Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ŞİİR

Edebiyat, beliğ sözler ise şiir en beliğ sözlerdir. Şiir, edebiyatın en müntehap parçaları olduğundan, her şiir edebiyattan ma’dud olduğu halde, her edebiyattan ma’dud olan söz şiir olamaz.

Şiir hem nazım hem nesir kisvesinde tecelli edebilir. Bir söze, manzum olduğu için "şiirdir” denilemeyeceğı gibi mensur olduğu için “şiir değildir” de     denilemez. Şu kadar var ki, ekseriyet üzre tabiat manzum olan şiire mensur olan şiirden ziyade meyleder. Mesela latif bir fikir, nesir ile şiir denilecek surette ifade olunursa, yine o fikir nazım ile kezâlik şiir denilecek surette beyan edilse, tabiat nazma nesirden ziyade müncezip olur. Bu da nazımdaki o tabiat nevâzaheng-i mahsustan ileri gelir. Kafiye ise nazımın ziver-i cazibe efzâsıdır. Bunun içindir ki kafiyeli nazım kafiyesiz nazımdan ziyade sevilir.

Zannederiz ki şiirin öteden beri bazı kuyûd-ı saire ile beraber "Mevzun, mukaffa söz” diye tarif olunması beyan olunduğu üzere tabiatın kelâm-ı manzumu kelâm-ı mensura, kafiyeli nazmı kafiyesiz nazma tercih etmek istidadında bulunmasından neş’et etmiştir. Yoksa şiirin mutlaka mevzun, mukaffa olması için lüzum-ı hakiki yoktur.

Biz alelûmum beliğ sözlere “edebiyat” demekle beraber bunların ziyade beliğ olanlarına “şiir" diyoruz. Manzum veya mensur olmasını kaydetmiyoruz. Maahaza şiir denilebilecek bir sözün mensur olmasına nisbetle manzum olmasından ziyade zevkyâb olduğunuzu itiraf eyliyoruz.

(Muallim Naci Islahat-ı Edebiye)

Günümüz Türkçesiyle

Edebiyat, güzel sözler demek ise, şiir en güzel sözler demektir. Şiir, edebiyatın en seçkin parçası olduğu için her şiir edebiyatın sınırları içindedir, ancak edebiyatın sınırları içinde yer alan her söz şiir değildir.

Şiir, hem nazım hem nesir görünümünde ortaya çıkabilir. Bir söze şiir biçiminde yazıldığı için “şiir" denemeyeceği gibi, düzyazı biçiminde olduğu için “şiir değildir” de denemez. Şu kadarını söyleyebilirim ki çoğunluk alışkanlık gereği, manzum olan şiire, düzyazıya yaklaşan şiirden daha çok ilgi gösterir. Örneğin güzel bir fikir, düzyazı ve şiir denebilecek biçimde ortaya konmuşsa, yine o fikir nazım ile yine öyle şiir denecek biçimde ortaya konsa, doğal olarak nazma düzyazıdan daha çekici gelir. Bu da nazımdaki alışkanlık yapan kendine özgü ahenkten kaynaklanır. Kafiye ise nazımın çekiciliğini artıran bir süsüdür. İşte bunun içindir ki kafiyeli nazım, kafiyesiz nazımdan daha çok sevilir.

Zannederiz ki şiirin öteden beri bazı bilinen özellikleri ile beraber “vezinli, kafiyeli söz” biçiminde açıklanması, insanların alışkanlıkla manzum sözleri, mensur sözlere; kafiyeli nazmı, kafiyesiz nazma tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Yoksa şiirin mutlaka vezinli, kafiyeli olmasına gerek yoktur.

Biz, genellikle güzel sözlere “edebiyat" diyoruz, bunun yanında daha güzel olanlarına “şiir” diyoruz. Şiir veya düzyazı biçiminde yazılmasını kastetmiyoruz. Bununla birlikte şiir denebilecek bir sözün düzyazı olması biçiminde değil şiir biçiminde yazılması bizi daha çok mutlu ediyor.

 

Makale özelliği gösteren bu metinde Muallim Naci, şiir ve edebiyat üzerine düşüncelerini açıklamıştır. Metindeki anlam kümeleri birbirini destekleyici niteliktedir. Makale yazarı, düşüncelerini kanıtlamak amacıyla yazıya döker. Muallim Naci de“şiirin ne Olduğu”yla ilgili düşüncelerini bu metinde aktarıyor,

 

TAKDİR-İ ELHAN’dan

Her güzel şey şiirdir: Ormanlarda kuşların hazin hazin ötüşü, derelerde suların latif latif çağlayışı, hatta dağlarda kavalların garip garip aksedişi şiir olduğu gibi, bir suhan-verin, bir musiki-perlerverinakvâl ve nagamât-ı mevzuûnesi içinde tabiata muavıfık... ervaha nafiz ve müessir olanlar da şiirdir.

Her mevzun ve mukaffa lakırdı şiir olmak lazım gelmez... Her şiir mevzun ve mukaffa bulunmak iktiza etmediği gibi. Ancak her şiir, Cenab-ı Hakk’ın tabiat-ı eşyada, yani cemâdda... nebatat... tuyûrda... vuhuşta... gökte... yerde ve alel-husus insan-ı manevide (ki fıtrat-ı beşerde demek isterim) gösterdiği bazen garip, bazen latif, bazı vakit müdhiş, bazı vakit menfur ve fakat her halde câlib-ı dikkat ü hayret olmak üzere gösterdiğevza ve etvâr ve hasâis ve ahvâle muvafık veya hiç olmazsa mütekârib olmalıdır.

 (Recaizade Mahmut Ekrem, Takdir-i Elhan)

 

Günümüz Türkçesiyle

Her güzel şey şiirdir. Ormanlarda kuşların hazin hazin ötüşü, derelede suların güzel güzel çağlayışı, hatta dağlarda kavalların sesinin garip garip yankılanması şiir olduğu gibi, bir söz ustasının, bir müzikseverin sözleri ve vezinli nağmeleri içinde doğaya uygun... ruha işleyen ve etki edenler de şiirdir.

Her vezinli ve kafiyeli söz, şiir anlamına gelmez. Her şiirin, vezinli ve kafiyeli olması gerekmediği gibi. Ancak her şiir, yüce Allah’ın eşyamın tabiatında, yani cansı varlıklarda, bitkilerde, kuşlarda, vahşi hayvanlarda, gökte, yerde ve özellikle insanın yaradılışında gösterdiği bazen garip, bazen güzel, bazen dehşetli, bazen nefret edilecek fakat her durumda hayret verici ve dikkat çekici olmak üzere gösterdiği durum ve davranışlar ve özellikler ve duruma uygun veya hiç olmazsa yakın olmalıdır.

Şiir resim gibidir: Örneğin bir mehtab gecesi manzarasından söz ederken, bu manzaranın her yanını apaçık ve parlak bir biçimde gösteren bir tasvir bölümüne -alışılmışın dışında olduğu için- sanatın anlaşılması güç yönlerini bilen bir kişi ilgi göstermez. İşte bunun gibi kediden köpekten korkup da annesinin yanına gitmek için bağırmaya başlayan üç yaşında bir çocuğa seksen yaşında bir adamın bile kolayca söylemeyeceki birtakım sözler söylettiren bir manzume dahi - gerçeğe aykırı olduğu için- edebiyatın güzelliklerini seven birinin yanında dikkate değer görülmez.

Ancak güzel sanatlar ürünlerinin o türlü kusur ve eksikliklerini belirlemek, sanat zevkine sahip olmakla mümkündür. O yüce özelliklerden yoksunsa sanat eserlerindeki incelikleri ortaya çıkaran eleştirmenlere, bu ayrıntıyı anlatmak olası değildir.

 

Bir önceki metinde Muallim Naci, şiirle ilgili düşüncelerini açıklamıştı. Bu metinde de Recaizade Mahmut Ekrem, şiirle ilgili düşüncelerini açıklamıştır. Görüldüğü gibi aynı konu farklı şairler tarafından dile getirilmiştir. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Her mevzun ve mukaffa lakırdı şiir olmak lazım gelmez...” sözü, şairin şiirle ilgili düşüncelerini ortaya koymaktadır. Muallim Naci de bu yönde düşünceler belirtmiştir.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi