Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

TARTIŞMACI ANLATIM BİÇİMİ ve ÖRNEKLERİ

Bir yargıyı, bir düşünceyi ya da öneriyi çürütme değiştirme amacıyla yazılan yazılarda kullanılan anlatım biçimine tartışmacı anlatım denir. Yazı ve edebî eserlerde yer alan önemli anlatım biçimidir. Bu anlatım biçiminde üzerinde durulan düşünce, yargı ya da öneri ortaya konur. Sonra da düşüncenin neden doğru olmadığı, geçersiz olduğu tartışılır.

Doğal olarak tartışmanın amacı okurların bir konudaki kökleşmiş yargı ve kanılarını değiştirmek onların da kendimiz gibi düşünmesini sağlamaktır Bu anlatımda önce, ele alınan, ispatlanmak veya çürüte istenen düşünce açıklanır. Sonra bunun neden doğru olduğu veya olmadığı gerekçeleriyle tartışılır. Yazar bunları yaptıktan sonra kendi görüşünün haklı olduğunu ispata çalışır. Bazen sorular sorar ve bu sorulara cevaplar arar.

Tartışmada örneklendirme, karşılaştırma, tanımlama, tanık gösterme gibi yollara başvurulur. Tartışmada “düşünce ve kanıları değiştirme” amacı güdüldüğü için bu anlatım biçimiyle fikirsel ağırlıklı yazı türleri (deneme, eleştiri, sohbet, fıkra, makale.., vb.) ele alınır.

Örnek: 1

“Politika “ahkâm kesmek” olsaydı, bunu becerebilecek o kadar çok insan bulunurdu ki Türkiye’de. Üniversite kürsüsünün yüksekliğinde ahkâm kesmek, üniforma zırhının gerisinde ahkâm kesmek gazete sütununun açıklığında ahkâm kesmek, büyük memur masasında ahkâm kesmek çok kolay. Hatta oralarda kesilen ahkâm politikacılardaki düşüncelerden de parlak olduğu söylenebilir. Ama onlarınki kadar gerçekçi ve yığınlarla bağlantılı, olduğu söylenebilir mi? Parçada “ahkâm kesmek” ile ilgili görüşler tartışmacı anlatımla ele alınmıştır.

Örnek:2

Ülke kalkınmasına kentlerden mi yoksa köylerden mi başlanmalı? Bence köylerden başlanmalı. Kentlerde insanlar nasıl olsa daha bilinçli Kentlerdeki kalkınmışlık oran, köylere göre daha yüksek. İşe en temelden yan, köylerden başlanırsa güçlü bir kalkınma olur. Çünkü köyler bilinçlenirse tarım daha bilinçli yapılır, üretim artar, şehirlere göç azalır Bilinçli köylüler teknik donanımı yüksek bir tarımla daha kaliteli ve daha fazla urun yetiştirir Bu hem işsizliğin azalmasını hem ülkenin tarımda güçlü olmasını sağlar. Ayrıca köylerdeki kalkınma olumlu anlamda kentleri de etkileyecektir.

Bu metinde “Ülke kalkınmasına kentlerden mi köylerden mi başlanmalı?’’ konusu ele alınmıştır. Yazar, kalkınmanın köylerden başlaması gerektiği düşüncesini benimsediği için okuru da bu düşünceye inandırmaya çalışmıştır. Bunun için görüşlerini aktarırken kanıtlayıcı bir anlatım kullanmıştır.

Tartışma metninde dil göndergesel işlevde kullanılır. Düşünceler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir. "Makale, fıkra, deneme, röportaj" gibi türlerde sıklıkla kullanılır.

Örnek: 3

Günümüzde yaygın bir yanlış vardır: Bilimin kesin olduğu inancı; çağdaş yaşayışın, çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan bilimsel kesinlik. Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip ayakta tutan. Bilim bilgi üretir; bilimsel doğrulardır bunlar. Ancak bilim sonsuz bir yenilenme içindedir. Bilimde öne sürülen her doğru, yanlış olduğu henüz kesinlikle belgelenmemiş olan doğrudur. Birtakım koşutlardan ötürü doğru sayılan bilgilerdir bunlar.

Bu paragrafta yazar, mantık yoluyla bilimsel doğruların, henüz yanlışlığı belgelenmemiş doğrular olduğunu, her bilginin değişebileceğini kanıtlamaya çalışıyor.

Örnek: 4

Kimi şair ve yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamasını, zorlanmasını isterler. Bence bu, kendini beğenmişliktir. Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına, onları anlatabilmek için ben zorlanmalıyım. Bence okur bir kitabı, bir yazıyı okurken, salt anlamak için değil, okuyup anladıktan sonra birtakım sonuçlar çıkarabilmek için çaba harcamalıdır.

Bu paragrafta da yazar, "bir yazar, anlatacağını açık seçik anlatmalı", düşüncesini kabul ettirme çabasındadır. İnandırıcı, etkileyici olmak için tartışmacı anlatım biçimini kullanmıştır.

Örnek: 5

Bizde “Sanat eseri yarına, diliyle kalır.” şeklinde yanlış bir düşünce var. Sanat eserinin yarına kalması sadece diliyle ilgili değildir Eserin konusu da en az dili kadar önemlidir. İnsanların ilgisini çekmeyen konularda yazılan eserlerin durumu hiç de iç açıcı değildir. O yüzden sanat eserinin yarına kalması, aynı zamanda işlenecek olan konuyla da ilgilidir.”