Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

DİDAKTİK MANZUME (ŞİİR) ve ÖRNEKLERİ

Bir şey öğretmek, bir bilgi vermek emeciyle yazılan manzum ve nesir yazıların tümü, didaktiktir.
Bütün bilim eserleri; hikâye, roman, tiyatro, maka­le, fıkra, sohbet, anı, gezi, mektup, eleştirme, biyografi, bibliyografya ve benzerleri didaktik yazı türüne girdiği gibi; ahlâk, sanat, felsefe, bilim, din ilkelerini manzum olarak anlatan yazılar da bu türe girer.
Lafontaine'in fabl ve masalları, Tevfik Fikret'in ve Mehmet Âkif Ersoy'un manzum hikâyeleri didaktik man­zumelerin en güzel örnekleridir. (Tevfik Fikret : Rama­zan Sadakası; Mehmet Âkif Ersoy : Küfe, Meyhane, Has­ta, Seyri Baba vb.). Aşağıdaki metin, bir didaktik manzu­me örneğidir:
 
LİSAN
Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize;
İstanbul konuşması
En saf, en İnce bize.
 
Lisanda sayılır öz
Herkesin bildiği söz
Manası anlaşılan
Lûgata atmadan göz.
 
Uydurma söz yapmayız.
Yapma yola sapmayız,
Türkçeleşmiş Türkçedir, .
Eski köke tapmayız.
 
Açık sözle kalmalı
Fikre ışık salmalı.
« Müteradif sözlerden
Türkçesini almalı.
 
Yeni sözler gerekse
Bunda da uy herkese.
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse.
 
Yap yasayan Türkçeden,
Türkçeyi incitmeden.
İstanbul'un Türkçesi
Zevkini olsun yeden.
 
Arapçaya hiç gitme,
İran'a da meyletme:
Tecvidi halktan öğren,
Fasihlerden işitme.
 
Türklüğün vicdanı bir,
Dini bir, vatanı bir,
Fakat hepsi ayrılır
Olmasa lisanı bir.

DİNLE VATANDAŞ - AŞIK VEYSEL
Kulak ver sözüme, dinle vatandaş
Uyma lâklak edip gülüşenlere.
Seni meşgul eder, işinden eğler,
Karışır tembel perişanlara.

Adım at ileri, geriye bakma,
Bir sağlam iş tut da elden bırakma,
Saçma sapan sözler hep delip takma
Allah’ın yardımı çalışanlara.
Âşık Veysel

 

DİNLE SANA BİR NASİHAT EDEYİM-KARACAOĞLAN

Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan, gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelince
Anı yad ellere açıcı olma

Mecliste ârif ol kelâmı dinle
El iki söylerse, sen birin söyle
Elinden geldikçe sen eylik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma

Dokunur hatıra kendisin bilmez
Asilzadelerden hiç kemlik gelmez
Sen eyilik et de o zayi olmaz
Darılıp da başa kakıcı olma

El âriftir, yokla kendi kendini
Dağıdırlar duzağını, fendini
Alçaklarda otur, gözet kendini
Katı yükseklerden uçucu olma

Muradım nasihat bunda söylemek
Size lâyık olan onu dinlemek
Sev seni seveni, zay etme emek
Sevenin sözünden geçici olma

Karac'oğlan söyler sözün, başarır
Aşkın deryasını boydan aşırır
Seni bir mecliste hacil düşürür
Kötülerle konup göçücü olma
KARACAOĞLAN

 

PROMETE- TEVFİK FİKRET
Kalbinde her dakika şu ulvî tahassürün
Minkar-ı âteşini duy, daimâ düşün:
Onlar niçin semâda, niçin ben çukurdayım?
Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım?..
Yükselmek âsûmâna ve gülmek ne tatlı şey!

Bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa...
Müştâk-ı feyz ü nûr olan âtî-i milletin


Meçhul elektrikçisi, aktâr-ı fikretin
Yüklen, getir -ne varsa- biraz meskenet-fiken,
Bir parça rûhu, benliği, idrâki besleyen
Esmâr-ı bünye-hîzini, boş durmasın elin.
Gör dâima önünde esâtir-i evvelin

Gökten dehâ-yı nârı çalan kahramânını...
Ey Varsın bulunmasın bilecek nâm ü şânını.
Tevfik Fikret

 

 

KÖPEĞİN AÇ GÖZLÜLÜĞÜ - ORHAN VELİ KANIK

Bu yalan dünyada herkes yanılır
Her zaman görürüz bir sürü insan,
Sayılarını artık Allah bilir.
Koşar durur bir hülyanın ardından.
Esope’un köpeğini anlatmalı onlara.
Ağzında av, eğilip kendini görür suda;
Başka av sanır, atar ağzındakini hemen.
Sudaki ava saldırır, su karışır birden.
Güç tutar zavallı karşı kıyıyı;
Ne av kalır ne gölgesi tabii
Orhan Veli Kanık

KARGA İLE TİLKİ - ORHAN VELİ KANIK
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:
"Ooooo! Karga cenapları, merhaba!
"Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
"Gözüm kör olsun yalanım varsa
"Tüyleriniz gibiyse sesiniz
"Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın."
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın;
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevâlesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: "Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim;
Alıklar olmasa iş kalmaz açık gözlere;
Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire"
Karga şaşkın, mahcup biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına.

(Çev: Orhan Veli)

SON EKLENENLER

Üye Girişi