bir süre sonra sinemalarda da filmleri gösterime giriyor. Sanat için karşı değiliz diyenlere şöyle bir cevabımız var: "Evet, biz de sanata karşı değiliz, ancak bu sanat elbisesi bedeni örtmüyor."

İlköğretim öğrencisi Mesut'un da vurguladığı gibi gerçekten kitapların kapakları renkli ve hayli ilgi çekici. Elinize aldığınızda ise hemen verilmek istenen mistik mesajlar sizi sarıyor. Kan emici vampirlerin, ellerinde kısa sopala­rı ile büyü yapanların, zar atarak önemli kararlar alanların, normal olarak sunulan gayr-i meşru hayat­ların, adım adım planlanan cinayet­lerin ve finalinde büyük bir başarı göstererek zengin olduğu söylenen hırsızların kitapları aslında bunlar. Üstelik bu karakterler o kadar iyi görünümlü sunulmuşlar ki, üstle­rindeki kuzu postuna aldanmayıp kurt olduklarını söylemek çok zor.

Edep mi, Edebiyat mı?

Edebiyat edep kökünden türemiştir. Duygu ve düşüncele­rin sözlü ya da yazılı olarak ifade edilmesi demektir. Ancak edep-siz edebiyat fuzuli bir yığından ibarettir. Buradaki edepten maksat ahlaktır. Tabi ki edebiyat, içinde dilin güzelliklerini de ihtiva edecek ve ayrıca sanatlı olacaktır. Öyle ise sözü bedene, edebi o bedene can veren ruha, sanatı ise sözü giydi­ren kıymetli bir elbiseye benzet­mek yerinde olacaktır. Bu üç ilke birbirinin tamamlayıcısıdır. Kitap bu noktada bir vasıtadır.

Biz sanata ve edebiyata kesin­likle karşı değiliz. Zaten insanlık var olduğu günden beri kitap­larla ilgilenmektedir. Zira en başta Hazreti Allah insana yol göstermek için peygamberlerine kitaplar göndermiştir. Gönderilen bu kitaplar edebî anlamda hep zirvededir. Rahat anlaşılabilmesi için ise okuyanlarını zirveye davet eder. En son gönderilen Kur'an-ı Kerim meşhur Arap şair ve edip­lerine parmak ısırtmış, onları aciz bırakmıştır. Bu dönemden sonra okumak ve öğrenmek de el üstün­de tutulmuştur.

Fantastik Edebiyatın Yükselişi

Ancak matbaanın icadı ile kitaplar günden güne çoğaldıkça daha fazla türde kitap basılmıştır. Öğretici kitaplar kadar eğlendirici kitaplar da raflarda yerini almıştır. Roman bu türlerden biridir. Ro­man, insanın veya çevrenin karak­terlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurma­ca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî türdür. Edebiyatımız romanla, Tanzimat sonrası tanış­mıştır. Yazarına geniş imkânlar sağlaması ve okuyucular tara­fından tercih edilmesi sebebiyle ülkemizde de bütün dünyada olduğu gibi hızla yayılmıştır

Okuyucunun bu teveccühü, yazarları ve yayınevlerini hızla romanlara yönlendirmiştir. Ya­zarlar roman türlerinde örnekler vermiş, yayınevleri de bunları basmak için yarışa girmiştir. An­cak meseleye arz - talep mantığı ile yaklaşılması kaliteyi düşür­müştür. Yayınevlerinin daha hızlı ve kolay olması sebebi ile yabancı dillerde yayınlanmış romanları çeviri yaptırarak yayınlamaları, ayrıca yeni kültürel sorunların ortaya çıkmasına zemin hazır­lamıştır. Çünkü yapılan bazı çevirilerin muhtevası maarif davamızla taban tabana zıttır ve bu eserler yazıldıkları kültürleri yansıtmaktadır.

Ne olursa olsun, yeter ki okusun mantığıyla hareket eden aileler, çocuklarını bilmeyerek ciddi tehlikelerin içerisine atıyorlar. Bu tehlikelerden birisi de fantastik romanlardır

Nâ-mevcudun Romanı: Fantastik Roman

Bugünlerde ise adına "Fantastik" denilen türde romanlar çok yaygın. Girişte verdiğimiz metinden de an­laşıldığı gibi gerçekte var olmayan, gerçek olmayan, hayalî bir tür. Fan­tastik roman; gerçekte var olmadığı gibi olması da mümkün olmayan şevleri anlatan edebî tür anlamına geliyor. Ancak gerçekte olmaması demek, hayatla hiçbir bağlantısı da yok demek değil.

Fantastik romanlarda sayı bir hayli artmış durumda. Üstelik bu roman­lar sadece bir kitaptan ibaret değil. Yayıncıların ve sinema endüstrisinin bu türü bir mal olarak pazarlamada­ki gösterdikleri başarı sebebi ile seri olarak yazılıyor. En az üç kitaptan oluşan bu sayı kimi zaman 12'ye kadar çıkabiliyor. Okuyucu ilk kitabı okuduktan sonra aldığı haz üzerine tüketimin devamı geliyor ve serinin diğer kitaplarına yöneliyor. Ancak kitap okunduktan sonra elde kalana baktığınızda koca bir hiç görüyor­sunuz.

Bu kitapların bazıları ellerinde minik sopaları ile sağa sola büyü yapan çocukları konu almakta. Tesadüfe bakın ki, bu romanların kahramanları da çocuk. Ve kitabın serileri ile büyüyorlar. Büyüdükçe yaptıkları büyü ve sihir yetenekleri artıyor. Adeta bu kitapları okuyan minik yavrulara hangi yaşta nasıl hareket etmeleri konusunda rehberlik ediyorlar. Bu kitaplarda anlatılan olaylar öyle böyle her midenin kaldırabi­leceği, her havsalanın alabileceği cinsten de değil. İnançsızlık ve vahşet en ince detaylarına kadar resmedilmiş. Dinimizde yeri olmayan büyü ve sihirlerin nasıl yapılacağı, hangi malzemelerin kullanılacağı en ince ayrıntısına kadar anlatılmış. Bu tarz romanlar konularını genelde Hıristiyan­lıktan ya da yazıldıkları ülkelerin mitolojisinden alıyorlar.

Rant Kapısı

Gördüğünüz gibi, bu durum sadece edebiyatı ya da sinemayı etkilemiyor. Yemeyi, içmeyi, alışkanları, giyimi, kuşamı, en önemlisi inançları bile etkiliyor. Hatta bu filmlerin çekildiği coğrafyalar hemen meşhur olarak birer turizm merkezi haline geliyor.

Bu kitaplar milyon dolarlık bütçeleri ile sinema filmi haline geldiğinde, yazanlara ve çekenlere milyarlarca dolarlar kazandırıyor. Mesela J. K. Rowling, yazar­lık kariyerine başladığı zaman meteliksizdi. Ancak yazdığı meşhur fantastik romandan sonra İngiltere'nin en zengin kadını ve dünyanın kitap yazarak dolar milyarderi olan ilk yazan oldu. Gözü dönen yapımcı ve yatı­rımcılar, fantastik romanlardaki paranın kokusunu iyi almış olmalı ki, söz konusu serinin arkası çok hızlı bir şekilde geldi. Tam aynı konuyu işleyen yedi kitap yazdı. Üstelik Rowling sadece kitaptan para kazanmadı, bir de filmlerden ve paralelindeki sinema, oyuncak, giyim gibi alanlardan kazandıkları var. Yine bu doğrultuda, vampir­lerle ilgili çekilen film sayısının 300, son 25 yılda yazılan roman sayısının da bini astığını söylemek gerek.

Fantastik Edebiyat, Toplum Mühendisliği İlişkisi

Birbirinin paralelinde cereyan eden bu hadiseler tesadüf ya da aynı zaman diliminde meydana gelen sıradan hadiseler değil­dir. Bütün bunlar bir toplum mühendisliği çalışmasının titiz sonucudur. Toplum mühendis­liği toplumun demografisinde, sosyal dokusunda, tarihten gelen yapısında değişiklik yapmak, tep kilerini, nefretlerini, isteklerini, sevgilerini, tutkularını ve duygu­larını yönlendirebilmek, kontrol altında tutabilmek anlamlarına gelmektedir. Medyanın ve en­formasyonun akıl almaz biçimde geliştiği çağımızda bu tekniğin edebiyat alanındaki uygulaması ve diğer alanlara yansıması bu şekilde cereyan etmektedir.

Maksat zihinlerde büyük bir yı­kım gerçekleştirmektir. Zira genç ve dinamik bir nüfusun kontrolü başka şekilde mümkün değildir. Fantastik romanlardan nasıl olup da toplum mühendisliği diye bir sonuç çıkardığımızı düşünenler belki de bir miktar mütecessis (paranoyak) olduğumuz hükmü­ne varabilirler. Onlara Sunday Times'ın yazarlarından Phillip Knightley'in "A Hack's Diary" isimli kitabında anlattığı bir hadiseyi anlatmak istiyoruz. Ünlü yazar ile CIA'in Bombay büro şefliğini yapan bir ajan şu hadiseyi anlatır:

" Bir ara Hindistan'ı Sovyetler'e bırakmak üzereydik. Sadece hükümeti değil, toplumu da kaybediyorduk. Çünkü KGB, inanılmaz bir bütçeyle yayıncılık işine girmiş, masal kitabından macera romanına kadar pek çok Rus kitabını Hintçe basıyor, üc­retsiz ya da çok ucuza satıyordu. O kadar ki, Hintli çocuklar Rus astronotları en büyük kahraman­lar olarak görmeye başlamıştı. Bunun üstüne biz de yayınevleri kurmaya başladık, Amerikan kahramanlarını Filistinli çocuklar başta olmak üzere herkese tanıt­maya başladık." (Berkan 2002)

"Soğuk savaş geçti artık, o günler geride kaldı" denilebilir, ancak savaş şekil değiştirmiş, daha da şiddetli bir şekilde devam etmektedir. Zira şekil verme ça­basının ve toplum mühendisliği­nin dönemi olmadığı gibi, bunlar yaş farkı da gözetmemektedir. Bu sebeple ailemizi ve çocuklarımızı korumak için tehlikenin farkında olmak şarttır.

HİLMİ AYGÜN,

İNSAN VE HAYAT, ŞUBAT 2011

 

Çok Satan Fantastik Romanlardaki Hurafeler

Hurafe, inanılmayacak şeyler manasına kullanılır. Bazen de dinde olmayan inançlar için kullanılan kavram olarak karşımıza çıkar. Aşağıda yapılan listede fantastik kitaplarda geçen büyü, sihir ve lanetlerin listesi var. İnsan bu listeyi gördüğünde aklına "Modern Çağın Hurafeleri" geliyor. İşte size modern çağın hurafelerinden küçük bir liste.

Accio: Çağırma büyüsü

Alohomora: Kilit açma büyüsü

Avada Kedavra: Öldüren büyü

Diffindo: Herhangi bir eşyada yarık oluşturarak yırtılıp açılma­sına sebep olan büyü.

Expecto Patronum: Ruh emi­cilere karşı kalkan yaratan büyü

Imperio: Kişinin kontrolünü büyü yapanın eline almasını sağlayan büyü

Obliviate: Yapıldığında kişinin hafızasını silen büyü

Occlumensy: Yapıldığında bir insanın zihnine girmeni sağla­yan büyü

Oculus Reparo: Tamir etme büyüsü

Orchideous: Bir paket çiçek yaratan büyü

Pack: Eşyalarını bavula yerleşti­ren büyü

Protego: Büyülere karşı kalkan yaratan büyü

Reparo: Kırılan bir şeyi tamir eden büyü

Serpensortia: Asadan yılan çıkartan büyü

Silencio: Sessizlik büyüsü

Sonorus: Yapıldığında sesi yükselten büyü.

Wingardium Leviosa: Herhan­gi bir eşyayı havalandıran büyü

 

Lanetler

Avada Kedavra Ölüm Laneti Boşboğaz Laneti Eksiltme Laneti Hortlak Laneti

 

FANTASTİK EDEBİYAT “RANT KAPISININ” EDEBİYATTAKİ ADIDIR

Fantastik eserler, son dönemde başta çocuklar olmak üzere genç yetişkin bütün insanların ilgisini çekmekte. Bu tür eserleri okuyanlara seçim nedenlerini sorduğunuzda, doğru düzgün bir cevap da alınama­maktadır. Genel hava özenti: "Arka­daşım okuyor ben de merak ettim," "Çok popüler," "okumak lazım." Oysa fantastik karakter oluştur­mak hiç de zor değil. Her gün bir karakteri öldürüp yenisini ortaya çıkarmak mümkün. Dolayısıyla iyi bir rant kapısı. Okuyanların - oku­yacakların bunun farkında olması gerekiyor. Ayrıca, bu tür eserlerin edebî değeri de pek olmuyor. Ço­cuğun kelime dağarcığına bir katkısı olmuyor, hayal dünyasını istenen doğrultuda açmıyor. Çocuğun edebî zevkine bir değer katmıyor. Fantastik oluşundan bile ekonomik kaygıyla yazıldığı belli...

Burada yerli sanat ve edebiyat dünyası - yayınevleri olarak da bir eksiğimiz var. Fantastik türdeki eserler genelde Batı menşeli. İnsan­ların küçük yaştan itibaren Batı'ya hayran olma ihtimali, kendi kültü­rümüzden uzaklaşma tehlikesini de hissettirmektedir. Bizde de benzer karakterler olduğu halde, bunlarla ilgili nitelikli kitap - film - çizgi film. Başta kendi çocuğum olmak üzere, o yaş grubunun ilgisini çeken nitelikli iki eser... Bu da şunu gösteriyor: Eğer üzerine durulursa, yerli yapım bu tür eserler de ortaya konabilir ve çocukların ilgisi doğru, faydalı yönlere çekilebilir...

Aileler, çocuklarına fantastik roman ya da eserler seçerken yahut çocukları bu türlerle muhatap olacağı zaman bazı noktalara dikkat etmelidir:

· Eserin, çocuğunun kalıcı belleğin­de derin yaralar açmaması

· Eserin, çocuğa gerçeklik hissi vermemesi -ki bu durumda uygu­lamak isteyecektir-

· Eserin, çocuğunun başka kültür­lere hayranlık beslemesine yol açmaması

· Eserin, soyut hadise veya durum­ları somutlaştırmasına yardımcı olması

· Çocuğunun, bu türün bir hayal ürünü olduğunun farkına varması

· Çocuğunun, eserlerdeki karak­terleri kendisine model olarak almaya çalışmaması

· Bu tür eserlerin hangi yaş grubu­na ait olduğunun bilinmesi, (+7, + 13, +18)

Eserde kullanılan kavramların, ocuğunun inanç dünyasına çağrışım yapmaması vb...

Fantastik eserler, çocuğun hayal dünyasına hitap edip, onun zihninin gelişimine katkı sağlamalıdır. Aksine günlük hayatta yapmak isteyip de yapamadığı şiddet ve saldırganlık davranışları içeren, çocuğun manevî kıyasını tahrip eden kavram ve düşünceleri yerleştirmeye çalışan başta Ben 10 ve Bakugan olmak üzere Spider-man, Batman gibi karakterler bir gün çocukların da bu karakterler gibi hareket etmesine yol açabilir. çocuğumuzu uçmaya çalışırken, ro­botlarda kavga ederken, şekil değiştirmeye çalışırken görmemek dileğiyle.

Yard. Doç. Hilmi DEMİRAL

 

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi