Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

SÖZLÜ VE YAZILI İFADENİN ÖZELLİKLERİ

İfadeler, sözlü ve yazılı olmak üzere ikiye ayrılır.

Sözlü ifade: Konuşarak, bir kişiye ve­ya bir gruba hitap ederek ortaya çıkan sözlü ifadeler günlük hayatımızın vaz ge­çilmez bir yanını oluşturur.

Ailemiz, arkadaşlarımız ve samimî ol­duğumuz insanlar arasında anlaşmamızı sağlayan günlük konuşmalar sözlü ifadenin bir parçasıdır. Böyle ifadelerde zor­lanmadan hatta farkında olmadan istek­lerimizi kelimelere dökeriz. Derste, top­lantıda, konferans veya bir açık oturumda konuşacak olursak sözlü ifade­nin tıpkı yazılı ifadedeki gibi çok önemli kuralları olduğunu anlarız.

Her şeyden önce konu, konuyu sınırla­ma, ana fikir, bakış açısı gibi yaklaşımlar sözlü ifadenin de önemli unsurlarıdır. Ke­limeleri İstanbul Türkçesi'ne göre telâffuz edebilme; vurgu, tonlama, jest ve mimik­leri konuşmaya göre ayarlama, sözlü ifa­denin daha etkili gerçekleşmesini sağla­yacaktır.

Kelimeleri ve cümleleri başta mantık sırası olmak üzere (teknik sıralama, siste­matik sıralama, alfabetik sıralama gibi) çeşitli açılardan sıraya koymak; paragraf­lara yerleştirmek; ana fikri istenilen bö­lümde ifade edebilmek sözlü ifadenin di­ğer özelliklerini oluşturur.

Yazılı ifade: Eşya, fiil, duygu, düşün­ce ve hayallerin belirli bir konu, ana fikir ve plân dâhilinde yazılarak anlatılması yazılı ifadeyi oluşturur. Yazılı ifadede kâ­ğıdın genel görünüşü; dil, imlâ ve nokta­lamaya uygunluk; kelime, cümle ve pa­ragrafların sıralanışı ve birbirleri ile uyumuna dikkat edilmelidir.

Her şeyde olduğu gibi yazılı kompozis­yon çalışmaları da bir eğitim sonucu öğ­renilir. Sözlü ifadeye göre daha kalıcı olan yazılı ifade, yanlışları daha uzun süreyle saklar.

Fikirleri belli bir konuda, belirlenen bir sınırlı konu ve ana fikir doğrultusunda, plânlı olarak yazma yazılı ifadenin önemli özelliklerindendir.

 

Sözlü ifade:

Telâffuz, vurgu, tonlama, jest ve mimik çok önemlidir.

Dinleyiciye veya dinleyici kit­lesine hitap eder, (dinleme birikimi)

Yapılan yanlış düzeltilemez.

Daha az kalıcıdır. (Band ve filmlerle saklanabilir.)

 

Yazılı ifade:

Dil bilgisi, imlâ ve noktalama­ya dikkat edilir.

Okuyucuya hitap eder, (oku­ma birikimi)

Yapılan yanlış düzeltilebilir.

Daha çok kalıcıdır. (Kâğıt ve bilgisayar disketlerinde saklanabi­lir.)

 

Her iki ifadede ortak özellikler:

Konu belirlenir, sınırlanır ve ana fikir tespit edilir.

Fikirler, cümle ve paragraflar sıraya koyulur.

Okuyucu veya dinleyicinin se­viyesine uygun bir bakış açısı bulu­nur.

Plânlı bir şekilde ifade edilir

 

3. Beğenilen Sözlü ve Yazılı İfadele­rinin Oluşturulmasında Her Türlü Biri­kimin Yeri:

Sözlü ve yazılı ifadeler, konu ile ilgili bir bilgi birikimi ve diğer birikimler ol­mazsa meydana getirilemez.

Gözlem, deney, okuma, dinleme ve tec­rübe; kompozisyon çalışmalarında önemli olan birikimlerdir; ayrıca duygu, düşün­ce ve hayallerimiz de birikimden sayılır. Bilim ve teknolojiden alman bilgilerle kül­tür ve sanat kavramlarına giren her şey de birikimlerimiz içinde incelenmektedir.

"Şiirimiz Üzerine" başlıklı eserde Nu­rullah Ataç'ın özellikle okuma, dinleme, gözlem gibi yollarla elde ettiklerini başarı­lı bir şekilde işlediğine dikkat ediniz. Ta­biata, varlıklara, olaylara; kendimize, huylarımıza, meziyetlerimize, duygu ve düşüncelerimize yönelik dış ve iç gözlem yollan ile çeşitli birikimler elde ederiz. Bunlar daha çok tasvire, olaya dayanan hikâye, roman, tiyatro, şiir gibi türlerde kullanılır. Gözlem, kişiye hayatı, eşyayı, kendisini daha yakından tanıtan, önemli bir birikim kaynağıdır.

Hiç gözlenmemiş bir şeyin anlatılması başarısız, eksik ve yanlışlıklarla dolu bir ifadenin oluşmasına sebep olur.

Daha önceden tasarlanan bir sonucun çıkıp çıkmayacağını sınama işi olan de­ney de birikim kaynaklarından biridir. Özellikle fen bilimlerinde yeterli laboratu­ar faaliyetine girmemiş ve birikim sağla­mamış olanların bir konuda başarılı ma­kale yazmaları beklenemez.

Her kitap bize başka insanların yıllar içinde derleyip topladıkları birikimleri su­nar. Bu birikimler; onların ve başkalarının gözlem, deney, okuma, dinleme, tec­rübe, düşünme ve hayal etme gibi yollar­la elde ettikleridir. Kitap yazarlarının uzun zaman içinde elde edip yazdıklarını çok kısa bir kitap okuma süreci içinde öğrenip birikim sağlamak mümkündür. Bu bakımdan okuma en çabuk, kolay ve çok birikim kazanma yollarından biridir.

Günlük konuşmalar, sohbetler, radyo, televizyon, film, tiyatro, ders, konferans, seminer vb. gibi yollarla dinlediklerimiz önemli birikim kaynaklarımızdandır.

Yine hayatımız içinde çoğu zaman özel bir dikkat sarf etmeden topladığımız tec­rübelerimiz de önemli birikim kaynaklarımızdandır.

Başarılı bir yazılı veya sözlü kompozis­yon oluşturmak her türlü birikimin yeri ve önemi vardır. Bir konuşmacının, bir yazarın beğenilen sözlü ve yazılı ifade oluşturabilmesi hem zengin bir genel kül­türe, hem de ele aldığı konu üzerinde ye­terli bir birikime sahip olmasıyla müm­kün olabilir.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi