Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 

30. Aynı kuşağı temsil eden bu iki sanatçıdan biri, bir taraftan eski kültürü savunurken, bir taraftan da eski edebiyatı yıkmaya çalışır, özellikle şiir ve tiyatrolarıyla halka özgürlük aşkını yerleştirmeye çalışır. İkinci sanatçı, konuşma dilinin yazı dili olması gerektiğini savunurken, bir taraftan da eski edebiyatı diriltmeye çalışır. Bu yüzden şiddetle eleştirilir.

Yukarıda sözü edilen dönem ve sanatçıları yazınız?

………….Tanzimat - Namık Kemal, Ziya Paşa……………

________________________________________________________________________________

31.  Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları uygun bir şekilde doldurunuz. 

a. Kürsi-yi İstiğrak şiirinde şair TABİATTAN (DOĞADAN) ele alarak ve ondan yola çıkarak YARATICIYA (ALLAH’A) ulaşır. 

b. 14. Asırda Avrupa başlayan yeni düşünce çağına RÖNESANS denir. 

c. İlk özel gazeteyi çıkaran yazarımız ŞİNASİ aynı zamanda ilk NOKTALAMA İŞARETLERİNİ kullanan yazarımızdır. 

d. Ziya Paşa “Şiir ve İnşa ” isimli makalesinde şiir hakkındaki düşüncelerini dile getirmiştir. 

e. Osmanlı Devleti’nde ıslahatlar ilk olarak askeri ikinci olarak eğitim alanında yapılmıştır. 

f. Avrupa için Rönesans neyse Osmanlı Devleti için de Tanzimat odur. 

____________________________________________________________________________________

32.Abdulhak Hamit Tarhan’a döneminde Şair-i Azam denilmiştir. Niçin? Açıklayınız? 

Abdulhak Hamit yazdığı şiirlerle ve çok sayıdaki şiir kitaplarıyla 2 şiirimizi gerek şekil 2 gerekse içerik gerekse de söyleyiş ( kullanılan imgeler) 2 olarak tamamen batılı bir tarza ulaştırmıştır. 3 Bu konuda düşünen değil uygulayan adamdır. Kendisine bu yüzden şair-i azam denilmiştir.

______________________________________________________________________________________

33.Tanzimat Dönemi I. ve II. Dönem şiirlerini yapı ve dil yönlerinden karşılaştırınız.

I.Dönem: Dil sadeleştirilmeye çalışılmış fakat çok az başarı sağlanmıştır. Genel olarak ağırdır. 

Yapı daha çok divan edebiyatı nazım biçimleri çok az da batılı şekiller kullanılmıştır. 

II.Dönem: Dil ağır ve sanatlıdır.  Yapı: Batılı ve yeni şekiller, çok az divan ede. Nazım şekilleri kullanılmıştır. 

____________________________________________________________________________________

34) Makber şiirinin şairini, niçin yazıldığını ve ele aldığı konuları yazınız.

Abdulhak Hamit Tarhan  ilk eşi Fatma Hanım’ın ölümü üzerine  yazmıştır. Eşinin ölümünden duyduğu acıyı, erdem ve güzellikleri; bazı metafizik unsurlar üzerine düşünceleri dile getirir Hamit. 

____________________________________________________________________________________

35) Sergüzeşt romanındaki temel olayı ve kişileri ( genel olarak) yazarak bu iki öğe arasındaki ilişkiyi açıklayınız?

Olay: Esir kız Dilber’in esaret hayatında çektiği sıkıntı ve acılardır. 

Kişiler: Dilber, Mustafa efendi ve karısı, Taravet, hizmetçi, yaşlı kadın, esirci, Asaf Paşa ve oğlu Celal 

Olay-Kişiler ilişkisi: Romandaki kişiler olayla uyumludur. Kişiler esaret sistemini yansıtacak iki zıt gruptan seçilmiştir.

Bir yandan köleleşmiş şahıslar bir yandan da onlardan yararlanan paşa ve beyler yani zenginler var. Kişiler genel olarak realisttir.

______________________________________________________________

36.Sergüzeşt romanındaki temel olayı ve mekanları yazarak bu iki öğe arasındaki ilişkiyi açıklayınız 

Olay: Esir kız Dilber’in esaret hayatında çektiği sıkıntı ve acılardır. 

Mekan: İstanbul’da esircinin ve yaşlı kadının evi, Asaf Paşanın konağı, Mustafa Efendinin evi, Mısır’da kahire ve Nil nehri 

Olay-mekan ilişkisi: Romandaki mekanlar olayla uyumludur. Şehirler ve evlerin çoğu esaret hayatına müsait yerlerdir. İstanbul ve kahire başkent olmak hesabıyla paşa ve zenginlerin yaşadığı yerlerdir. Konak ve yalılarda bu zenginlerin evleridir. Tabii olarak bu gibi yerlerde köle ve cariyeler çokça bulunur. 

________________________________________________________________________________

37)  Namık Kemal hayatı boyunca ya kaçmış ya da sürgün edilmiştir. Bu durumu sebepleriyle beraber açıklayınız? 

Namık Kemal Fransız ihtilalıyla ortaya çıkan batılı değerleri benimsemiş ve sonuna kadar savunuştur . Özellikle hürriyet, adalet, eşitlik ve millet kavramları üzerinde çok durmuş, bunları eserlerinde işleyerek halkı bilinçlendirmeye çalışmış ; meşrutiyeti savunmuş bunun için Jön Türklere katılmış ve Osmanlı yönetiminin karşısında durmuştur .Bu nedenle yönetim tarafından tehlikeli bulunmuş ya hapis ya sürgün edilmiş ya da kaçak hayatı yaşamıştır.)

_______________________________________________________________________________________

38)

a.Aşağıdaki beyti, yazıldığı dönemi ve Ziya Paşa’nın hayatını da dikkate alarak yorumlayınız. (10)

Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez

Baran yerine dürr ü güher yağsa semâdan

(bi-baht: talihsiz; katre:damla; dür:inci; güher:elmas)

Gökten yağmur yerine inci ve elmas yağsa dahi talihsiz olanın bahçesine bir tanesi bile düşmez. 

Bir kişi talihsizse her şeyden mahrum kalır ve türlü olumsuz durumla karşılaşır. Ziya Paşa da hayatı boyunca çeşitli olumsuzluklarla karşılaşmış, kaçmış, açığa alınmış, yönetimle ters düşmüş ve belki de hak ettiği yere gelemediği için kendini bahtsız görmüştür(benzer yorumlar). 

 b.Aşağıdaki beyti yazıldığı dönemi ve Ziya Paşa’nın hayatını da dikkate alarak yorumlayınız. 

İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez

Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez

(sıklet: ağırlık; idrak: anlayış, anlama; maali: yüksek değerler, kavramalar)

Yüksek değerleri ve anlamları kavramak bu küçük akıl için gerekli değildir. Çünkü bu küçük akıl yüksek hakikatleri anlayamaz. 

 

Ziya Paşa kâinatın düzenine sosyal hayatın gidişatına bir anlam veremez. Sosyal adaletsizliklere, insanın çektiği sıkıntılara, insanın dünyaya geliş ve bulunuş sırlarına çözüm bulamaz ve nihayetinde aklın bazı olgu ve kavramları anlamak için yetersiz olduğuna hükmeder ve tevekkül eder. Ziya insan aklının anlama kabiliyetinin sınırlı olduğuna inanır. Benzer yorumlar 

________________________________________________________________________________

39 Abdulhak Hamit Tarhan’ın tiyatroları sahnelenmeye uygun değildir. Bunun sebeplerini yazınız? 

Hamit tiyatrolarını oynanmak için değil okunmak için yazmıştır  Bu nedenle eserlerini dil ve yapı olarak özentisiz teknik olarak kusurlu yazmıştır . Tiyatroları bu nedenle sahnelenmeye elverişli değildir

______________________________________________________________________________________

40 Tanzimat I. ve II. dönem şiirlerini ele alınan temalar yönünden karşılaştırınız?

I.Dönem: Sanat toplum içindir. Temalar: Toplumsal temalar olan hürriyet, adalet, eşitlik, kanun, vatan,

Osmanlı devlet ve yönetiminin idari ve sosyal bozuklukları

II.Dönem: Bireysel temalar olan aşk, tabiat, metafizik ( Yaratılış, yaratıcı, diriliş, ölüm, ruh v.b.g

______________________________________________________________________________

41 ”Eyvah! Ne yer ne yar kaldı

Gönlüm dolu ah u zar kaldı” mısralarının alındığı şiirin ismini yazarak bu şiir hakkında kısaca bilgi veriniz?

Abdulhak Hamit Tarhan’ın 1Makber isimli şiirinden alınmıştır.  ilk eşi Fatma Hanım’ın ölümü üzerine  yazmıştır. Eşinin ölümünden duyduğu acıyı, erdem ve güzellikleri; bazı metafizik unsurlar üzerine düşünceleri dile getirir Hamit . 295×8 bentten oluşan şiir şairine haklı bir şöhret kazandırmıştır.

_____________________________________________________________________________________

42.Roman dediğin uzun bir yol üzerinde dolaştırılan bir aynadır. Bir bakarsın göklerin maviliğini, bir bakarsın yolun çamurunu görürsün. Ayna çamuru gösteriyor diye aynayı suçlamak olur mu ?’ diyen bir yazar hangi edebiyat akımına uygun olarak yazmıştır? Niçin? 

*****REALİZME GÖRE YAZMIŞTIR.REALİST ROMAN HER ŞEYİ OLDUĞU GİBİ YANSITIR.

________________________________________________________________________

43-) Sami Paşa Zade Sezai’nin edebi kişiliğini ve eserlerini yazınız. 

SAMİ PAŞAZADE SEZAİ

1859 yılında İstanbul’da doğdu. Tüm eğitimini özel öğretmenlerden aldı. Farsça, Arapça ve Fransızca öğrendi. Yazı yaşamına on dört yaşında başladı. İlk yazısı Kamer adlı bir dergide yayımlandı. Gençlik döneminde Namık Kemal’den etkilendi. 1879’da Evkaf-ı Humâyun Mektubî kaleminde memurluğa başladı. Bir yıl sonra Londra Elçiliği ikinci kâtipliğine atandı.

İngiliz edebiyatını inceleyen Sezai, yurda dönünce Dış İşleri İstişare Odasında çalıştı. Bu yıllarda da edebiyatla ilgilendi. 1889’da ilk ve tek romanı Sergüzeşt’i yayımladı. Servet-i Fünun dergisinde de yazmaya başlayan Sezai, Şûrâ-yı Ümmet ve İkdam gazetelerinde çalıştı. 1891 yılında anı, gezi ve çevirilerini topladığı Küçük Şeyler’i, 1898’de Rumuzü’l-Edeb’i, 1924’de ise İclâl adlı yapıtlarını yayımladı. 1936 yılında yaşamını yitirdi.

_________________________________________________________

44-) Romantizm akımının belirleyici özellikleri ve temsilcilerini yazınız.

Özellikleri

• Klasisizmin biçime öze ilişkin tüm kuralları reddedilmiştir.

• Aklın, mantığın ve sağduyunun yerini, bireysel duygu, hayal ve heyecanlar almıştır.

• Klasik tragedya ve komedyanın bütün bağlayıcı kuralları bırakılmış bu iki tür dram türünde bütünleştirilmiştir. (Öncüsü Shakespeare’dir)

• Duygulu ve coşkulu olan romantikler yapıtlarında Kişiliklerini gizlemezler, anlattıkları olaylar karşısındaki tavırlarını açıkça ortaya koyarlar.

• Dış dünyayı, doğayı renkli, abartılı betimlemelerle anlatmışlar, doğayı sanatçının esin kaynağı olarak değerlendirmişlerdir.

• Klasisizmdeki evrenselin, genelin ve tipin yerini; ulusal, yerel ve karakter almıştır.

• Ulusal tarihe, dinsel konulara yönelmiştir; ölüm, acı, aşk, intihar temalarına ağırlık vermişlerdir.

• Eski Yunan ve Latin mitolojisi yerini, Hıristiyanlık mucizelerine, ulusal destanlara, efsanelere bırakmıştır.

• Dil ve anlatımda klasikler gibi disiplinli ve özenli değildirler.

• İşledikleri konular, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin karşıtlıkları içinde ele alınmıştır.

• Toplumsal olumsuzluklara karşı çıkılmış ve “toplum için sanat” anlayışı benimsenmiştir.

• CHATEABRIAND • VİCTOR HUGO • A.DUMAS PERE • ALFRED DE MUSSET • LAMARTİNE • GEORGE SAND • GOETHE • SCHILLER • LORD BYRON • SHELLEY

• SIR WALTER SCOTT Ü • ALEKSANDR PUŞKİN

Türk Edebiyatı’nda romantizm Batı’daki önemini yitirdikten sonra etkili olmuştur. En çok Tanzimat Edebiyatı’nı etkisi altına alan romantizmin özellikleri, Namık Kemal, Ahmet Mithat ve Abdülhak Hamit’in eserlerinde gözlenebilir.

________________________________________________________________________________

I. Şiir Günümüz Türkçesiyle

Durur ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette ( Zafer hükümleri milletin gönül birliğinde durur

Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı re’y-i ümmetten Ümmetin (gerçeği bulma yolundaki) fikir ayrılığından

bereketli eserler çıkar.)

II. Şiir Günümüz Türkçesiyle

Kenar-ı bahrde hoş bir mahaldir nazır-ı alem (Dünyayı seyretmek için deniz kıyısı hoş bir yerdir

Tahaccür eylemiş bir mevcdir üstünde bir adem taşlaşmış bir dalga(olan bir kayanın) üzerinde bir adam

Hayalettir oturmuş fikr ile meşguldür her dem hayalettir, oturmuş, her an düşünceye dalmıştır

Giyinmiştir beyaz amma bakarsın arz eder matem beyaz giyinmiştir ama bakarsın matemli görünür

45)Yukarıdaki şiirlerden biri Tanzimat’ın I. dönemine diğeri II. dönemine aittir.Bundan yola çıkarak Tanzimat I. dönem şiiri ile II. dönem şiiri arasındaki farkı belirtiniz.(10)

 

1. DÖNEM                                      II. DÖNEM

-Sanat, toplum için                          -Sanat, sanat için

-Toplumsal konular işlenmiştir.           -Bireysel konular işlenmiştir.

-Dil yalındır.                                           -Dil ağırdır.

**sonuç olarak Tanzimat şiirinin ıı.döneminde şairlerin hayata bakış açısı,tema ve dil de büyük değişiklikler olmuştur.

_________________________________________________________________________

46)Aşağıdaki eserlerin yazarlarını/şairlerini yazınız.

a) Akif Bey: …NAMIK KEMAL

b) Müntehabat-ı Eşar: ……ŞİNASİ

c) Kamus-ı Türkî: ŞEMSETTİN SAMİ

d) Henüz On yedi Yaşında:……AHMET MİTHAT

e) Sahra:………ABDULHAK HAMİT TARHAN

_____________________________________________________

47)Geleneksel Türk Tiyatrosu ile modern tiyatro arasında ne gibi farklılıklar vardır? Maddeler halinde yazınız.

Geleneksel Türk Tiyatrosu          modern tiyatro

1. Yazılı bir metne dayanmaz -              Yazılı bir metne dayanır.

2. Doğaçlama yapılır -                            Sahnede oynanır

3. Herhangi bir sahne yapısı yoktur.           –Dram,Trajedi,Komedi gibi türlere ayrılır.

4. Genellikle yanlış anlamalar üzerine kuruludur. -Yunanistan’daki Dionysos şenliklerinden doğmuştur.

5. Karagöz,Meddah,Ortaoyunu,Köy Seyirlik oyunlarında oluşur.

6. Kökeni Orta Asya’ya dayanır.

________________________________________________________________________________-

SON EKLENENLER

Üye Girişi