Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 Halide Edip ADIVAR (1884 -1964)

 20. yüzyıl romancılarımızdan olan sanatçı, 1884'te İstanbul'da doğdu yine aynı şehirde 1964'te öldü. Üsküdar Amerikan Kız Koleji'ni bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. İstanbul Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. 1918-1919 yılları arasında Millî Mücadele'ye katıldı.

 Sanatçı, "Millî Edebiyat", "Yeni Lisan" tartışmaları sırasında yeni ve yalın bir dille ortaya çıkmış ve romantizmden realizme doğru bir gelişme göstermiştir. Romanlarında ilkin aşk ve kadın temasını işlemiş, ardından Türkçülük, milliyetçilik ve memleketçilik konularına yönelmiştir. Eserlerindeki kişileri, içinde yaşadıkları olay çevresinde; geleneklere, dönemin özelliklerine, törelere ve nesillere bağlayarak anlatmıştır. Romanlarındaki kahramanları canlı ve kuvvetlidir. Kadın kahramanları ise sembol derecesinde yüksek, çarpıcı ve etkileyicidir. Romanlarındaki olaylar genellikle İstanbul'da geçer. Üslubu pek akıcı değildir; alışılmışın dışında bir cümle yapısı, bazen tutuk ve bozuk bir anlatımı vardır.

 Eserleri

 Roman: Yeni Turan, Son Eseri, Mev'ud Hüküm, Heyula, Raik'in Annesi, Seviye Talip, Handan, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Kalp Ağrısı, Zeyno'nun Oğlu, Sinekli Bakkal, Yolpalas Cinayeti, Kerim Ustanın Oğlu, Sevda Sokağı Komedyası, Çaresaz, Hayat Parçaları, Tatarcık, Sonsuz Panayır, Döner Ayna, Âkile Hanım Sokağı.

 Oyun: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh.

 Anı: Türkün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev.

 Hikâye: Sanatçı, hikâyelerini "Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt, Kubbede Kalan Hoş Şada" adlı kitaplarında toplamıştır. Harap Mabetler'deki mensur şiirlerinde hâkim olan temalar "yalnızlık, terk edilmişlik, günahkârlık, ölüm duygusu"dur.

1912'deki Balkan Savaşı ile birlikte sanatçıda bireysel problemlerin yerini millî duygular almaya başlar. "Dağa Çıkan Kurt" adlı hikâyesinde, I. Dünya Savaşı sonunda yenik düşen Türklerin, kendinden çok üstün olan düşman güçleri ile yaptığı mücadeleyi ortaya koyar.

 İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yazdığı hikâyelerinde ise Doğu-Batı sentezini aramıştır. "Kubbede Kalan Hoş Sada" adlı eserindeki "Seydala" adlı hikâyede köyden kente göçün neden olduğu problemleri anlatmıştır. "Kubbede Kalan Hoş Şada" adlı öyküsünde ise Batı müziğinden yararlanılarak geliştirilen Türk operasını anlatmıştır.

 Sanatçının poligamiyi de (çok eşlilik) işlediği görülür. "Ağzından Çıktığı Gibi" adlı hikâyede; kocası tarafından, üzerine kuma getirilmesiyle evini terk edip İstanbul'a yerleşen ve hem kendi çocuklarına hem de kumasının çocuklarına bakmak zorunda kalan bir kadının gururu ve çile dolu yaşamını anlatmıştır.

SON EKLENENLER

Üye Girişi