Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

CUMHURİYET DÖNEMİ HİKAYE ÇEŞİTLERİ

Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Hikâye (1923-1930) Toplumcu – Gerçekçi Hikâye                                          ( 1930’dan Sonra ) Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Hikâye                                 ( 1940’tan Sonra ) Modernizmi Esas Alan Hikâye                                       (1960’tan Sonra)
Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri, Refik Halit, Halide Edip, Hüseyin Rahmi… Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Sabahattin Ali, Kemal Bilbaşar, Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Samim Kocagöz, Sadri Ertem ….

Peyami Safa, A.Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Samiha Ayverdi, Mustafa Kutlu, A.Şinasi Hisar

Sait Faik Abasıyanık, Adalet Ağaoğlu, Ferit Edgü, Rasim Özdenören, Vüsat o.Bener, Füruzan, Bilge Karasu, Oğuz Atay, Haldun Taner, Nezihe Meriç, Orhan Pamuk, Tarık Dursun, Necati Tosuner, Pınar Kür, Tarık Günersel

*Milli Edebiyat anlayışıyla yazan bu yazarlar Cumhuriyet döneminde de aynı konularda yazmayı sürdürdüler.

*Halk-aydın yabancılaşması işlendi.

*Olay hikâyesi ön planda.

*Realist bakış açısı var.

1930’dan sonra idealist yazarlar snatı araç olarak kullandılar.

*Köylüden, işçiden, ezilen halktan söz ettiler.

*Ağa-köylü, aydın-cahil, öğretmen-imam, zengin-fakir farklılıkları ele alındı.

 

Rus: Maksim Gorki, Mihail Şoholov

ABD: Jack London, John Steinbeck

*Bu yazarlar bireyin psikolojisini yansıtmayı amaçladılar.

*İnsanın iç dünyasına girdiler. İç konuşma, bilinç akışı, diyalog gibi gösterme tekniklerini kullandılar.

*Modernizm 1960’tan sonra etkili olmuştur. Modernizmin doğuşunda I. ve II. Dünya Savaşları’nın insanlık üzerindeki yıkıcı etkileri büyük rol oynamıştır.

*Konular, çekilen acılar, yalnızlık, huzursuzluktur. Bunlar ifade edilirken düşten, gerçekten, bilinç ve bilinç altıdan yararlanılır.

*”Dış”a değil “iç”e yönelir yazar. İç konuşma, iç diyalog, bilinç akışı, geriye dönüş gibi teknikleri sık kullanır. Zaman karışıktır, iç içe geçmiştir. Şiirsel dil, imgeler vardır hikâyelerde. Birey yalnızdır; geleneklere, kurallara isyan eder ve toplumdan kaçar. Bu konuyu yazar hikâyelerinde işler.

 

BİREYİ ESAS ALAN HİKÂYELERLE MODERNİZMİ ESAS ALAN HİKÂYELER ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Bireyi esas alan hikâyede yalnızlaşan insanın psikolojisi ele alınır. Neden yalnızdır, sorunu nedir, onu yalnızlığa iten toplumsal yapı nasıldır, diye, yazar sorgulamaz. Ama modernizmi esas alan hikâyede yazarlar hem bireyin yalnızlığını, psikolojisini irdelerler hem de onu yalnızlığa, umutsuzluğa iten toplumsal şartları eleştirir. Birey neden yalnızdır, neden mutsuzdur sorusuna cevap arar.

Modernizmi esas alan hikâyelerde zaman, kronolojik sırada gitmez. ( Dün-bugün – yarın – diye gitmez ) Hikâyede şimdiki zaman anlatılırken birden geçmişe gidilebilir.