Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Tanzimat Sonrası

18. yüzyıldan itibaren Avrupa ülkelerinde elçiliklerin kurulmasından ve Avrupa ile ilişkilerin artmasından sonra daha farklı bir anlayışa sahip reformcu, yeni bir nesil ortaya çıkmıştı. Bunlar Avrupa başkentlerinde görev yaparken, uluslararası gelişmeleri ve Batılı devletlerin bünyelerini tanımaya çalışmış olan diplomatlardı. Bunlar Tercüme Odası veya dışarıdaki Osmanlı diplomatik misyonlarında, yönetim ve siyaset alanında uygulamaya yönelik laik bir eğitim görmüşlerdi. Diplomasi ve mâliyede uzmanlaşmışlardı. 19. yüzyılda nüfuzları artan bu bürokratlar, yönetimde köklü reformlar yapma düşüncesindeydiler. Tanzimat ile ortaya çıkan bu yeni bürokratların önde gelen temsilcileri, Mustafa Reşit Paşa, Fuat Ali Paşa ve Mithat Paşa’dır. Yeni bürokratlar, İslâmî normlardan bağımsız, akıl yoluyla kendilerinin geliştirecekleri siyasetin kamu yararına olacağını ve bunun toplumun gerçek iradesini temsil ettiğini düşünüyorlardı. Onlara göre bu iradeyi hâkim kılmak otoriter bir devlet idaresi kurmak ve Batımın çağdaş düşüncelerini kanun yoluyla kurumlaştırmakla mümkündü. İşte Tanzimat, bu düşüncenin ürünüdür.

19. yüzyılda Tanzimat’la birlikte İstanbul ve diğer büyük şehirlerde hayat tarzı, Batı medeniyetinin de etkisiyle önemli ölçüde değişime uğradı. Tanzimat sonrasında hemen her bakımdan Batı, örnek alındı. Her şeyden önce, Tanzimat ile birlikte dinlere dayalı mahalle kültürü bütünlüğü değişti, etnik ve dinî grupların hayat tarzları birbirine karışmaya başladı. Külliye sistemi parçalandı, camiler çok yönlü işlevini yitirdi. Batı tarzı modern okullar, medreseyi geri plana itti. Batı tarzı binalar ön plana çıktı.

Külliye çevresindeki kahvehaneler, fıskiyeli ve kerevetli bir mekân olmaktan uzaklaşmıştır. Kerevetlerin yerini sandalyeler, havuzun yerini de tiyatro temsil edilen sahneler almıştır. Bunun dışında elçiliklerin düzenlediği balolar, üst düzeyli; deki Müslümanlar arasında da kadın-erkek bir arada eğlenme modasını doğurmuştur. Ailede de önemli değişimler yaşanmıştır. Evlerin ve konakların içi Batılılaştı. Evlerde masa ve koltuklar kullanılmaya başlandı. Varlıklı aileler, çocuklarına dil öğretmek için yabancı mürebbiyeler getirttiler.

Tanzimat, ekonomik hayatı da değiştirmiştir. Geleneğe dayalı meslekler, Batı etkisiyle gelişen zevkleri tatmin edecek bir dinamizm göstermediğinden çöküntüye uğramaya başlamış, piyasayı ithal mallar doldurmuştur. Üst düzey arasında, Avrupa mallarının kullanımı, sosyal statü sembolü haline gelmiştir. Eski dönem Osmanlı mahallelerinde zengin - fakir aynı gündelik hayatı paylaşırken 19. yüzyıldaki ekonomik farklılaşma sonucu, zenginler Boğaziçi gibi ayrı mekânlara yerleşmişlerdir.

1895’te İstanbul’a ilk otomobil gelmiştir. “Zatü’l hareke” denen bu araç, toplumun üst düzeyi arasında yaygınlaşmıştır. Elektrikli tramvay, ulaşım hizmetine girmiş bu araçlarla hayat hızlanmıştır.

II. Meşrutiyet sonrasında telgraf ve telefon da gündelik hayatın unsurları haline gelmiştir.

19 yüzyıldan sonra Müslümanlar arasında da Batıcı elit çevrelerin oluşumu, Osmanlı toplumundaki ayrışmanın eksenini değiştirmiştir. Millî ve dinî değerlerine bağlı olanlar “alaturka”, Batılı yaşam tarzına yönelenler “alafranga” olarak nitelenmiştir.

Batı’dan alınan aletler, mobilya ve giyim eşyaları, özel yaşamdaki bedensel alışkanlıkları etkilemekteydi. Yüksek arkalıklı iskemlelerde oturmak, alafranga tarzda yemek yemek aile üyeleri arasında belirli bir mesafeye, hatta resmiyete yol açan birtakım yeni kurallara sebep oluyordu.

Aile içinde düzenlenen doğum ve evlilik yıldönümlerini kutlama alışkanlığı da Cumhuriyet’le birlikte yaygınlaşmıştır. Osmanlı toplumunda ortalama bir ailenin gündelik hayatında doğum ve evlilik yıldönümleri kutlama âdeti yoktu. İnsana ait tek anma töreni ancak öldükten sonra, o da dinin emri gereği yapılırdı. Tanzimat’tan sonra özellikle Cumhuriyet döneminde zaman kavramına yeni bir düzen verildi. Günlük yaşam günün belli saatlerine göre ayarlanır oldu. Cumhuriyet reformlarıyla birlikte giyim kuşamda, yani yaşamda köklü değişiklikler yapılmıştır. Kadın günlük yaşamda erkekle birlikte yerini almıştır.

Sonuçta Osmanlı Devletinde modernleşme çabaları bilindiği gibi önce fen bilimleri, kılık kıyafet konusunda reformlara girişmekle başlamış ve bu eğilim giderek devletin idari ve anayasal sistemini de kapsamıştır. Aydınların yanında Osmanlı Padişahları da Tanzimat’la birlikte daha ısrarlı bir şekilde modernleşmenin gereğini kavramışlardır. Bunun bir yansıması saray yaşamında da kendini bulacaktır. Örneğin Osmanlı saray yaşamında tıpkı Fransa’yı andırır balolar Avrupa tarzı davranışlar sıkça görülmeye başlanmıştır. Bundan hareketle Tanzimat sonrası hükümdarlardan II. Abdülhamit dışındaki padişahlar Avrupalılaşma konusunda Batıcı aydınlar gibi halka rağmen tavır almakla suçlanmışlardır. Genel görüntü olarak askerî ve ekonomik alanda sürekli zemin kaybeden Osmanlı Devleti’nin bu dönemde Avrupa devletler dünyasına dâhil olmak için yoğun çabalarına tanık olunmaktadır. Artık Osmanlı Devleti için Avrupa ile rekabet duygusu yerini, onun gibi olmak tarzına bırakmıştır.

ZAMBAK

İLGİLİ İÇERİK

SERVET-İ FÜNÛN İLE TANZİMAT ROMANININ KARŞILAŞTIRILMASI

TANZİMAT EDEBİYATI ÖSS/ÖYS/LYS SORULARI

TANZİMAT EDEBİYATI BULMACA

TANZİMAT EDEBİYATI ÖĞRETİCİ METİN ÖRNEKLERİ

TANZİMAT EDEBİYATININ OLUŞUMU

TANZİMAT TİYATROSU

TANZİMAT I.DÖNEM ve II.DÖNEMİN DİL ANLAYIŞLARI

TANZİMAT EDEBİYATI TEST

TANZİMAT I. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT II. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1896)

SON EKLENENLER

Üye Girişi