Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATININ OLUŞUMU

“Fenlerin serveti (tekniğin zenginliği)” anlamına gelen Servet-i Fünûn, Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının 19. yüzyıl sonlarında (1896-1901) kısa fakat yoğun bir Batılılaşma hamlesi yaptığı dönemdir. Türk Edebiyatfnın bu devrine “Servet-i Fünûn Devri” denmesi, bu edebî hareketin Servet-i Fünûn dergisi etrafında gerçekleşmesi ile ilgilidir. Divan edebiyatına karşı kurulmaya çalışılan “Edebiyat-ı Cedîde” (Yeni Edebiyat) teriminin bu harekete ad olması ise hareketin bu terimi tamamıyla benimseyip kendi hakkında da çok sık kullanmasındandır. Bunun diğer bir nedeni de Tanzimat’tan sonra edebiyatta “ikinci yenileşme atılımının” bu dönemde gerçekleşmesidir. Edebiyatımızda gerçek anlamda bir Batı etkisi, Servet-i Fünûn döneminde görülür. Servet-i Fünûn edebiyatı, Türk edebiyatında 1860’tan beri devam eden “Doğu-Batı” mücadelesinin, Batı lehine sonuçlandığı dönemdir. Bu dönemde Türk edebiyatı gerek zihniyet, gerek içerik, gerekse teknik özellikler bakımından bütünüyle Batılı bir nitelik kazanmıştır.

Dönemin Siyasal Portresi

Servet-i Fünûn edebiyatının anlaşılması için II. Abdülhamit döneminin çok iyi bilinmesi gerekir. II. Abdülhamit (1842 -1918), Osmanlı Devleti’nin 34. padişahıdır.

II. Abdülhamit tahta çıktığında (1876-1908), Osmanlı Devleti büyük bir bunalım içindeydi. Milliyetçi akımların etkisiyle Balkanlarda ayaklanmalar birbirini izliyordu.

Yurt içinde meşrutiyet yanlısı görüşler güçleniyordu. Abdülhamit tahta çıkar çıkmaz, 23 Aralık 1876’da, Osmanlı’nın ilk anayasası olan Kanun-ı Esasi’yi ilan etti. Meclis-i Meb’ûsân ve Ayan Meclisi üyelerinden oluşan ilk Meclis, 19 Mart 1877’de açıldı. Böylece I. Meşrutiyet dönemi başladı.

Anayasa ilan edildikten kısa bir süre sonra 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı başladı. Osmanlı Devleti bu savaşta yenildi. Ülkede bu sonucun sorumluları arandı. Mebuslar Meclisinde hükümet ağır eleştiriler aldı. Abdülhamit, durumdan rahatsızdı.

Kanun-i Esasi’nin 113. maddesiyle kendisine tanınan “istediği kişiyi sürgüne gönderme yetkisi”ni kullanarak, daha Meclis toplanmadan Sadrazam Mithat Paşa’yı sürgüne yolladı. Yenilgilerin sorumlusu olarak gördüğü Meclisi süresiz olarak kapattı. Mart 1877’de açılan Meclis-i Meb’ûsân’ın Şubat 1878’de kapatılmasıyla I. Meşrutiyet dönemine son verilmiş, “mutlakiyet” idaresine dönülmüştü.

Bu arada Fransız İhtilali’nden sonra bütün dünyayı saran “hürriyet, milliyet ve istiklal” akımlarının, özellikle Batılı büyük devletlerin çabalarıyla hızla gelişmesi, Osmanlı’yı bunaltıyordu. II. Abdülhamit, “özgürlükleri kısıtladığı” gerekçesiyle ciddi şekilde eleştiriliyordu. Onun yönetim tarzı, gençler üzerinde “ruhsal bunalımlar” yaratmıştı. Bu gençler, böyle bir yönetim altında hiçbir gelişme sağlanamayacağını savunuyorlardı. Gençler, diğer aydınlarla buluşup gizli dernekler kuruyor ve mücadelelerini yasadışı olarak yürütmeye çalışıyorlardı. Bu aydınlara da ‘Jön Türkler” (Genç Türkler) deniyordu.

İdealist fikirlerle ortaya çıkan ‘Jön Türkler”, II. Abdülhamit dönemine “İstibdat Dönemi” (devr-i istibdâd) adını verdi.

Bu dönemde II. Abdülhamit, yönetimde BabIali’nin (Topkapı Sarayı merkezli bürokrasi) etkisini tamamıyla ortadan kaldırıp, Yıldız Sarayı’nda oluşturduğu yeni yönetim ekibini hâkim duruma getirmiş, mutlak bir disiplin mekanizması kurmuştu. Aydınlar İstanbul’dan uzaklaştırılırken; kitaplar, gazeteler, dergiler sansürden geçiriliyor, özgürlük konusuna yoğunlaşanlar her türlü baskı ve yıldırma hareketine maruz kalıyordu.

İLGİLİ İÇERİK

EDEBİYAT-I CEDİDE (SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI)

 

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATININ OLUŞUMU

11.SERVET-İ FÜNUN'DA ŞİİR

SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI BULMACA

11.SINIF SERVET-İ FUNUN ŞİİRİ SLAYTI

SERVET-İ FÜNUN SANATÇILARI

SON EKLENENLER

Üye Girişi