Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ÇOCUK ve TİYATRO

Günümüzde tiyatro, çocuklar için en etkin öğrenme araçlarından biridir. Çocuk, aynı ortamda bulunduğu yaşıtlarıyla, sosyal ve duygusal açıdan bir etkileşim içerisindedir. Toplumda uygun ve beklenen davranışları gösterebilme ve bunun yanı sıra kurallara uyabilme yine tiyatro aracılığıyla kazanılan becerilerdir. Tiyatroda bir oyun izlemek yalnız sosyal değil, çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimine de önemli bir katkıda bulunur. Kimi zaman anne babayla, kimi zaman da arkadaşlar veya öğretmenlerle paylaşılan hu değerli zaman diliminde çocuk birçok farklı duygu yaşar; heyecanlanır, üzülür, sevinir, öfkelenir. Bir yandan da oyunun konusunu kavramaya çalışır, zihninde olayları değerlendirir.

Tiyatro, çocuklar için etkili bir sosyal öğrenme ortamıdır. Öyle ki, önce anne-baba çocuğu ile birlikte hangi oyuna gideceğine karar verir, bilet alınır ve oyuna gidilir. Çocuğunuz ona gösterilen yere oturur; sessiz olmalıdır, kimseyi rahatsız etmemesi gerektiği anne-baba tarafından söylenir. Çocuk oyun sırasında sanatçıların yönlendirmesiyle oyuna sözlü veya sözsüz işaretlerle katılabilir. Sanatçılar izleyicileri oyun sonunda selamlar. Bunların tümü, çocuk için sosyal öğrenme sürecidir. Olumlu sosyal davranışların kazanılmasında bir adımdır.

Bilimsel çalışmalar, çocuğun yaş ve ilgi düzeyine uygun tiyatro oyunlarının yalnız sosyal gelişimini değil, çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimini de olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Çocuk oyunu izlerken bir yandan konuşmaları değerlendirir, oyunun sonunu merak eder; oyundan bazı dersler çıkarmaya başlar. Soyutlama ve genelleme yapar. Tüm bu zihinsel etkinlikler çocuğun hayal gücünü geliştirir ve daha yaratıcı olmasını sağlar. Bunun yanı sıra belirli bir süre dikkatini oyunun konusuna odaklayacağından çocuğun dikkat süresi de artacaktır.

Tiyatroda sergilenen oyunlarda çocuk gözlem yoluyla öğrenmektedir. Oyuncuları kendisine model alır ve onlarla empati kurar. Bazı oyuncularla özdeşleşir. Kendisini oyun içinde farz eder ve farklı durumlarla karşılaştığında nasıl tepki vermesi gerektiğini ya da nasıl tepki verebileceğini öğrenir. Bir anlamda kendini sınar. Duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade edebilir. Günlük yaşamda konuşulan dili daha etkin kullanabilir. Bu da dil gelişiminin bir göstergesidir.

Günümüzde psikolog ve eğitimciler tiyatronun tedavi edici özelliğinden de yararlanmaktadırlar. Çocuktaki duygusal problemlere ve uyum sorunlarına drama tekniğiyle çözüm aranmaktadır.

Görsel ve işitsel duyularımıza hitap etmesi, tiyatroyu birçok eğitim aracından üstün kılmaktadır. Dekor, ses, ışık ve kostümler çocukları farklı bir dünyaya götürür ve yaşama farklı bir açıdan bakabilme fırsatı verir.

Sonuç olarak tiyatro, çocuğun sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimine katkıda bulunmaktadır. Çocuklara yeni bir ilgi alanı oluşturmak ve onlarla keyifli bir zaman geçirmek açısından çocuk oyunlarının daha sık izlenmesi önerilmektedir.

NURAN ÇETİNOĞLU

 

KÜTAHYA ÇİNİLERİ

Çiniciliğin Kütahya'ya hangi tarihte geldiğini kesin olarak belirten metinlerden mahrum bulunuyoruz... Evliya Çelebi, kita­bının «Kütahya Şehri» bölümünde «... Kâse ve filicam (fincan) ve maşraba ve gözeleri (cezve) ve çanak ve tabaklan bir diyara mahsus değildir.» demekle Kütahya'daki bu Türk sanatına işaret etmektedir.

Evliya Çelebi, bize Kütahya çinileri hakkında açık bilgi vermemektedir. Ancak on yedinci asır başlangıcında, İznik' tekiler kadar mükemmel olmamakla beraber Kütahya'da çini yapılmak­ta olduğunu biliyoruz.

Gerek Kütahya, gerek İznik çinilerinin İslâm medeniyetiyle ilgili olduklarına ve bu medeniyetle yurdumuza geldiklerine asla şüphe yoktur. İslâm medeniyetiyle yurdumuza giren çiniciliğe Selçuklar çeşni, vermişler; Türkler de gerek renk, gerek şekil iti­bariyle çiniciliği, sanatın en yüksek zirvesine çıkarmışlardır. Bu suretle İran . Arap sanatı olan çinicilik, Türk'ün eşsiz sanat zev­ki ve İstidadı sayesinde çok kısa bir zaman içinde bir Türk sanatı halini almıştır.

Kütahya çinisinin özelliği, bilhassa renklerdeki ahenk, taze­lik ve metanettir. Fıstık yeşili, koyu mor, ebegömeci rengi, ko­balt mavisi, yeşil zeytin rengi, siyah, firuze mavisi, menekşe ren­gi, koyu al, gök mavisi en fazla kullanılan ve muvaffak olan renklerdir. Bu renkler çok defa beyaz, mor ve bazan da siyah zemin üzerine kullanılır. Desen itibariyle en fazla sürümü olan gül, sümbül, nilüfer, lâle, karanfil, kır çiçekleri; testi, kandil, ka­yık gibi eşya; geyik, kuş gibi hayvanlardır...

Kütahya camilerinden Ulu ve Yeşil camilerde güzel çiniler vardır. Son zamanlarda kurulan Kütahya müzesindeki çiniler, Türk'ün sanat kudretini belirten ölmez eserlerdir.

Sadrettin KARANAKÇI

 

İLGİLİ İÇERİK

11.SINIF MAKALE SLAYTI

MAKALE ÖRNEKLERİ

MAKALE ORNEKLERİ-2

MİLLİ EDEBİYAT-MAKALE, FIKRA, SOHBET

MAKALE - TÜRK TARİHİ

KÜLTÜR VE DİL - MAKALE

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi