Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 

KAVUKLU HAMDİ/Sohbet

Meşhur kavuklu Hamdi Efendi’yi pek sever, onunla pek samimi görüşür idim. Bizzat ta Eyyüp’e kadar giderek Merhum’u aradım, buldum. Biçare ortaoyunlarının önemini yitirerek yerini sahne oyunlarına bırakması üzerine işi kahveciliğe dökmüş, kıt kanaat geçinir idi.

Beni görünce ziyadesiyle sevindi. Kendi eliyle pişirdiği şekerli, üstü inci inci tabir olunan köpük kabarcıklı kahverengine devetüyü i si m i ne kallavi dedikleri ağzı yayvan, içi geniş bir fincan ile getirerek oyunda mirasyedi karşılarken Pişe-kar’ın “Pati çâk!’’ der demez dizine kadar indirip kavuğundan aşırmak üzere salladığı temennayı (eli alnına götürerek selâmlama işareti yapma) müteakip (sonrasında) bir iskemle çekerek yanı başıma oturdu idi.

-    Nasılsın, iyi misin?

den başlayan bir hoş beşten sonra dedim ki:

-    Hamdi Efendi, sen bu oyunculuğa kimin yanında başladın?

Yüzüme baktı. Hamdi’nin en kahkahaferma olan (güldüren) mimik hareketlerinden biri de böyle bakışlarıydı. Hafif, ela göz bebeği dairesi üst kapağının altına doğru çekilir, beyazı çoğalır, bu art arda yaptığı hareket ile siması güldürücü bir şaşkınlık halini alırdı.

Dedi ki:

-    Kimsenin yanında çalışmadım.

-    Ya senin için Kör Mehmet'in çırağı derler...

-    Hayır! Kör Mehmet diye bir kavuklu olduğunu sonradan işitir idim. Fakat ben çocuk idim.

-    O hâlde bu oyunculuğa nasıl girdin?

-    Biz mahallede birkaç arkadaş nereden görmüş isek görmüşüz. Bir araya gelir, oynar idik. Kimi ondan eski bir ferace giyerek, kimi oyuncakçıdan bir havan ister, döğe döğe gelirdi. Mesela ben amcamın kavukluğundan kavuğunu aşırır, giyer idim. Biz oynarken şu, bu da etrafımızda toplanırdı. İşte biz, böyle azıttık. Bir gün önümüze biri düştü, dedi ki: “Gelin şu tahta havalı yerde oynayın. Ben kapısında durayım. Girenlerden beşer onar para alırsak pay ederiz. Olur mu olur! Biz tahta havaleden içeri girdik. Hâlâ o giriş!

(Ahmet Rasim)

 zmbk yay.

SON EKLENENLER

Üye Girişi