SATİRİK ŞİİR ve ÖRNEKLER
- Batı edebiyatlarında satir, Divan Edebiyatı'nda hiciv, Halk Edebiyatı'nda taşlama, arı Türkçe'de yergi denilen satirik yazılar, hem manzum hem de nesir olarak yazılabilir. Bu tür yazılar, toplumdaki düzensizlikleri; kişilerdeki dalkavukluk, düzenbazlık, kendini beğenmişlik, yobazlık, mevki düşkünlüğü gibi aşağılıkları; devlet yöneticilerindeki umursamazlık, çıkarcılık ve beceriksizlikleri bir türlü hazmedemeyen edebiyat sanatçılarının meydana getirdikleri eserlerdir.
- Yergi yazmak her şaire vergi değildir. Bu iş, ince ve keskin bir zekâ, güçlü bir görüş, köklü bir millet ve memleket severlik ister.
- Edebiyatımızda Şeyhî, Bağdatlı Ruhî, Nef'î, Ziya Paşa, Eşref; Halk Edebiyatımızda da saz ve Bektaşi şairleri satirik manzumeye çok güzel örnekler vermişlerdir.
- Her yergide bir uyarı olduğu için öğretici özellik de bulunur.
- Yergi şiirine Halk Edebiyatı’nda taşlama, Divan Edebiyatında hiciv denir.
- Tarihin her döneminde her zaman yergi şiiri söylenmiştir ya da yazılmıştır. Eski Yunan'da Diogenes'in yergileri vardır. 18. yüzyılda Batı'da Voltaire iyi bir yergici idi.
- Divan Edebiyatında, yergi denilince akla
- Siham-ı Kaza (Kaza Okları) adlı eseriyle Nefî gelir.
- Halk Edebiyatında ise Kazak Abdal ve Seyrani bu türün güzel örneklerini vermiştir.
- Sa'ririk yazılarda kabalığa ve bayağılığa, hele küfürlere kaçmamak şarttır. Bu tür yazıların düşüncesi güçlü, iğnelemesi ince olmalıdır,
örnek:
1-Bulundum ben dahi dâr-üş-şifâ-yı Bâb-ı Ali'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm.
2- Cihan namındaki bir maktel-i ama yolum düştü,
Hükümet derler anda nice salhaneler gördüm.
ZİYA PAŞA
Bu beyitlerin anlamları şöyledir:
1.Başbakanlık (Bâb-ı Âli) şifa evinde (Başbakanlık denen hastanede) ben de bulundum (çalıştım). Orda Eflâtunu (= eski Yunan feylesofunu) beğenmeyen çok akılsız (deli) gördüm.
2.Dünya adındaki herkesin öldürüldüğü bir yere yolum düştü (geldim). Orada hükümet dedikleri Pek çok kesme evleri ( hayvan kesilen yer) gördüm.
KIT'A
Pâdişâhım, bir dırahta döndü kim gûyâ vatan.
Dâima bir baltadan bir şâhı hâli kalmıyor.
Gam değil amma mülkün böyle elden gitmesi,
Gitgide zulmetmeğe elde ahâli kalmıyor.
EŞREF
Bu kıt'anın açıklaması :
Padişahım, vatan sanki bir ağaca döndü. Hiç bir dalı çok kez bir baltadan boş kalmıyor (kurtulamıyor). Bu memleketin böyle elden gitmesi tasa değil ama, eziyet etmek için gitgide elde ahali( halk) kalmıyor.
Bana Tahir Efendi kelp demiş
İltifat, bu sözde zahirdir
Mâliki mezhebim benim zirâ
İtikatımca kelp tâbirdir
NEF’Î
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selâm vermek için kesen beğenmez
Âlemi ta'n eder yanına varsam
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Câmiye gelir de erkân beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'm-ı fâsidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fıncân beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli bohçasını duhân beğenmez
Elin kapısında kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berbere gelir de dükkân beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımar sipah kimi ser-bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristâna gelir ezân beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hâre
İş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkâre
Bedestene gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
İnci yakut ister mercân beğenmez
KAZAK ABDAL
KUYRUKLU ŞİİR-ORHAN VELİ KANIK
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki arslan ağzında,
Sen aşk rüyası görürsün, bense kemik.
Ama seninki de kolay değil kardeşim,
Kolay değil hani,
Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.