Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş

 

SES OLAYLARI


1. SÜREKSİZ SERT ÜNSÜZLERİN YUMUŞAMASI (SEDALILAŞMA)

Süreksiz sert ünsüzler (ç, k, p, t) ses tellerinin titreşmesiyle meydana gelmeyen sedasız seslerdir. Ünlüler ise ses tellerinin titreşmesiyle meydana gelen sedalı seslerdir. Ünlüler, bu sedasız ünsüzlere etki ederek onları sedalılaştırırlar.

Bir kelimenin sonu süreksiz sert ünsüzlerden (ç, k, p, t) biriyle bitiyor ve ünlüyle (a, e, ı, i, u, ü) başlayan bir ek alıyorsa, bu ünsüzler ünlünün etkisiyle yumuşayıp karşılıkları olan c, ğ (g), b, d süreksiz yumuşak ünsüzlere dönüşürler.

Alınma kelimelerin bir kısmı da bu kurala uydurulmuştur.

ç-c Yumuşaması: aç-acıkmak, ağaç-ağaca, ardıç-ardıcın, avuç-avucuna, basınç-basıncı, başlangıç-başlangıcı

kırbacın, kulaç-kulacı, sarkaç-sarkacın, sonuç-sonucu, tokaç-tokacın, uç-ucunu, utanç-utancı

k-ğ Yumuşaması: açacak-açacağın, atak-atağa, ayak-ayağa, batak-batağa, çiçek-çiçeğin, çok- çoğu, direk-direğe, etek-eteği, parmak-parmağı, toprak-toprağa, uzak-uzağa, yaprak-yaprağın.

p- b Yumuşaması: akrep-akrebin, çorap-çoraba, dolap-dolaba, erbap-erbabı, garip-garibin, garp- garba, gazap-gazabı, harap-harabına, hesap-hesabı, ıstırap-ıstırabı, inkılâp-inkılâbı, kalıp kalıba, kasap-kasabın

t-d Yumuşaması: ant-andımız,' armut-armudun, art-ardına, avurt-avurdu, bant-bandı, cellat- celladın, ceset-cesedi, çeşit-çeşidi, damat-damadı, dert-derdi, dört-dördüncü, ebat-ebadı

Süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması kuralına uymayan kullanılışlar da vardır. Bu aykırılıklar (istisnalar), aşağıda örneklerle gösterilmiştir.

Tek heceli kelimelerin büyük bir kısmı bu kurala uymaz,

aç-açıp, biç-biçer, göç-göçü, göç-göçük, iç-içini, iç-içiyor, kaç-kaçıncı, kaç-kaçarak, koç-koçu, ölç- ölçü, saç-saçını, saç-saçıp, sürç-sürçerek, üç-üçüncü vb.

Alınma kelimelerin bir kısmı çok heceli de olsa bu kurala uymaz.

gitarist-gitaristin, hukuka hukukun, ispat-ispatı, istihkak-istihkakı, kanaat-kanaate, memleket- memlekete, menfaat-menfaati, millet-milletin, saadet-saadete, saat-saatin, sıhhat-sıhhatin

-ç-, -k-, -p-, -t- süreksiz sert ünsüzleriyle türemiş fiil gövdelerinde yumuşama (sedalılaşma) görülmez: acık-acıkan, aldırt-aldırtıp, çıkart-çıkartan, çökert-çökertip, dokut-dokutan, dürt-dürtüp, gecik-geciken, kırç-kırçıp, kırk-kırkan, kırp-kırparak, korkut-korkutup, ört-örtü, sark-sarkık

Süreksiz sert ünsüzlerle biten özel isimler yazılışta bu kuralın istisnası olurlar.

Araç-Arac'ın köyleri, Aytaç-Aytaç'a söyledi, Burak-Burak'ın büyük babası, Uşak-Uşak'a gideceğim, Recep-Recep'e verdi, Sinop-Sinop'un ilçeleri, Harput-Harput'un kalesi, Mehmet'in torunu vb.

2.SÜREKSİZ YUMUŞAK ÜNSÜZLERİN SERTLEŞMESİ (SEDASIZLAŞMA)

Yazı dilimizde c, d, g süreksiz yumuşak ünsüzleriyle başlayan eklerimiz vardır. Bu ünsüzlerle başlayan ekler, sert ünsüzlerle (ç, k, p, t. ; f, h, s, ş) biten kelime tabanlarına eklendiklerinde sertleşerek ç, t, k süreksiz sert ünsüzlerine dönüşürler.

Kısaca ç, k, p, t; f, h, s, ş sert ünsüzlerin yanında b, c, d, g süreksiz yumuşak ünsüzleri yer almaz. Sert ünsüzlerin etkisiyle sertleşerek karşılıkları olan p, ç, t, k ünsüzlerine dönüşürler.

c-ç Sertleşmesi: Yumuşak c ünsüzüyle başlayan eklerimizin bir kısmı-ca /-ce, -cı/-ci, -cu ;ü, -cıl- cil, -cul /-cül vb. eklerdir. Bu ekler sert ünsüzlerle biten kelime sonlarına getirildiklerinde sertleşerek-ça /-çe, -çı /-çi, -çu /-çü, -çil /-çil, -cul /-şeklinde kullanılır: arkadaş-ça, artık-çı, balık-çı, balık-çıl, çok-ça, dost-ça, 'üş-çü, gerçek-çi, hükümet-çe, millet-çe, milliyet-çi, sabah-çı, f-ça, süt-çü, yaş-ça, yiğit-çe, yoğurt-çu vb.

d-t Sertleşmesi: Yumuşak d ünsüzüyle başlayan eklerimizin bir kısmı-da /-de, -dan /-den, daş /- deş, -di /-di, -du /-dü, -dik /-dik, -duk /-dük, -dır /-dir, -dur /-dür vb. dir.

ç-tı, alt-ta, as-tırmak, biç-ti, borç-tan, çöp-ten, dost-tan, dök-tü, ek-tik, es-tikçe, :-tük, gök-te, kaç­tı, koş-tukça

g-k Sertleşmesi: Yumuşak g ünsüzüyle başlayan eklerimizin bir kısmı-gan /-gen, -gı /-gi, /-gü, - gın /-gin, -gun /-gün vb. eklerdir: çalış-kan, geç-kin, kes-ki, -kin, kırıt-kan, unut-kan, tut-ku, tut-kun, yapış-kan vb.

b-p Sertleşmesi: Yumuşak b ünsüzüyle başlayan ekimiz yoktur. Ancak alınma kelimelerde ünsüzünden sonra gelen b ünsüzleri, yazı dilimizde süreksiz sert olan p ünsüzüne dönüştürülmüştür: isbat-ispat, kisbet-kispet.

3.N- M DEĞİŞMESİ

Ünsüzlerle ünsüzler arasındaki benzeştirmenin yazı dilimizde görülen bir başka örneği n'm değişmesidir.

Bir kısım kelimelerde, dudak ünsüzü olan b sesinden önce gelen n ünsüzü, yine dudak ünsüzü olan m ünsüzüne dönüşür: anbar ambar, anber amber, canbaz cambaz, çeharşenbe çarşamba, çenber çember, menba memba, penbe pembe, pencşenbe perşembe, tanbur tambur

4.DUDAK ÜNSÜZLERİNİN YUVARLAKLAŞTIRMA ETKİSİ

Dudak ünsüzleri b,m,p ve diş-dudak ünsüzleri f, v yanlarında bulunan düz dar ı, i ünlülerini yuvarlaklaştırarak u, ü ünlülerine dönüştürürler: çamır-çamur, hamir-hamur, kabık-kabuk, karpız-karpuz, kavın-kavun, kovık-kovuk, yabız-yavız yavuz vb.

5.DARALMA:-yor EKİNDEKİ y ÜNSÜZÜNÜN DARALTMA ETKİSİ

-yor şimdiki zaman ekindeki y ünsüzü kendinden önceki düz geniş a, e ünlülerini daraltarak ı, i, u, ü ünlülerine dönüştürür: bekle-yor-bekliyor, boya-yor-boyuyor, gülme-yor-gülmüyor, kana-yor- kanıyor, kokla-yor-kokluyor

6.SES DÜŞMELERİ

Kelimede bir veya birkaç sesin düşmesiyle karşılaşırız. Anadolu Ağızlarında daha sık ve çeşitli türleri görülen ses düşmelerinin yazı dilimizdeki örnekleri şunlardır: Orta hece ünlüsünün düşmesi, ünlü birleşmesi ve hece düşmesidir.

a)ORTA HECE ÜNLÜSÜNÜN DÜŞMESİ

Türkçe söyleyişlerde orta hece vurgusuzdur. Bu yüzden bazı kullanılışlarda ünlü ile başlayan ekler getirildiğinde orta hece durumuna geçen hecelerin ünlüleri düşürülür. Bu düşme üç şekilde ortaya çıkar.

Bazı organ adlarında görülür: ağız-ağzı açık, alın-alnı ak, avuç avcuna almak, bağır-bağrına basmak, beniz-benzi uçuk, beyin-beynimiz

Türkçe hece yapısına uymayan alınma kelimelerdeki arka arkaya gelen çift ünsüzleri açmak için sonradan konulan ünlülerin düşürülmesi şeklinde görülür: akıl-aklına gelmek, asıl-aslımız, azim- azmimiz, sabrımız, şehir-şehre gitmek, şekil-şekle girmek, şükür-şükretmek

Orta hecenin dar ünlüsünün düşürülmesi, bazı kelime yapım ve çekimlerinde de görülür: ayırılık- ayrılık, benizemek-benzemek, besilemek-beslemek, buyuruk-buyruk, çevire-çevre, yalınız-yalnız

b)ÜNLÜ BİRLEŞMESİ (Kontraksiyon)

Birlikte kullanılan ve birleşik kelime oluşturan iki kelimeden birincisi ünlüyle bitiyor, ikincisi de ünlüyle başlıyorsa bu ünlülerden birinin düşürülmesi olayına ünlü birleşmesi denir: bulama + aş ~ bulamaç, cuma + ertesi - cumartesi, kahve + altı-kahvaltı, ne + eylemek-neylemek, ne + için-niçin, sütlü + aş-sütlaç

c)HECE DÜŞMESİ (Haploloji)

Birbirinin eşiti veya benzer sesleri taşıyan ve arka arkaya gelen hecelerden birinin düşürülmesine hece düşmesi denir: başlayayım-başlayım, kilitlemek-kitlemek, söyleyeyim-söyleyim, şimdiden sonra- şimden sonra

7.SES TÜREMELERİ

Kelimenin aslında olmayan bir sesin ortaya çıkmasına ses türemesi denir. Bunlar ünlü ve ünsüz türemesi olarak ikiye ayrılır. Türetilen ünlü veya ünsüzün kelimedeki yerine göre de başta, ortada ve sonda ünlü (ünsüz) türemesi olarak üçe ayrılır:

a) ÜNLÜ TÜREMESİ

Başta Ünlü Türemesi: station ~ istasyon, stüpü - üstüpü. Anadolu Ağızlarında daha yaygındır, lâzım - ilâzım, limon - ilimon, Ramazan-iramazan, Recep-irecep, raf-iraf, rüzgâr-örüsger

Ortada Ünlü Türemesi: Türkçe hecelerin sonunda bulunmayan çift ünsüzü taşıyan alınma kelimelerdeki bu ünsüzleri açmak için aralarında ünlü türetilir: sabr-sabır, ehl-ehil, şehr-şehir (ki) akl-akıl

Küçültme ekinin bazı kullanılışlarında görülür: azcık - azıcık, bircik-biricik, darcık-daracık, genççik-gencecik

Pekiştirme sıfatı ve zarflarının bazı kullanılışlarında görülür: çepçevre-çepeçevre, düpdüz-düpedüz

Alınma kelimelerde iki ünsüzle başlayan heceleri açmak için konuşma dilinde ünlü türetilir gram- gıram, plân-pilân, spor-sipor, tren-tiren .

Sonda Ünlü Türemesi:

Konuşma dili ve ağızlarda görülür, alırken-alırkene, bakarken-bakarkene, gelirken-gelirkene,

b)ÜNSÜZ TÜREMELERİ

Başta Ünsüz Türemesi: ıldırım-yıldırım, ılduz-yıldız, ilan-yılan; inmek-yinmek, urmak-vurmak Ortada Ünsüz Türemesi: fişek-fışenk, kılıç-kılınç, tüfek-tüfenk

Alınma kelimelerde iki ünlünün yan yana gelmesi durumunda çoğunlukla konuşma dilinde ünsüz türemesi yapılır.

c)ÜNSÜZ İKİZLEŞMESİ

Ünsüz türemesinin özel bir türüdür. Kelime içindeki bir ünsüzün tekrarlanmasıdır. Yazı dilimizde ana-anne, elig-elli kelimelerinde görülür.Konuşma dilinde ise daha yaygın olarak kullanılmaktadır: beşik-beşşik, dokuz-dokkuz, döşek-döşşek, eşek-eşşek, eşik-eşşik,

d)GÖÇÜŞME (Metatez)

Kelime içindeki seslerin yer değiştirmesidir. Daha çok ağızlarda görülen ses olayıdır. Son zamanlarda yalnız ve yanlış kelimeleri yazı dilimizde hatalı olarak göçüşmeye uğratılmaktadır.

Anadolu Ağızlarında görülen örnekleri: çömlek-çölmek, derviş-devriş, ekşi-eski, sarmısak- samırsak, tarhana-tahrana, tecrübe-tercübe, toprak-torpak, yaprak-yarpak, yalvarmak-yavlarmak

e) ÜNLÜNÜN ÜNSÜZE DÖNÜŞMESİ:

İle edatı ve imek yardımcı fiilinin çeşitli şekilleri, ünlüyle biten kelime tabanlarına ek olarak getirilirken i ünlüsünün y ünsüzüne dönüştüğü görülür: acı ile-acıyla, yoldu ile-yolcuyla, yürüme ile- yürümeyle

İki ünlünün yan yana kullanıldığı alıntı kelimelerin bir kısmında i ünlüsü y ünsüzüne dönüşür: faide- fayda, taife-tayfa; composition-kompozisyon, radio-radyo, station-istasyon, variation-varyasyon vb.

f) SIFAT VE ZARFLARDA PEKİŞTİRME

Sıfat ve zarf olarak kullanılan isimlerin ilk ünlüsü dahil alman kısmına-m-, -p-, -r-, -s- ünsüzlerinden biri getirilip kelime aynen tekrarlanır. Bitişik olarak yazılan ve kendine has yapısı olan bu tür basit kelime kuruluşlarına sıfat ve zarflarda pekiştirme (kuvvetlendirme) adı verilir.

Konuşma dilinde değişik türleri bulunan bu pekiştirmeler, yazı dilindeki şekilleriyle kullanılmalıdır.

-m-bembeyaz, bomboş, dimdik, dümdüz, sımsıcak, sımsıkı, yamyassı, yemyeşil vb.

-p-apacı, dipdinç, ıpıslak, ipince, kapkaranlık, kıpkırmızı, sapsarı, upuzun vb .

-r-çarçabuk, çırçıplak, perperişan, sersefil, tertemiz, tortop, yuryumuşak vb .

-s-cascavlak, dosdoğru, kaskatı, kıskıvrak, koskocaman, masmavi mosmor, tastamam, yusyuvarlak vb.

Bu tür pekiştirmelerin bir kısmı ünlü türemesiyle kullanılır: capacanlı, çepeçevre, düpedüz, gepegenç, güpegündüz, sapasağlam, yapayalnız vb. çırılçıplak, sırılsıklam.

7.KAYNAŞTIRMA SESLERİ (YARDIMCI SESLER)

Kaynaştırma sesleri, kelime tabanları ve onlara getirilecek eklerin durumuyla ilgilidir. Kelime tabanları ve ekler, her zaman birbirleriyle doğrudan doğruya birleşmezler. Kelime tabanları ve eklerin durumuna göre, eklerde bulunmayan sesin getirilmesine kaynaştırma denir.

Kaynaştırma sesleri, kaynaştırma ünlüleri ve kaynaştırma ünsüzleri olmak üzere iki türlüdür.

a) Kaynaştırma Ünlüleri

Türkçede iki ünsüz yan yana kullanılır. Ancak ünsüzle başlayan bir kısım ekler, ünsüzle biten kelime tabanlarına doğrudan doğruya eklenemezler. Araya ünlü uyumlarına göre-/-, -/'-, -u-, -ü- ünlülerinden biri getirilir.

Ünsüzle biten kelime tabanlarına doğrudan doğruya eklenemeyen ve yardımcı ünlü alan ekleri yapım ve çekim ekleri bölümlerinde (-0) şeklinde gösterdik. (-°m, -°msı, -°mtırak, -°n, -°ncı) vb.

arkadaş-ı-m, bekleyiş-i-n, mor-u-msu, yeşil-i-mtırak, yüz-ü-ncü .

Aynı ekleri, ünlü ile biten kelime tabanlarına getirdiğimizde yardımcı ünlülerin kullanılmadığını görürüz.

anne-m, baba-n, kırmızı-msı, mavi-mtırak, yirmi-nci vb.

b) Kaynaştırma Ünsüzleri

Türkçe kelimelerde iki ünlü kesinlikle yan yana gelmez. Ünlü ile biten kelime tabanına ünlü ile başlayan ek getirilecekse iki ünlü yan yana gelmiş olur. Bu durumda, iki ünlünün arasına-y-, -ş-, -s-, - n-yardımcı ünsüzlerinden biri getirilir.

Kaynaştırma ünsüzlerinin kullanılış yerleri ve örnekleri aşağıda verilmiştir.

-y-Yardımcı Ünsüzü

Yazı dilimizde, kullanılış sahası en geniş olan yardımcı ünsüzdür. Diğer yardımcı ünsüzlerin kullanılmadığı her durumda-y-yardımcı ünsüzü kaynaştırma ünsüzü olarak kullanılır.

Yapım ve çekim ekleri bölürrllerinde, ünlüyle başlayan ve-y-yardımcı ünsüzü alan eklerin önünde (-y-) şeklinde gösterdik: askı-y-a al, bekle-y-e-y-im, büyü-y-ecek, çıkma-y-an, korku-y-u yen-, oku-y-up yaz-

-s-Yardımcı Ünsüzü

Bir tek kullanılış yeri vardır. Ünlüyle biten kelimelerden sonra getirilen, (-s-)-ı /-i, -u /-ü üçüncü şahıs iyelik ekinden önce kullanılır: (onun) abla-s-ı, (onların) baba-s-ı, (çocukların) dede-s-i, (onun) elbise-s-i

Aynı eki ünsüzle biten kelimelere getirdiğimizde-s-yardımcı ünsüzünün kullanılmadığını görürüz: (onun) arkadaş-ı, (onların) çocuk(ğ)-u, (çocukların) kuş-u, (onun) pantolon-u, (evlerin) pencere-s-i

su kelimesinde iyelik eki-y-yardımcı ünsüzüyle getirilir, su-y-u

ne kelimesinde ise ne-y-i ve ne-s-i olarak iki yardımcı ünsüzle de kullanılır.

-ş-Yardımcı Ünsüzü

Bir tek kullanılış yeri vardır. Ünlüyle biten sayı adlarından sonra getirilen ve üleştirme sayı sıfatı yapan (-ş-)-ar /-er ekinden önce kullanılır.

iki-ş-er ev, altı-ş-ar elma, yedi-ş-er kalem, yirmi-ş-er kişi, elli-ş-er kitap. Sadece yarım kelimesi ünsüzle bittiği halde bu ekle yarım-şar şeklinde kullanılır.

Aynı eki ünsüzle biten diğer kelimelere getirdiğimizde-ş-yardımcı ünsüzünün kullanılmadığını görürüz.

bir-er ev, üç-er elma, dörd-er kalem, beş-er kişi, sekiz-er kitap, dokuz-ar tane, on-ar kişi, kaç-ar

adet

-n-Yardımcı Ünsüzü (Zamir n'si)

Bu yardımcı ünsüz, geniş olarak iyelik ekleri konusunda Zamir n'si başlığı altında incelenecektir.

Zamir n 'si diğer yardımcı ünsüzlerden farklı olarak ünsüzle başlayan bazı eklerden önce de getirilmektedir.

Zamir n'si, 3. şahıs iyelik eklerinden sonra gelen yön gösterme ve vasıta hali ekleri dışındaki bütün hal eklerinden önce kullanılmaktadır: acısı-n-a ortak ol-, bulduğu-n-u ye-, cebi-n-den çıkar-, evi- n-de otur-

anneleri-n-e göre, duydukları-n-ı söyle, kapıları-n-dan geç-, masaları-n-da bulun-, oyunları-n-m sonucu, bu, şu, o kelimelerinden sonra çokluk ve hal ekleri iie-cağız, -cilayım ve-sız yapım ekleri getirilecekse bunlardan önce de kullanılır.

bu-n-lar, bu-n-u, bu-n-a, bu-n-un, bu-n-da, o-n-lar, o-n-u, o-n-a, o-n-un, o-n-da, o-n-dan, o-n-ca, şu-n-lar, şu-n-u, şu-n-a, şu-n-un, şu-n-da, şu-n-dan, şu-n-ca, şu-n-cağız, şu-n-suz.

kendi ve üzeri kelimelerinden sonra getirilen hal eklerinden önce kullanılır: kendi-n-i, kendi-n-e, kendi-n-in, kendi-n-de, üzeri-n-i, üzeri-n-e, üzeri-n-in, üzeri-n-de, üzeri-n-den, üzeri-n-ce.

-ki aittik ekinden sonra getirilen hal eklerinden önce kullanılır: bizdeki-n-i, çiçeği-nki-n-e, dağdaki-n-de

(Dr. Mehmet KİREMİT'in "Türk Dili" adlı eserinden yararlanılmıştır.)

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi